Ben
hala ordayım
uzaklarda uykularda çakıl taşlarının orada...
Usanmadım
gümüş sikkeler gibi paslanmaktan
sessizliğe bakarım tamamen şarkı
karanlğı dinlerim sular her gece derin
yatağımı denize sermiştim
ben hala ordayım
Ne
bir gölge ne bir ayak izi
sadece bir resim bir geniş zaman kipi
ama hatırlanacak öyle çok şey var ki
bir akarsu olmak döne döne akmak
mümkün mü bu güne bu uzak güne gelmek!
Asırlardır
taş gibi övünürüm özgül ağırlığımla
kılavuzsuz çıkmam gün işığına bile
kimse bilsin istemem gecenin ikinci adını
ne yana baksan içinden çıkılması zor bir mavilik
bir mavilik ki yoksullukların en kutsalı.
Ben
hala ordayım
tarih atlaslarında batık gemilerin orada...
HECE -
Nisan 2001
Faruk Uysal