Geçen
gün bir dostum bana kavramla
mefhumu neden ayırt ettiğimi sorup, “matematikçiler bile
ikisini aynı anlamda kullanıyorlar” dedi. Ona verdiğim
cevap şöyle idi:
Matematikçilerin
iki kavramı müterâdif veya eş kullanmaları çok doğal
çünkü işleri güçleri soyut şeyleri, yâni notion’ları
(mefhumları) düşünmek. Felsefî düşüncede müşahhas
(concrete: somut) veya oldukça sarih, basit şeylere concept,
mücerret (abstract: soyut) şeylere notion
denir.
Şu
örnekler umarım ki efrâdını câmi, ağyârını mânî
olur:
2
(iki)
denen şey tek başına bir mefhumdur (notion); iki
masa ise bir kavramdır (concept).
Psişe
bir kavramdır, ruh
(spirit
ve soul)
bir mefhum…
İnsan
ve beşer
kavramdır, insanî
ve beşerî
mefhum…
Organ
olarak kalb
kavramdır, sembolizm
olarak kalb
(şefkat), gönül
(rızâ) ve yürek
(cesaret) birer mefhum (bu arada, doğrusu kalp değil,
kalbdir. Kalp
“sahte” anlamına gelir: Kalp para, kalpazan gibi)…
Güneş
bir
kavramdır, ondan esinlenebileceğimiz güven
- güzellik
- güzîdelik...
gibi çağrışımları mefhumlar…
Biz
hekimler, tabiplik zanaatını hikmetle birleştirip hekimlik
san’atına tahvil ederek, onu da basit bir kavram (concept)
olmaktan öteye, bir mefhum (notion) olmaya taşırız.
Bu
sebepledir ki, meselâ “filâncanın bilgisi iyidir ama
hekimlik nosyonu zayıftır” gibi lâflar edilir.
Kavram
kavranabilendir, mefhum ise bir fehm’dir
ve anlaşılabilmesi için işin içine sezgi ve akıl katılması
yâni fehîm
olunması gerekir.
Anlamadın
mı bunları? Heyhat! 50 senede Türkçe ne hâllere geldi
bak…
Yok
mu güzel bir lûgat (sözlük), bakıver lûtfen.
Haydi,
kal sevgiyle. Gönlü, yüreği, kalbi hemhâl olmuş, yâni
akl-ı hikmeti kudretle bezemiş, onu da güzellikle süslemiş
olarak…