İnternetle
ilk tanıştığımız yıllarda tabi ki hızımız çok yavaştı ve
yapabildiklerimiz sınırlıydı. Her zamanki gibi her şeyi geriden
takip ederdik ülke çapında. ICQ, mIRC, NET MEETING ve benzeri
programları geç öğrendiğimiz gibi kullanmak de için çok
çabalardık. İnternet hızımız düşüktü çünkü. Ve internetle ilgili
bilinmeyenler o kadar çoktu ki. Hiç unutmuyorum ilk internete
bağlandığımda çok sevinmiştim ama girilecek bir site adresi
bilmiyordum ve birkaç dakika araştırdıktan sonra bugünkü
www.sufizmveinsan.com un ilk zamanlarına yetişmiştim.
Bunun
yanında bilgisayarı olan ve internet hizmeti alanlar internete
nasıl girileceğini, hangi programları kullanacaklarını ve
programları nasıl kullanacaklarını soruyorlardı. Biz de
kurcalayıp öğrendikten sonra anlatıyorduk. Web sitesi yapmanın
işportaya düştüğü ve mesajlaşmanın (chat) bu denli bilinir ve
kolay olduğu zamanları hayal edebilecek gibi değildik. Bir sürü
mesajlaşma programları geldi geçti, bazıları hala güçlü durumda
ama şu an en bilineni ve en çok kullanılanı MSN Messenger’ dır.
MSN
kullanıcı yaşı, gözlemlediğim kadarıyla şu an 9–10’lara
inmiştir. Aslında bu iş, çocukların öğrenim durumunu olumsuz
etkilemeye kadar gidiyor. Ama konumuz bu değil. Konumuz Türkiye’
nin, MSN kullanımında dünya üçüncülüğüne yerleşmesi. Ancak 70
milyon nüfusuyla ancak 10 milyon nüfuslu Macaristan kadar sunucu
yatırımı yapabiliyor.
Microsoft Türkiye, Antalya Kemer’de düzenlediği bir basın
toplantısıyla 2006 mali yılını değerlendirdi ve gelecek
planlarını açıkladı. Türkiye bilişim pazarı hakkında da detaylı
bilgiler veren toplantıda, Microsoft Türkiye, geçen mali yılda
gelirlerini yüzde 36 oranında artırdığını açıklarken, 2007 yılı
başında piyasaya süreceği Windows Vista işletim sistemi ve
Office 2007 yazılımını tanıttı.
Türkiye’de internet kullanıcılarının neredeyse tamamına ulaşan
Microsoft, Türkiye’de ulaştığı 14,4 milyon MSN Messenger
kullanıcı sayısıyla dünyada üçüncü sırada yer aldı. Türkiye
yine bir Microsoft hizmeti olan Hotmail kullanımında da 10,2
milyon kullanıcıyla dünya altıncısı durumunda. Microsoft
Türkiye’nin uluslararası ölçekte ulaştığı diğer bir başarı da
kurumsal pazarda oldu. Türkiye Ofisi, kurumsal pazarda
gösterdiği büyüme hızıyla dünya çapında en hızlı büyüyen beşinci
ofis oldu.
Basın toplantısında bir sunum gerçekleştiren Microsoft
yetkilileri, 2005 yılında Türkiye’deki BT harcamalarının bir
önceki yıla göre yüzde 27,3 oranında büyüyerek 4,4 milyar dolar
civarında gerçekleştiğini söyledi. Sektörün bu seneki büyüme
oranı ise yüzde 30 civarında olacak ve Pazar büyüklüğü 5.3
milyar dolara ulaşacak.
TÜRKİYE BİLİŞİM PAZARI
Toplantıda Microsoft tarafından Türkiye bilişim pazarı konusunda
açıklanan veriler ise oldukça ilgi çekici. Türkiye bilişiminin
4.4 milyar dolarlık Pazar pastası incelendiğinde Türkiye
pazarının yarıdan fazlasının (2,36 milyar dolar, %54) donanıma
ayrıldığı görülüyor. Yazılıma ayrılan pay ise yüzde 14 civarında
(617 milyon dolar) kalıyor. Pastanın kalan kısmı ise (1,4 milyar
dolar, %32) servisleri kapsıyor. Teknoloji kullanımında gelişmiş
ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin hala donanım
konusundaki açıklarını kapatmaya çalıştığını ve yazılım ve
hizmetlere gereken payın verilemediği ortaya çıkıyor.
Türkiye’de 2006 yılı içerisinde 1.75 milyon adet olarak
gerçekleşen PC satışlarının 2006’da 2,4 milyon, 2007’de ise 3
milyon adede ulaşması bekleniyor. Bu rakamlarla birlikte 2006
yılı sonunda Türkiye’de kullanılan PC sayısının 5,5 milyonu
aşması gündeme gelecek. 2007 için tahmin edilen PC sayısı ise
6,7 milyon.
İnternet erişiminde ise geniş banda doğru bir kayış dikkat
çekiyor. 2005’yılı sonunda 1,5 milyon olan geniş bant internet
kullanıcı sayısı geçen Haziran ayı itibariyle 2 milyonu geçmiş
durumda ve Türk Telekom bu sayıyı yılsonunda 3 milyona çıkarmayı
hedefliyor. Toplam internet kullanıcı sayısının ise 2006 yılı
sonunda 16, 2007’de ise 19 milyona çıkması bekleniyor.
MADALYONUN DİĞER YÜZÜ
İnternet kullanıcı sayıları, MSN ve Hotmail kullanım oranları
gibi verilere baktığımızda Türkiye’nin internet kullanımında
basamakları hızla çıktığını görüyoruz. Ancak madalyonun öteki
yüzünde bu gelişmeyi gölgeleyecek rakamlar da mevcut. Türkiye 70
milyonun üzerindeki nüfusuyla yılda 25 bin civarında bir sunucu
satışı gerçekleştiriyor. 38 milyon nüfuslu Polonya’da bu rakam
42 bin olarak gerçekleşirken, 44 milyon nüfuslu G. Afrika
Cumhuriyeti’nde 44 bin sunucu satılıyor. Türkiye’den iki kat
fazla nüfusu sahip Rusya pazarında ise sunucu satış rakamları
Türkiye’yi beşe katlayarak 118 bine ulaşıyor. 10 milyon nüfuslu
Doğu Avrupa ülkesi Macaristan bile 70 milyon nüfuslu Türkiye ile
aynı satış rakamlarını yakalıyor.
Peki bir ülkede sunucu satışının dünya ortalamasının bu kadar
altında olması neden bir sorun teşkil etsin? Sunucu
satışları bir ülkenin bilgiyi nasıl ve ne kadar kullandığı
konusunda ipuçları veriyor. Türkiye’de kurumlar tarafından
kullanılan sunucular bilgi yönetiminin amiral gemilerini
oluşturuyor. İnternet tarafında ise yerel içeriğin
oluşturulacağı ve kullanıcıya sunulacağı platform ise yine web
sunucularından geçiyor. Veri tabanı sunucuları bir ülkenin
bilgiyle, sayılarla, istatistiklerle, bu bilgilerin işlenip
anlamlı hale getirilmesi ve iş amaçlı olarak kullanılmasıyla
olan bağını sağlıyor.
Bir yanda MSN’ de dünya üçüncüsü, Hotmail’de dünya altıncısı,
diğer yanda server satışı, yazılım ve hizmet kullanımında
ortalamanın çok gerisinde bir Türkiye. Yani sohbet edip
mesajlaşmakta üstümüze yok, ama bilgiyle, sayılarla, yerel
içerikle fazla işimiz olmuyor.
Teknolojiyi tüketen bir toplum olmaktan, teknoloji kullanarak
bilgi ve iş tecrübesi üreten bir topluma dönüşmek istiyorsak,
yazılım, hizmet ve altyapı alanlarında da yatırım yapan ve bu
yatırımlardan fayda sağlamayı başaran bir toplum haline gelmemiz
gerekiyor. Bilgisayar okuryazarlığının artıyor olması, internet
ve geniş bant erişimin tırmanışı, bu yolda karamsar olmak için
erken olduğunun en iyi göstergeleri, ancak yaşanan bu değişimi
üretime yöneltmeyi unutmamalıyız.
Çocuklarını yetiştirmekte son derece aciz kalan insanımıza
buradan seslenmek gereğini hissettim. 10 yaşında MSN’ de
saatlerce boş muhabbet eden çocuklarınızın farkına varın. Ve
onlara gerekli yardımları yaparak interneti ve teknolojiyi bilgi
için, bir şeyler başarabilmek için kullanmalarını sağlayın. Aksi
halde gelecekte bizi çok konuşan, dediğim dedik, bildiğim bildik
ama elinden hiçbir şey gelmeyen bir toplum bekliyor olacak. Şair
ne güzel demiş: “Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz”. Lütfen
laf yapmayalım, iş yapalım.
Kaynak:
Ntvmsnbc
Volkan Tolga
volkantolga@hotmail.com
İstanbul - 12.09.2006
http://sufizmveinsan.com
volkantolga@hotmail.com
|