*
Antarktika 'da uzun kutup gecesi, güneşin ufuktan yükselmesiyle
biter ve altı ay sürecek gündüz baslar.
* Çok geçmeden smokinlerini giymiş penguen sürüleri, kısa
bacakları üzerinde hoplayarak ilerlemeye baslar. Önlerinde, yürümeleri
gereken yüzlerce kilometre buzlu yol vardır. Ve onlar 1 adımda yalnızca
10 cm. ilerleyebilir. Ama dakikada 120 adım atarlar.
* Yürümekten yorulunca da beyaz göğüsleri üzerine yatıp
bacaklarını bir kürek gibi kullanarak kızakla kayar gibi yol alırlar.
* Hedeflerine varınca bir çukur kazarlar.
* Çevresine tastan bir duvarcık çevirirler.
* Ve çukurun içine girerek beklemeye başlarlar.
* BEKLEDİKLERİ ŞUDUR: Güneşin kendilerine erkek ya da dişi
olduklarını bildirmesi. O zamana kadar cinsiyetlerinden haberleri
yoktur.
* Güneş ışığı, cinsiyet bezlerini harekete geçirir ve
hormonlardan biri daha fazla salgılanmaya başlar. Cinsiyetlerinin ne
olduğunu ancak o zaman anlarlar.
* Eğer dişiyse çukurda kalır, ama erkekse yapacak çok işi vardır.
* Penguen geleneklerine göre, gagasına bir tas alarak törenle dişinin
önüne koyar. Oralarda tas çok nadir olduğundan bundan daha mükemmel
bir düğün hediyesi yoktur. Şayet dişi tası kaldırır ve eğilip
kalkarsa erkek, dişiyi tavlamıştır.
* Fakat tas olduğu yerde kalırsa, erkek penguen başka bir kız
arar.
* Bazen iki erkeğin aynı dişiye göz koydukları olur. Bu durumda
tasları bir kenara bırakıp birbirlerinin üzerine atılırlar.
Kanatlarıyla birbirlerine dakikada tam 200 tokat atarlar.
* Arada durup dinlenme kuralı da olan dövüş, taraflardan biri
yorulup çekilinceye dek sürer. Bu dövüşlerde yaşamını yitiren
olmamıştır.
* Erkeklerle dişi birbirini bulduktan sonra yorulmak bilmeden tas
biriktirme isine başlarlar. İsin kolayını seçen penguenler komşularının
taş kümelerinden taş çalarlar. Yakalanınca da kendilerini
savunmaya gerek görmeden cezalarını çekerler.
* Güneş ısınları penguenleri daha çok ısıtmaya başlayınca aşk
oyunları başlar. Bazı çiftler saatlerce karşılıklı olarak eğilip
kalkarlar. Bazıları ise baslarını sağa sola döndürüp
kendilerini beğendirmeye çalışırlar.
* Dişi, yumurtladıktan sonra yuvadan ayrılamaz. Çünkü iri martılar,
yumurta ve yavrular için büyük bir tehlikedir. Kuluçka suresince
anne ve baba yemek bile yemezler. Ancak yavrular çıktıktan sonra
baba penguen balık tutmaya gidebilir. Yürüyemeyecek duruma gelene
kadar midesini doldurur. Yuvada gagasını ardına kadar açarak
yavruları besler.
* Yavrular on dört günlük olunca çocuk bahçesine gönderilirler.
20 kadar nine ve dede penguen burada 120 çiftin yavrularının bakımını
üslenmişlerdir. Anne ve baba penguenler yiyecek bulurlar ve ayrım
yapmaksızın tüm yavruları beslerler.
* Yüzmek penguenlerin en büyük zevklerinden biridir. Penguenler yüzmeyi
bu denli sevseler de hiçbiri denize ilk giren olmak istemez. Yüzlercesi
kıyıya toplanır kanat çırparak birbirlerini suya itmeye çalışırlar.
* Bu kaygının nedeni, fok balıklarıdır.
*
Yavru penguenler yeterince büyüyünce yüzme dersleri almaya başlarlar.
Bu iş yine nine ve dedelere düşer. Bir sürü yavruyu yanlarına
alarak deniz kenarına oturur ve yüzme sanatının inceliklerini bir
bir öğretirler.
* Mart ayı gelinceye kadar yüzmeyi, dalmayı, balık tutmayı, yürümeyi,
kısacası bir penguenin bilmesi gereken her şeyi öğrenmiş
olurlar.
* Çok geçmeden Antarktika yazı sona erer. Kışın gelişiyle
penguenlerin cinsel güdüleri de söner. Artık penguenler için kışı
geçirecekleri yerlere yürüme zamanı gelmiştir.
*
Yüz binlerce penguenden oluşmuş sürü, gürültüyle yol aldıkça,
arkada bıraktıkları kıyıyı, altı aylığına sessizliğe ve
karanlığa gömülür.
Derleyen:
Halil Ilbıra
İstanbul
- 03.11.2002
http://sufizmveinsan.com
|