Nedir
Bu Sayaç?
Kalbimiz sürekli pompa gibi çalışarak, kanın vücudumuzda dolaşımını
sağlar. Tansiyon, diğer bir deyişle kan basıncı, dolaşım sırasında
damarlarımızda akan kanın damar çeperlerine yaptığı basınçtır.
Vücudumuzdaki organları oluşturan dokular, kalp ve damar yoluyla
düzenli bir şekilde oksijen ve besin maddeleri alış-verişi yaparak
görevlerini yerine getirir. Bu işlemin sürekliliği için kalp düzenli
olarak çalışır.Kendisine kulakçıklardan gelen kanı karıncıklar yoluyla
büyük ve küçük dolaşıma pompalar.Bu pompalama vücudun değişik
bölgelerinde,örneğin,boyun ve el bilek damarlarında nabız atması
şeklinde hissedilir. Nabız sol karıncıktan atılan temiz kanın bu
damarlarda oluşturduğu basınçtır. Büyük dolaşım sistemi ile dokuların
gereksinimini karşılamak için dağıtılan bu kan kullanıldıktan sonra
tekrar temizlenmek üzere küçük dolaşım yardımı ile akciğerlerden
geçirilir.
Damarın içinde kanın akabilmesi için belirli bir basıncının olması
gerekir. Bu basıncı, kalbin kasılmasıyla kanı damarların içine
pompalaması ve atardamarların elastikliğiyle bu basıncı dengelemesi
oluşturur.
Kalp kasıldığı zaman atardamarların içine kanı belirli bir basınçla
pompalar. Bu sırada damar içindeki basınç en yüksek düzeye ulaşır. Bu
basınca tıpta sistolik basınç, halk arasında büyük tansiyon adı
verilir.
Kalbin gevşemesiyle, damar içine pompalanan kan durur. İşte bu sırada
devreye damarın elastikliği girer. Önce genişlemiş olan damar, kana
bir basınç uygulayarak kalbin gevşemesi anında da kan akımını sağlar.
İşte bu sırada oluşan en düşük basınca da tıpta diastolik tansiyon,
halk arasında da küçük tansiyon denilir.
Bu basınç, 1 cm2 alanındaki cıva sütununun tabanına yaptığı basınçla
karşılaştırılarak belirtilir. Örneğin bir kişinin tansiyonu 12
dediğimiz zaman, bu basınç 12 cm yüksekliğindeki cıva sütununun
tabanına yaptığı basınca eşdeğerdir.
Ülkemizde insanların arasında yaygın olan sağlık sorunlarından biri
tansiyondur. Gündelik hayatımıza "Yine tansiyonum yükseliyor...? ya da
"tansiyonum düştü...? gibi ifadelerle sık yer alan tansiyonun
gerçekteki karşılığı nedir ?
Normal Tansiyon Değerlerinin Ölçümü
Tıpta genel olarak herkesin bünyesinin farklı olduğu kabul edilir. Ama
genel olarak normal kabul edilen sınırlar mevcuttur. Yapılan uzun
araştırmalar sonucu, yaşın artışıyla küçük değişmeler olmakla beraber
büyük tansiyon için 12 ile 14 arası, küçük tansiyon için 7-9 arası
olması halinde değerler normal sayılır.
Nabız, milattan önceleri de bilinmekteydi buna karşılık, tansiyon
kavramı yakın zamanlarda gelişmiştir. Kan dolaşımı konusunda ilk
bilimsel yapıtı 1628'de Harvey yayınladı. Ardından 1727'de Stephen
Hales, tansiyonu ölçmek için ilk deneyini yaptı. Bu deney, U harfi
şeklinde bir borucuğun atardamara yerleştirilip, borucuktaki kan
düzeyinin gözlenmesi ile yapıldı. Bu iş için Hales bir at kullandı.
Daha sonra bazı araştırmacılar aynı yolu değişik hayvanlarda, daha
geliştirilmiş araçlar kullanarak uyguladı. Bu yüzyıl başında ise,
damara girilmeden tansiyon ölçmeyi sağlayan dolaylı yollar
geliştirildi. Bunlardan en yaygın olanı kola ya da bileğe takılan
tansiyon aletleridir.
Düşük Tansiyon
Tıp dilinde hipotansiyon olarak adlandırılan düşük tansiyon, belirli
bir düzeye kadar sorun teşkil etmez. Tam tersine normalin biraz
altında olması kalp-damar hastalıklarından uzak daha sağlıklı bir
yaşam demektir.
Düşük tansiyonun sorun olduğu durum, sistolik tansiyonun çok uzun
süreler için 70 mm den düşük kalması halleridir. Böyle hallerde şok
durumu söz konusudur.
Düşük tansiyonun en sık rastlanan şekli ortostatik hipotansiyondur.
Kişinin otururken normal düzeylerde olan tansiyonunun, ayağa
kalkılınca düşmesi halidir. Bu durumda bir süre için beyne daha az kan
gideceği için geçici olarak denge ve şuur bozuklukları ortaya
çıkabilir.
Yüksek Tansiyonun Zararları
Kan basıncı aniden yükselirse damarların çeperini yırtarak kanamaya
neden olabilir. Kanama, burun gibi dışa açık bir organdaysa, sorun kan
kaybı riskidir, beyin gibi kapalı ortamda oluştuğunda ise beyin dokusu
damarın içinden çıkan kan kütlesi içinde sıkışıp kalıcı hasara uğrar.
Bunun sonucu felçler ve hatta hayati tehlikeler meydana gelebilir.
Tansiyonun aşırı yükselmesi hallerinde, bir diğer tehlike damarlardan
sıvı sızması ile beyin ödeminin meydana gelmesidir.
Yüksek tansiyonun kalıcı olması; felç, kalp krizi ve böbrek hastalığı
gibi ciddi sorunlara sebep olabilir. Bu yüzden, yüksek tansiyonun
sürekli olarak kontrol edilmesi gerekir. Yüksek tansiyon genellikle
uyarıcı belirtiler göstermediğinden kan basıcının yüksek olduğunun
anlaşılmasının en güvenli yolu düzenli olarak ölçüm yaptırmaktır.
Allah, yaşamı çok hassas sınırların içinde var etmiştir. Atmosferden,
Güneş sistemine, yere inen yağmur damlasından, insan vücudundaki tek
bir hücrenin faaliyetine kadar her şeyi bir ölçü ile yaratmıştır.
Tansiyon da bu ölçülerden bir tanesidir. Bu ölçü sayesinde biz
farkında olmadan kan basıncımız ölçülür ve doğru değerlerde olmadığı
zaman, gerekli tedbirleri almamız için bazı belirtilerle uyarılırız.
Her
insan sağlıklı olmanın önemini kabul eder. Ancak bunun nasıl mümkün
olduğunu, vücudundaki mucizevi sistemlerin nasıl var olduğu düşünmez,
hatta özellikle düşünmekten kaçar. Bu tip konular üzerinde fazla
düşünmenin insanın ruh sağlığını bozacağına dahi inananlar vardır.
Oysa Allah insanlardan "düşünmelerini" ister. Allah insanlara
yarattığı varlıklar üzerinde derin derin düşünmelerini, böylece
kendisinin gücünü ve kudretini daha iyi kavramalarını, ve kendisinden
daha çok korkup sakınmalarını emreder. Bir Kuran ayetinde Allah
müminlerin nasıl davranmaları gerektiğini, kendi yarattığı varlıklar
üzerinde nasıl düşünmeleri gerektiğini ve bu tefekkürün sonucunda
Allah korkularının nasıl artması gerektiğini şöyle bildirmiştir:
"Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allahvı zikrederler ve
göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:)
"Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yüce'sin, bizi ateşin
azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 191)
Tansiyon ve Sağlıklı Beslenme
Yüksek tansiyon, kolesterol, kalp ve damar hastalıkları günümüzde çok
yaygın olan sağlık sorunlarıdır. İnsanların beslenme alışkanlıklarıyla
bağlantılı olarak bu rahatsızlıkların ortaya çıkma riski de artar.
Kuşkusuz Yüce Allah aczimizi hatırlamamız için hastalıkları
vermektedir. Ancak sağlıklı olmak için beslenmeye dikkat etmek bu
yönde yaptığımız fiili bir dua olacaktır. Çünkü hastalıklar gibi
sağlığı veren de Allah'tır.
Sağlıklı beslenmek için, vitamin, mineral ve protein yönünden zengin
besinleri tercih ederek başta damar sertliği olmak üzere bir çok
dolaşım sistemi rahatsızlıklarına zemin hazırlayan hayvansal yağlardan
uzak durmalı ve harcayacağımızın çok üzerinde kalorili besinleri
tüketmekten kaçınmalıyız. Aksi takdirde vücuda alınan fazla besinler
yağ olarak depo edilir bu da şişmanlığa yol açar.
www.arastırma.org’dan
alınmıştır.
İstanbul - 01.06.2004
http://sufizmveinsan.com
|