Daha iyi Olmak İçin Dua eden İnsanlar
Jeanie Davis
WebMD Medical News
6 Kasım 2001—Bütün
Hayatımızda olduğu gibi tıptada gizemli yöntemlerden biri
olan duanın işe yaradığına dair deliller var.
Son yapılan
araştırmalardan birinde, bir grup yabancı insanın kendileri
için dua ettikleri aşı ile döllenme yapılan kadınların
daha yüksek oranda hamile kaldıkları
görülmüştür.
Diğer bir araştırmada ise kalp ameliyatı geçirme riski
altında bulunan insanların dua gruplarına katıldıktan sonra
daha az komplikasyon yaşadığı görülmüştür.
Dölleme çalışmaları
Seul/Korede bir hastanede toplanmış ve dua edilen kadınlarda
hamilelik oranının iki katına ulaştığı tesbit
edilmiştir. Bu çalışmanın başında ise New York da
Kolombiya Üniversitesi Doğum ve jinekoloji Kürsüsü
başkanı Rogerio A. Loho bulunmuştur.
Bunun hayli önemli
bir buluş olduğunu söylemiştir Bay Lobo.
Buna rağmen ilk söylediği şey, daha bunun ne anlama
geldiğini bilememiş olmalarıdır.
1998 ve 1999 yılları süresince Seul/Korede ki hastahanede
aşı ile dölleme tedavilerinde bulunan
199 kadın üzerinde rastgele
çalışmalar yapılmıştır.
Tüm kadınlar aynı yaş grubu ve aynı dölleme faktörleri
baz alınarak çalışmalar için şeçilmiştir.
Kadınların
yarısı Kanada da ve
Avusturalya da onlar için dua eden bir kaç Hristiyan dua
gruplarına tesadüfü bir şekilde yönlendirilmişlerdir. Her
bir hastanın bir fotoğrafı HASTANIN YÖNLENDİRİLDİĞİ
gruba verilmiştir: ilk dua grubu direk olarak kadına dua
ederken; ikinci grup birinci dua grubu için ayrıca dua etmekte
bir üçüncü grup ise bir ve ikinci grupların her ikisine
birden dua etmişlerdir.
Ne
kadınların ne de onlara tıbbi destek veren personelin bu
araştırmadan haberi olmadığı gibi kendileri için dua
edildiklerinden de haberleri yoktu.
“Bunu belli
etmeme titizliğini kontrol etmede oldukça dikkatliydik”
diyor Bay Lobo.
“Kasten, tarafsız bir yöntemle gerçekleştirdik” Hiç bir
hasta kendi için dua edildiğine dair enfermasyon almadı bu yüzden
kadınların sonucu etkilenmedi.Hastaların kendi başlarına
dua edip etmediklerini veya başka birilerinin onlar için dua
edip etmediklerini bilmiyoruz diyor bay Lobo.
Kendisi
için dua edilen grupta bulunan
kadın diğer normal hastalara göre iki kez hamile
kaldığını söylüyor.
Pozitif bir sonuç alacağımızı ummuyorduk diyor Lobo.
Araştırmacılar bilgileri bir kaç defa tekrar tekrar anliz
ettiler herhangi bir uyumsuzluk veya çelişki olup
olmadığını bulmak için.
fakat herhangi bir şey bulamadılar diyor
Bay Lobo.
Lobo henüz dua edilen kadınlar üzerindeki yüksek başarı
oranının nedeni için keşfedememiş oldukları bazı
“biyoljiksel değişkenler” olabileceğini itiraf ediyor ve
bunların dua edilen kadınlar arasında yüksek başarı
oranına neden olduğunu itiraf ediyor ve arkadaşlarıyla aşı
ile üreme üzerinde devamı olan bir çalışma daha
planladıklarını belirtiyor.
İkinci araştırma çok ciddi kalp problemleri olan 150
hastayı içermekteydi. Bunlar için yapılması gerekenin
anjiyoplasti olduğuna işaret ediyordu tüm raporlar.
Anjiyoplasti Doktorların tıkalı kalp damarını açmak vücuda
soktukları özel kablo içine yerleştirilmiş olan ve açmayı
destekleyen küçü bir cihazla gerçekleştiren işleme verilen
isimdi.
Operasyon boyunca
kendileri için dua edilen hastaların daha az komplikasyon geçirdikleri
bu çalışmanın öncülerinden yazar ve Duke Üniversitesi
Tıp Merkezi yöneticisi Mitchell W. Krucoff’a rapor edildi.
Onun
bu çalışması Amerikan Kalp Gazetesinde baş makale olarak
yayınlandı.
Krucoff, güç
bir işleme maruz kalacak yüz elli hastayı kaydetti ve onları
tesadüfi bir seçimle tamamlayıcı beş terapiden birini
almaya yönlendirdi bu terapiler sitres atma, şifalı eller, güzel
sözler rehberliği, başkaları için
dua edenler ile korumak veya hiç bir tamamlayıcı
terapiyi almamaktı.
Tüm
tamamlayıcı terapiler bunlardan
biri -başkaları için dua edenler- hariç, performans verdi
kalp hastalıkları işlemi için başlanmadan en az bir saat önce
hastanın yatağı kıyısında iken.
Budistler,
Katolikler, Moravyanlar, Yahudiler, Kökten Hristiyanlar,
Baptistler gibi tüm Dünyadan yedi çeşitli Mezhepin dua
grupları Kardiyolojik operasyonlar esnasında bu özel
hastalara dua ettiler.
Her
bir dua grubuna kendileri için dua edecekleri özel hastaların
adları, yaşları ve rafhatsızlıkları bildirildi.
Hastlaradan hiç biri, hastaların ailelerinden kimse ve
hastalarla ilgilenen görevlilerden hiç biri dua edildiğini
bilmiyordu.
“Bu çok büyük
bir titizlikle kontrol edilen bir çalışmaydı, biz tedavi amaçlı
yeni ve güçlü bir kardivaskılar ilaç baktığımızdan ve
hastaların tedavi dönemlerinde sonuçlarını görmek için”
diyor Bay Krucoff.
Hedef daha büyük denemelerde çalışmak için hangi
terapininin daha garantili olduğuna karar vermekti.
Böylece kendileri için dua edilen grup diğer tamamlayıcı
terapileri alan hastalardan
daha az komplikasyon geçirdiğini söyledi Krucoff ve “bu
istatiksel bir ispat olmamasına, kesinlik kazanmamasına
rağmen açık saçık olan denemenin ikinci aşamasına
başlama noktasında olmamızdır” demekte.
Denemenin İkinci aşamasındaki çalışma için şimdiden 300
kişiyi kaytılarına geçirmişti.
“Niçin duanın en iyi tedaviyi-sonucu ürettiğine dair
herhangi bir tatmin edici mekanik bir açıklama olamadığını
belirtiyor. Buna rağmen hastaların iyileşmeleri ölçüldüğünde
en iyi yöntemin bu olduğunu söylüyor. Niçin olduğunu
anlamasak bile hastaların nasıl olduğunu en azından ölçümlemekteyiz
diyor”
Ön deneme olan
ve iyi kontrol edilen her iki çalışma bir şeyler olğuna
dair daha fazla kanıt sağlıyor diyor, Teksas Üniversitesi
psikoloji ve psikobiyolojist profosörü olan Blar Justice.
Dua
araştırmalarına bir kaç ON YIL dır devam eden Justice bizim
röportajımız için raporları tekrar gözden geçirdi.
Justice bize,dua
araştırmalarının gazetelerde ağırlık kazanmasıyla
oluşan yansımadan çok daha önce devam etmekte olduğunu söylüyor
ve “1980’lerden beri hayal ürünü olmayan iyi kontrol
edilmiş beklenilen sonucu veren çalışmalar oldu.” diye
ekliyor.
İnsana ait
olmayan enzim hücreleri, bakteriler, bitkiler ve hayvanlar gibi
inanca/dine dayalı olarak güçlendirici faktörlerden
etkilenmeyen organizmalar üzerinde gerçekleştirilen çalışmalar
Avrupa’da toplandı. Gruplar onların büyümesi için dua
edilmeye kanalize edildi. Daha sonra dua edenlerin arkası bu
organizmaların büyümelerine karşı olarak dua eden insanlara
döndürüldü. Her defasında bitkiler duaların şiddetlerine
göre cevap verdiler.
“Onlara
birşeyler oluyormuş gibiydi” diyor, Justice.
Şimdiki
teknoloji duanın ardındaki mekanizmanın nasıl işlediğinin
anlaşılmasının araştırılmasına izin vermiyorken, önceki
kültürlerde yerçekimi ve diğer doğal fenomenler gizemli güçler
olarak ciddiye alınmaktaydı.
“Keppler deli
olmakla suçlandı, Ayın çekim kuvvetinin gelgiti
oluşturduğunu söylediğinde, Galile bile bunu deli saçması
olarak değerlendirdi ta ki Marconi bu teoriyi ispatlayana
değin” diyor Justice.
“Diğer
şeylerde olduğu gibi , sizler duanın bir etkisi olduğuna
inanmak zorunda değilsiniz” diyor Justice.
Medically
Reviewed
By Charlotte Grayson
© 2001 WebMD Corporation. All rights
reserved
Çeviren :
Hayrettin ZOR
Burcu YAMAN YILMAZ
Yavuz Tuncay YILMAZ
http://sufizmveinsan.com
07.02.2002
|