Güzeller Güzeli'ne haddim olmayarak:
Bir garip ahvâl oldu cihânın her
yerine,
Beklenen “nur”
doğmuştu Mekke’nin üzerine...
O “celle celâluhû” , bâb-ı rahmetin açtı,
Gönderip mâşuğunu, cihâna aşkın saçtı...
O gün âlime bayram; câhile hüsran oldu
Güzeller Güzeli’ni bekleyen yaman yoldu...
Bir gün tam çıkmış iken Hira Mağarası’na,
Erişti oracıkta Rabbi’nin nidâsına:
“OKU!”
“İsm-i Hâlık’ın ile, O ki, yarattı seni”
Susamış sînelere nasıl arattı seni...
Ve orada başladı Islâm’ın sönmez nûru
İnsanlar O’nun ile bulacaktı sürûru...
Ne var ki Kureyş halkı, bilmedi kadir-kıymet
Nasıl “eyvah!” diyecek, zuhûr etse kıyâmet!
İnkâr ettiler O’nu, kupkuru bir inatla,
Mesaja yüz çevirip küstüler kâinatla...
Göçtü Mücteba Resûl, Münevver Medîne’ye,
Ezâ-yı müşrikânı nasıl çekti sîneye?!
Medîne ahâlisi O’nu bağrına bastı
Bedir çağlayan sevinç, Uhud onlara yastı...
Sonra indi o âyet: “İnnâ fetahnâ leke...”
Fetih müyesser oldu, nûra gark oldu Mekke...
Yurdundan çıkarılan Resûl muzaffer oldu
Islandı hep dîdeler, çeşmân rahmetle doldu....
Tamam oldu nübüvvet, gelmişti “hüzün günü”
Vedâ Haccı bir nevî, “Dîn-i Mübîn düğünü”...
..ve gözler puslu o gün, göçtü Nebî-i Şefkât!
Bir muazzam velvele çıktı semâya kat kat!
Bizler yoksunuz bugün Rahmet Peygamberi’nden
KALK! Ferahnâk et bize! KALK EY NEBÎ YERİNDEN!
Çok sevdiğin ümmetin hâlini gör ki: Harâb...
Gafletten mütevellid bir görsen nasıl bitâb..
Ey Gülistan’daki Sultân-ı Gül-i Râna!
Bâri gece teşrif et, göreyim kana kana...
Biz senden râzı olduk, sen de râzı ol bizden...
Âb-ı hayatın'ı ver, çınar eyle filizden...
GEL! Gel Ey Resûlallah! Bahar nerde? Kış geldi!
Mü’minin yüreğine bir hüzün, yılış geldi!...
Dün bâd-ı sabâ ile gönderdim binler selâm..
“Canlı alırım” dedin, yetişmez mi bu kelâm?...
Eğer müsâit isen teşrif eyle rüyama,
Bir büyük rahmetle gel! Ay gibi doğ dünyama..
Kevserin’in başinda bekleyecegin güne
And olsun ki özledik, seni dünden bugüne...
Ey âlemlere rahmet, Sultân-ı Gül-i Râna!
Bir nazar eyleyiver kardeşlerinden yana..
Ya Resűlallah n’olur şefaat kıl bizlere
Kurbân olam, çöllere bıraktığın izlere...
Bize tayin ettiğin müstekarr’dan uzağız
(Affet beni Ey Nebî , bilmem bu nasıl ağız?...)
Her türlü salât-selâm sana olsun Ey Habîb!
Gel, Mü’mine ilaç ol! Gel ol yarama tabîb...