Genetik
gelişmeleri ve
genel sağlık problemlerini
konu alan sitemize (www.genetikbilimi.com) bir okurumuzdan gelen
mail, çoğumuza yabancı gelen ve benimde adını o güne dek
duymadığım bir hastalıkla ilgiliydi. Wilson hastalığı. Bu
hastalık ile ilgili yaptığım araştırmaları ve bulguları
sizlerle paylaşmak istedim. Kalıtsal bir hastalık olan wilson
hastalığı, genetik bir problemin ne gibi sonuçlara gebe
olabileceğine güzel bir örnek.
Bize
gelen mail hastanın yakını tarafından yazılmış. Wilson
hastalığı tanısı konulan kişide psikolojik ve nevrotik
problemlerde baş göstermiş. İyileşmeyeceği düşüncesine
kendini iyice inandırmış, tedaviyi de bu nedenle reddediyor.
Merak edilen husus bu hastalık kişide nasıl ortaya çıkar?
Varolan tedavi yöntemleri nelerdir? Wilson hastalığında etkili bir
tedavi mevcut mu?
Genetik
hastalıkların başta gelen sebebi bir görev için özelleşmiş
gen yada gen gruplarının mutasyon neticesinde işlevini kısmen
yada tamamen yitirmesidir. Mutasyonel etkiler iki yönlü değerlendirilebilir.
Bunlardan birincisi; UV, alfa, beta, gama ışınları, sıcaklık
ve pH değişimi vb. etkilerle oluşur. Bu faktörler genlerin
anlatımını olumsuz yönde etkiler.
Bir
genin genomdaki sayısı veya kromozom üzerindeki yeri değişmeksizin
yapısının değişmesi mümkündür. Gen mutasyonu adı
verilen olayın moleküler düzeyde nedeni, genin yapısını
oluşturan nükleotidlerin sayı,oran ve dizilme sıralarının
değişmesidir. Bir genin mutasyona uğraması sonucunda yeni
bir allel (mutant allel) meydana
gelir. Genetik hastalıkların bir bölümü bu türden
mutasyonların sonucunda var olur. Bu etkiler ölümcül sonuçlar
doğuracak kadar şiddetli olabileceği gibi gende meydana gelen
değişimin saptanması mümkün olmayan zayıflıkta olabilir.
Bu iki uç etki arasındaki durumlarda ise fenotipte (dış görünüm)
çeşitli derecelerde değişiklikler ortaya çıkar.
Kromozomal
düzeyde gerçekleşmeyen mutasyonlarda ise kromozom yapı değişmelerinde
genlerin kopya sayılarında azalma veya çoğalma, yada yeni bağlantı
gruplarının oluşmasıyla gözlemlenir. Hemen hepsinde kendini
gösteren yer durumu etkisiyle fenotipte değişmeler gözlemlenir.
Mutasyonların
ikinci yönü ise kozmik ışınların genler üzerine
etkileridir. Kozmik etkiler kişinin 120. günde
precerebellum(ilk beyin) oluşumu ile farklılaşmış beyin hücrelerinde
değerlendirilir ve genlerdeki dizilim düzenlenir. Bizim ana
genetik programımız oluşur. Mevcut genlerin çalışması diğer
bir ifade ile hangisinin aktifleşeceği (bak. Genlerin Örtülmesi-araştırma)
doğum anında alınan kozmik etkiler ile belirlenir. Bu
etkiler ise fiziki yapımızı ve becerilerimizi belirler.
Genetik
biliminin son 25 yılda hızla gelişmesi genetik mühendisliği
alt bilim dalını doğurmuştur. Özellikle mutasyonların canlılar
üzerinde etkilerinin keşfedilmesi bilim adamlarını doğal
olmayan kontrollü mutasyonlar gerçekleştirme merakını uyandırmıştır.
Deneme yanılma yolu ile bakterilerde yapılan çalışmalar
verimli gelişmelere sahne olmuş ve ilerleyen teknik ve
teknolojilerle yepyeni yöntemler geliştirilmiştir. Türler
arası gen transferleri, genetik terapi, DNA moleküllerinin
boyama ve işaretleme teknikleri ile karşılaştırmalı
incelemeleri, nükleotidlerin sıralarının(genetik şifre)
tayini (özellikle günümüzde sürdürülen insan genom
projesi) bu çalışmalardan bazılarıdır. Bu çalışmaların
hedefi genetik hastalıklara neden olan genlerin sağlıklı
hale dönüştürülmesidir. Bu konuda yapılan çalışmaların
başında sağlıklı genlerin kopyalanması ve hasarlı genler
ile yer değiştirilmesidir. Bir diğer ifade ile bilgisayar
ortamında sağlam bir dosyanın(File) copy-paste uygulaması
ile problemli dosya ile yer değiştirilmesidir (replace).
Wilson
hastalığının görülme sıklığı 30000 de 1‘dir. Hastalık,
coğrafi bölge, soy ve cinsiyet gibi ayrımlar olmaksızın eşit
oranda görülür. Bu denli nadir gözükmesinin nedeni etki düzeyi
zayıf genler tarafından taşınmasıdır. Resesif (çekinik)
özellikte mutant(mutasyona uğramış) genlerin bir bireyde
etkin olabilmesi, anne ve babanın kromozomlarında, mutant
genlerin, taşıyıcı nitelikte var olmasına bağlıdır. Tek
başlarına risksiz olan mutant genler, bir sonraki nesilde karşılaşmaları
sonucu, mutant genler aktifleşir. Etkin taşıyıcı
nitelikteki ebeveynlerin çocuklarında wilson hastalığının
görülmesi ihtimali, Mendel yasalarına uygun şekilde (bak.
Mendel yasaları-1 -araştırma) %25 dir.
Wilson
hastalığını W
harfi ile belirtirsek. Küçük w
resesif geni simgeler.
Ww
erkek birey ile Ww Dişi
bireyin çaprazlanması sonucu
WW Ww
wW
ww bireyler
oluşabilir. Oranlar ise
WW=Sağlıklı
%25
Ww=taşıyıcı %50
ww=wilson hastası
%25’dir.(*)
Fakat
%1 gibi küçük bir oranda, taşıyıcı özellikteki
bireylerde de hastalığın belirmesi ihtimali vardır. Bunun
nedeni ise tam olarak anlaşılmış değildir.
Bu
hastalığın klinik ve patolojik belirtileri ve bulguları beyin, karaciğer, kornea ve böbrekler başta
olmak üzere pek çok dokuda fazla miktarda bakır depolanmasıdır.
Bakır
elementi vitaminler gibi günlük belli miktarda alınması
gerekir. Yiyeceklerin bir çoğunda belli oranlarda bulunan bakır,
beslenme yolu ile ihtiyaçtan fazla miktarda karşılanır.
Sindirim sonucu kan yoluna geçen bakır karaciğerde asimile
edilir ve daha sonra idrar yolu ile dışarı atılır. Wilson
hastalarında gözlenen tablo bakır asimilasyonunun yeterince
gerçekleşememesidir. Doğum anından itibaren bebekte bakır
birikimi başlayabilir. Bakırın tehlikeli boyutlara ulaşması,
çocukluk ve ergenlik dönemlerinde sıklıkla karaciğer
hastalıklarına sebebiyet verir. Ama bazen hastalık 40 yaşından sonrada kendini gösterebilir.
Vücuttaki
bakır oranının tayini idrar testi ve kan serumu testi ile
belirlenir. Özel bir göz muayenesi ile gözde Kayser Fleischer
halkası belirlenmesi Wilson hastalığına erken teşhis
koymada oldukça yarar sağlar. Karaciğer dokusunda kantitatif
bakır tayini için karaciğer biyopsisi yapılması gerekli
olabilir. Hasta dışında hastanın yakınları da üre testi
yaptırmalıdır. Serumda bakır miktarının azalması bir diğer
test aracıdır. Hastanın tüm akrabalarının genetik soy ağacının
çıkartılması ve tüm verilerin titizlikle işlenmesi
gelecekteki nesillerin sağlığı için son derece önemlidir.
İleri
klinik vakalarda hastada karında şişlik ve ağrı, sarılık,
karaciğer iltihabı, kan kusma
,karın ağrısı problemleri görülebilir. Bunun dışında
bazı hastalarda aşırı titreme, yazma, yürüme ve konuşma
ve yutkunmada zorluk problemleri gözlenebilmektedir ve daha
ileri seviyelerde ise tüm zihinsel işlevler durabilir. Bu
durum bakır elementinin korteksteki zihinsel merkezlerini
inaktif etmesi olarak açıklanır Bakır birikiminin
neticesinde beynin hasar görmesi sebebiyle kişilik problemleri
görülebilir. Bayanlarda ayrıca menstürasyon(aybaşı) evrelerinde düzensizlik,
kısırlık ve çocuk düşürme problemleri gösterebilir. Ölümcül
sonuçlar gösterebilen hastalık, taşıyıcı (heterozigot)
tipteki bireylerde seyri son derece zararsız olabilmektedir. Bu
tipteki Wilson hastalığına Ilıman Tipte Wilson Hastalığı adı verilir.
Wilson
hastalığından sorumlu olan gen 13. kromozom üzerinde yer alır.
ATP7B geni olarak adlandırılan bölgede uygun mutasyonların
meydana gelmesi bu hastalığa zemin hazırlar. Bu mutasyonların
çeşidinin 30 dan fazla olması hastalığa tanı ve teşhis
konulmasını oldukça güçleştirmektedir. Buna bağlı olarak
hastalığın tedavisine geç kalınabilir. Özellikle prenatal
tanı (doğum öncesi) mümkün olabilecek en mükemmel
zamanlamadır.
Wilson
hastalığının tedavisinde özel ilaç terapisi uygulanır
.Amaç; asimile edilemeyen bakırın, çinko asetat gibi ilaçlar
yardımı ile vücuttan dışarı atılması sağlamak. Bu
terapi ömür boyu sürer. Ayrıca bakır miktarı fazla olan
bazı yiyeceklerin tüketimine son verilmesi etkili bir yöntemdir.
Domuz eti, koyun ciğeri, ıstakoz, midye, çikolatalı sos,
soya fasulyesi, yengeç, yerfıstığı ezmesi bakır oranı en
fazla olan yiyeceklerdir. Bakır kaplarda yiyeceklerin pişirilmesi
yiyeceğin bakır oranını arttırır
Wilson
hastalığı sebebiyle karaciğer yetmezliği yaşayan hastaya
karaciğer transplantasyonu olumlu sonuç vermektedir.
İstanbul
- 30.10.2001
http://sufizmveinsan.com
Popüler Bilim
Temmuz 2002 Kaynak:
www.wilsonsdisease.org
(*)Konuyu rahat anlamak için örnekte 2 allel gösterilmiştir.
Gerçekte 2 den çok daha fazla allellerin ihtimali söz
konusudur.
|