Kayıt için burayı tıklayın



(Bu yazı aylık Popüler Bilim Dergisinde  ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'nin Aralık 1998'de güncellenen web sitesinde yayınlanmıştır.)


Uçsuz bucaksız, sonsuz sınırsız evrendeki sayısız galaksilerden sadece biri olan Samanyolu Galaksisinden bahsederek Astro-Ay’a giriş yapmak istiyorum.

İçinde dünyamızın da yer aldığı “Milkway“ veya Samanyolu Galaksisinde, dört yüz milyar, belki de daha fazla Güneş bulunduğu, ilmi kaynaklarca belirtilmektedir. Bunlardan sadece bir tanesi de bizim Güneşimiz ve onun sistemidir.

Astronomik verilere göre, Güneş sisteminde 9 gezegen ve uyduları mevcuttur. Bu gezegenlerden her biri, Güneşin etrafında, kendi yörüngelerinde, belli bir düzen içinde seyir halindedir. Sistem içinde gezegenlerden başka, sabit yıldızlar, kuyruklu yıldızlar, astreoidler, göktaşları, kara delikler, gaz ve toz bulutları da bulunmaktadır.

3476 km. çapında dünyanın küçük bir maketi olarak kabul edilen, kütlesi dünyanın 1/8 i kadar olan, belirli bir atmosfere sahip bulunmayan (kaçış hızı 2.4/sn.) ve dünyaya yaklaşık 384.000 km. uzakta bulunan ‘AY’ın Dünyanın çevresinde döndüğünü düşünmek gerçekçi değildir. Esasında Dünya, Ay ile birlikte, sistemin çekim merkezinde döner. Ancak kütle-çekim gibi farklılıktan ötürü, Dünyanın çevresinde döndüğünü söylemek geçerli olmaktadır.

Güneş, Ay veya gezegenler olsun hepsinin kendilerine özgü kişiliği, içerdiği çeşitli anlamlar ve etkileri vardır. Ve bütün bunlar doğrultusunda, insan bilinci, karakteri, fizik oluşumu ve hassaları biçimlenir. Kozmik ışınımlar bireyi yani beyinleri sürekli etkileyerek, içte, insanın düşünce yapısını, dışta ise, fiillerini yani hareketlerini meydana getirirler.

Bu sebeple, daha sağlıklı ve dengeli bir şekilde yaşayabilmek için, onları tanımak, düşüncemizi o yönde forme etmek faydalı olur. Nitekim, ilmin şimdiye oranla çok geri sayıldığı İ.Ö’ ye (Milattan Önce ) kadar uzanan eski çağlarda, Güneş ve Ay hareketlerinin dünya ve insanlar üzerindeki etkilerinin fark edilmesi ile başlayan ilgi, giderek gelişmiştir.

İnsanoğlu, gerek gözlemleriyle gerek seziş ve ilhamlarla bazı özellikleri tesbit etmiş ve bunlar doğrultusunda yaşamlarına yön vermiş, nevarki sırrını çözemedikleri için de gezegenleri tanrı kabulüne giderek, onlara tapınmaya başlamışlardır.

Gezegenlerin, Ay ve Güneşin etkileri, sadece insanlar üzerinde değil; hayvanlar, bitkiler, eşyalar, sular, kısaca canlı veya cansız, doğadaki tüm birimler üzerinde sözkonusudur.

Sistemin merkezi Güneş ile Dünyanın uydusu olan Ay, astroloji yönünden çok önemli iki öznedir. Astrolojide, kişilerin yıldız haritalarının değerlendirilmesinde, Güneş ve Ay’ın konumlarının, evlerle, burçlarla ve diğer gezegenlerle yaptıkları açılar doğrultusundaki yorumlar oldukça önemli yer tutar. Özellikle bu ayki konumuz olan AY bahsine biraz daha değinmek gerekiyor..…

Ay, bir burçta iki buçuk gün kalarak, bir ayda on iki burcu dolaşmış olur.

Belli zamanlarda ise Güneş ve Ay tutulması denilen olay meydana gelir. Genellikle dört - beş ayda bir kez Güneş, bir kez de Ay tutulur. Tutulumlar, her seferinde değişik bir burçta, ama belli bir düzen içindedir.

Ay, yerkürenin uydusu ve ona en yakın gök cismidir. Yerküre çevresindeki yörüngesi elips biçimindedir. Yörüngedeki bir turunu 28 gün 13 saatte tamamlar. Kendi ekseni etrafındaki hareket süresi, yerküre çevresindeki hareket süresine eşit olduğundan, yerküreden sadece, Ay’ın bir yüzü görülür. Ay tutulması zamanları dışında, yarısı güneş ışınlarını sürekli alır.

Dünya bir gezegen olduğundan, ışık saçan bir cisim değildir. Işığını güneşten aldığı için, Güneşe dönük olmayan yüzünün arkasında bir gölge (karanlık) konisi oluşur. Ay bu koni içine girdiğinde, Ay tutulması meydana gelir. Şayet, Ay’ın yörüngesi eğik olmasaydı, Ay’ın her kavuşum evresinde bir Güneş tutulması meydana gelirdi. Ay’ın yörünge düzlemi Dünya’nın yörünge düzlemi ile 5 derecelik bir açı yapar.

Ay tutulması, daha ziyade duygular üzerinde ve işlerin yavaşlaması yönünden etkili olur. Tutulum hangi burçta meydana gelmişse, o burçtan kimseler üzerinde etkisi daha çok olur. Bu dönemde uzun yolculuklara çıkmak, olumsuz sonuçlar yaratabilir. Maddi konularla ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. Hele hele aile içi huzursuzluklar, değişiklikten doğan tatsızlıklar yaşanması daha sık görülür. Aşkta hayal kırıklıkları olabilir.

Normal olarak yılda iki kez ve bir ay içinde bir defa Güneş ve Ay tutulması meydana gelir. Ancak, yüzyıl başlarında bir kez farklı bir konum oluşur. Bir ay içinde iki Güneş bir Ay tutulması veya iki Ay bir Güneş tutulması olur. Bu oluş, önemli şeylerin habercisi olarak kabul edilir.

1900’ lü yılların başında Mart ayında iki Ay tutulması ve bir Güneş tutulması olmuştur. 2000 yılı Temmuz ayında ise iki Güneş tutulması ve bir Ay tutulması meydana gelecektir. Bunu “American Ephemeris” isimli yıldız günlüğü kitabından bulabilirsiniz….

AY DEVRELERİ VE ETKİLERİ: Ay, Güneşten aldığı ışığı ve enerjiyi yansıtmak suretiyle dünya üzerinde çok güçlü rol oynayabilen bir uydudur. Ay ın değişik devreleri, davranışlarımız, zekamız, fizik bedenimiz kısaca kişiliğimiz üzerinde değişiklikler meydana getirir. Sadece bizlerin değil; dünya üzerinde bulunan hayvan, bitki, maden ve sıvılar üzerinde de etkili olur. Çok eski yıllardan beri bunları bilen pekçok denizci, balıkcı, avcı, çiftçi ve içki, parfüm üreticileri Ay’ın devrelerine göre işlerini planlamaya dikkat etmişlerdir. Böylece daha fazla verim almaya hak kazanmışlardır.

Ay; güneş sistminde bulunan diğer gökcisimlerinde görülmeyen, kendine has özellikler gösterir. En başta gelen farkı çok hızlı ve değişken olmasıdır. 2,5 günde bir burç değiştirir. Hızlılık yönünden ikinci sırayı MERKÜR gezegeni alır…….

Ay ın bu özellikleri, Ay insanlarında acelecilik, tez canlılık ani ve sık duygu değişiklikleri şeklinde ortaya çıkar. Ay, Yengeç burcunun yöneticisi olduğu için özellikle Yengeç burcundan olan kişiler değişken ve aceleci olurlar.

Ay’ın ikinci kendine has özelliği değişik devreleridir. Güneşten aldığı işığı yansıtma durumlarına göre; yeniay, ilk yarı, dolunay ve son yarı pozisyonları vardır. 28 günde 12 burcu dolaşarak bir devresini tamamlayan Ay Güneşe yetişerek son üç günde görünmez olur. Güneşten uzaklaşmağa başlayınca ışığın görülmesiyle yeniay olarak kendini aşikar eder.

Yeniay zamanı sıcaklık ve nemlilik artması nedeniyle üretime dönük enerji potonsiyeli çok yüksek olur. Vücut sıvılarında artış, bedensel güçlenme, zekada canlılık görülür. Aşkta, işte, şansta, eğitim ve öğretimde, sağlıkta işler rast gider. Hastalar bedenen kuvvetlenir, iyileşme hızlanır.

Hayvanlar aleminde, bitkiler de etkileri görülür. İlk yarıda sinek, böcek, hayvanlarda çoğalma olur. Bunların sokma, yeme, parçalama gibi istekleri artar. Bitkiler, ağaç ve meyveler daha hızlı büyür, gelişir, olgunlaşır. Daha lezzetli olurlar.

Dolunayda enerji potansiyeli en yüksek seviyeye ulaşır. Ancak zorlayıcı ve zarar verici yöndedir.. Ayın bu güçlü çekim kuvveti insan vücudunda sıvısal, duygusal, fiziksel artışlara ve dolayısıyla farklı değişikliklere sepep olur. Artan bu enerji gücü elde olmayan çeşitli patlamalara yol açabilir. Kavgalar, cinayetler, dargınlıklar, intihar vakalarında artış gözlenebilir…. Hükmedilmesi zor olan bilinçaltı, sezgiler, kin ve nefretler harekete geçer…

Ay’ın dolunay ışığına karşı çok oturan veya uyuyan kişilerin vücudunda gevşeme, tembellikve miskinlik görülür. Etlerin tadları kolayca değişir, ekşime hızlanır…

Dolunay akabinde soğukluk ve kuruluk artışı nedeniyle iniş başlar..Verimlilik düşer. Damarlarda kan azalır. Büyüme ve gelişme yavaşlar. Zekada belli bir düşüş görülür. Hasta olanların bedenleri zayıflar ve şikayetleri artar. Hayvanlarda saldırganlık isteği azalır. Bitki, ağaç, çiçek ve sebzeler iyi gelişmez. Lezzetli olmaz.

Ay ile ilgili söylenebilecek, özgün bir özellik de, Med-cezir oyunudur…….

Med - Cezir veya gelgit adıyla bilinen çekimsel tabiat olayları Ay ve Güneş’in konumlarında meydana gelen değişiklerden kaynaklanır.

Gelgit, bir gök cismi üzerinde başka bir gök cisminin, çekim kuvveti etkisiyle oluşturduğu biçimsel bozulma olayıdır. Bu kuvvetler okyanuslarda, denizlerde, karada, hatta atmosferde gelgit olaylarına neden olur. Ancak bunlardan en önemlisi denizlerde olanıdır.

Güneş, Ay ve Dünyanın hareketlerine bağlı olarak, değişik uzunluklardaki sürelerde gelgit olayları meydana gelir. En belirgin ve güçlü olan gelgit ise Ay ve Güneş’in aynı doğrultuda oldukları dönemlerde yani, yeni Ay ve Dolunay evrelerinde görülür.

Küçük çaptaki gelgitler ise Ay’ın ilk dört ve son dört devresinde olur. Ay, Güneş ve diğer gök cisimlerinin kütlesel çekim kuvvetlerinin etkileri çeşitli tabiatsal değişikliklere neden olduğu gibi, insan tabiatı üzerinde de geçici rol oynaması şaşılacak bir şey değildir. Neticede, insan da etki alan ve veren bir enerji kütlesidir...

Gel-git yeni Ay ve Dolunay dönemine rastlar. Med, kuvvetli, Cezir ise zayıf anlamını taşır. Bu dönemsellikte, günlük Doğu Asya Takım Adaları, Kızıl Deniz ve Antiller Denizi, yarı-günlük, Atlas Okyanusu ve Hint Okyanusu, Phanda küçük ve büyük cezir, Hawai Adalarında küçük ve büyük med olayları olabilir..

Sizlere ay ışıltılı mutlu geceler dilerim………

Ahmet F. Yüksel

 


Üst Ana sayfa e-mail