Uçsuz bucaksız, sonsuz sınırsız
evrendeki sayısız galaksilerden sadece biri olan Samanyolu Galaksisinden bahsederek
Astro-Ay’a giriş yapmak istiyorum.
İçinde dünyamızın da yer aldığı
“Milkway“ veya Samanyolu Galaksisinde, dört yüz milyar, belki de daha fazla Güneş
bulunduğu, ilmi kaynaklarca belirtilmektedir. Bunlardan sadece bir tanesi de bizim
Güneşimiz ve onun sistemidir.
Astronomik verilere göre, Güneş sisteminde
9 gezegen ve uyduları mevcuttur. Bu gezegenlerden her biri, Güneşin etrafında, kendi
yörüngelerinde, belli bir düzen içinde seyir halindedir. Sistem içinde gezegenlerden
başka, sabit yıldızlar, kuyruklu yıldızlar, astreoidler, göktaşları, kara
delikler, gaz ve toz bulutları da bulunmaktadır.
3476 km. çapında dünyanın küçük bir
maketi olarak kabul edilen, kütlesi dünyanın 1/8 i kadar olan, belirli bir atmosfere
sahip bulunmayan (kaçış hızı 2.4/sn.) ve dünyaya yaklaşık 384.000 km. uzakta
bulunan ‘AY’ın Dünyanın çevresinde döndüğünü düşünmek gerçekçi
değildir. Esasında Dünya, Ay ile birlikte, sistemin çekim merkezinde döner. Ancak
kütle-çekim gibi farklılıktan ötürü, Dünyanın çevresinde döndüğünü
söylemek geçerli olmaktadır.
Güneş, Ay veya gezegenler olsun hepsinin
kendilerine özgü kişiliği, içerdiği çeşitli anlamlar ve etkileri vardır. Ve
bütün bunlar doğrultusunda, insan bilinci, karakteri, fizik oluşumu ve hassaları
biçimlenir. Kozmik ışınımlar bireyi yani beyinleri sürekli etkileyerek, içte,
insanın düşünce yapısını, dışta ise, fiillerini yani hareketlerini meydana
getirirler.
Bu sebeple, daha sağlıklı ve dengeli bir
şekilde yaşayabilmek için, onları tanımak, düşüncemizi o yönde forme etmek
faydalı olur. Nitekim, ilmin şimdiye oranla çok geri sayıldığı İ.Ö’ ye
(Milattan Önce ) kadar uzanan eski çağlarda, Güneş ve Ay hareketlerinin dünya ve
insanlar üzerindeki etkilerinin fark edilmesi ile başlayan ilgi, giderek gelişmiştir.
İnsanoğlu, gerek gözlemleriyle gerek seziş
ve ilhamlarla bazı özellikleri tesbit etmiş ve bunlar doğrultusunda yaşamlarına yön
vermiş, nevarki sırrını çözemedikleri için de gezegenleri tanrı kabulüne giderek,
onlara tapınmaya başlamışlardır.
Gezegenlerin, Ay ve Güneşin etkileri, sadece
insanlar üzerinde değil; hayvanlar, bitkiler, eşyalar, sular, kısaca canlı veya
cansız, doğadaki tüm birimler üzerinde sözkonusudur.
Sistemin merkezi Güneş ile Dünyanın uydusu
olan Ay, astroloji yönünden çok önemli iki öznedir. Astrolojide, kişilerin yıldız
haritalarının değerlendirilmesinde, Güneş ve Ay’ın konumlarının, evlerle,
burçlarla ve diğer gezegenlerle yaptıkları açılar doğrultusundaki yorumlar oldukça
önemli yer tutar. Özellikle bu ayki konumuz olan AY bahsine biraz daha değinmek
gerekiyor..…
Ay, bir burçta iki buçuk gün kalarak, bir
ayda on iki burcu dolaşmış olur.
Belli zamanlarda ise Güneş ve Ay tutulması
denilen olay meydana gelir. Genellikle dört - beş ayda bir kez Güneş, bir kez de Ay
tutulur. Tutulumlar, her seferinde değişik bir burçta, ama belli bir düzen içindedir.
Ay, yerkürenin uydusu ve ona en yakın gök
cismidir. Yerküre çevresindeki yörüngesi elips biçimindedir. Yörüngedeki bir turunu
28 gün 13 saatte tamamlar. Kendi ekseni etrafındaki hareket süresi, yerküre
çevresindeki hareket süresine eşit olduğundan, yerküreden sadece, Ay’ın bir yüzü
görülür. Ay tutulması zamanları dışında, yarısı güneş ışınlarını sürekli
alır.
Dünya bir gezegen olduğundan, ışık saçan
bir cisim değildir. Işığını güneşten aldığı için, Güneşe dönük olmayan
yüzünün arkasında bir gölge (karanlık) konisi oluşur. Ay bu koni içine
girdiğinde, Ay tutulması meydana gelir. Şayet, Ay’ın yörüngesi eğik olmasaydı,
Ay’ın her kavuşum evresinde bir Güneş tutulması meydana gelirdi. Ay’ın yörünge
düzlemi Dünya’nın yörünge düzlemi ile 5 derecelik bir açı yapar.
Ay tutulması, daha ziyade duygular üzerinde
ve işlerin yavaşlaması yönünden etkili olur. Tutulum hangi burçta meydana gelmişse,
o burçtan kimseler üzerinde etkisi daha çok olur. Bu dönemde uzun yolculuklara
çıkmak, olumsuz sonuçlar yaratabilir. Maddi konularla ilgili sorunlar ortaya
çıkabilir. Hele hele aile içi huzursuzluklar, değişiklikten doğan tatsızlıklar
yaşanması daha sık görülür. Aşkta hayal kırıklıkları olabilir.
Normal olarak yılda iki kez ve bir ay içinde
bir defa Güneş ve Ay tutulması meydana gelir. Ancak, yüzyıl başlarında bir kez
farklı bir konum oluşur. Bir ay içinde iki Güneş bir Ay tutulması veya iki Ay bir
Güneş tutulması olur. Bu oluş, önemli şeylerin habercisi olarak kabul edilir.
1900’ lü yılların başında Mart ayında
iki Ay tutulması ve bir Güneş tutulması olmuştur. 2000 yılı Temmuz ayında ise iki
Güneş tutulması ve bir Ay tutulması meydana gelecektir. Bunu “American Ephemeris”
isimli yıldız günlüğü kitabından bulabilirsiniz….
AY DEVRELERİ VE ETKİLERİ: Ay, Güneşten
aldığı ışığı ve enerjiyi yansıtmak suretiyle dünya üzerinde çok güçlü rol
oynayabilen bir uydudur. Ay ın değişik devreleri, davranışlarımız, zekamız, fizik
bedenimiz kısaca kişiliğimiz üzerinde değişiklikler meydana getirir. Sadece bizlerin
değil; dünya üzerinde bulunan hayvan, bitki, maden ve sıvılar üzerinde de etkili
olur. Çok eski yıllardan beri bunları bilen pekçok denizci, balıkcı, avcı, çiftçi
ve içki, parfüm üreticileri Ay’ın devrelerine göre işlerini planlamaya dikkat
etmişlerdir. Böylece daha fazla verim almaya hak kazanmışlardır.
Ay; güneş sistminde bulunan diğer
gökcisimlerinde görülmeyen, kendine has özellikler gösterir. En başta gelen farkı
çok hızlı ve değişken olmasıdır. 2,5 günde bir burç değiştirir. Hızlılık
yönünden ikinci sırayı MERKÜR gezegeni alır…….
Ay ın bu özellikleri, Ay insanlarında
acelecilik, tez canlılık ani ve sık duygu değişiklikleri şeklinde ortaya çıkar.
Ay, Yengeç burcunun yöneticisi olduğu için özellikle Yengeç burcundan olan kişiler
değişken ve aceleci olurlar.
Ay’ın ikinci kendine has özelliği
değişik devreleridir. Güneşten aldığı işığı yansıtma durumlarına göre;
yeniay, ilk yarı, dolunay ve son yarı pozisyonları vardır. 28 günde 12 burcu
dolaşarak bir devresini tamamlayan Ay Güneşe yetişerek son üç günde görünmez
olur. Güneşten uzaklaşmağa başlayınca ışığın görülmesiyle yeniay olarak
kendini aşikar eder.
Yeniay zamanı sıcaklık ve nemlilik artması
nedeniyle üretime dönük enerji potonsiyeli çok yüksek olur. Vücut sıvılarında
artış, bedensel güçlenme, zekada canlılık görülür. Aşkta, işte, şansta,
eğitim ve öğretimde, sağlıkta işler rast gider. Hastalar bedenen kuvvetlenir,
iyileşme hızlanır.
Hayvanlar aleminde, bitkiler de etkileri
görülür. İlk yarıda sinek, böcek, hayvanlarda çoğalma olur. Bunların sokma, yeme,
parçalama gibi istekleri artar. Bitkiler, ağaç ve meyveler daha hızlı büyür,
gelişir, olgunlaşır. Daha lezzetli olurlar.
Dolunayda enerji potansiyeli en yüksek
seviyeye ulaşır. Ancak zorlayıcı ve zarar verici yöndedir.. Ayın bu güçlü çekim
kuvveti insan vücudunda sıvısal, duygusal, fiziksel artışlara ve dolayısıyla
farklı değişikliklere sepep olur. Artan bu enerji gücü elde olmayan çeşitli
patlamalara yol açabilir. Kavgalar, cinayetler, dargınlıklar, intihar vakalarında
artış gözlenebilir…. Hükmedilmesi zor olan bilinçaltı, sezgiler, kin ve nefretler
harekete geçer…
Ay’ın dolunay ışığına karşı çok
oturan veya uyuyan kişilerin vücudunda gevşeme, tembellikve miskinlik görülür.
Etlerin tadları kolayca değişir, ekşime hızlanır…
Dolunay akabinde soğukluk ve kuruluk
artışı nedeniyle iniş başlar..Verimlilik düşer. Damarlarda kan azalır. Büyüme ve
gelişme yavaşlar. Zekada belli bir düşüş görülür. Hasta olanların bedenleri
zayıflar ve şikayetleri artar. Hayvanlarda saldırganlık isteği azalır. Bitki,
ağaç, çiçek ve sebzeler iyi gelişmez. Lezzetli olmaz.
Ay ile ilgili söylenebilecek, özgün bir
özellik de, Med-cezir oyunudur…….
Med - Cezir veya gelgit adıyla bilinen
çekimsel tabiat olayları Ay ve Güneş’in konumlarında meydana gelen değişiklerden
kaynaklanır.
Gelgit, bir gök cismi üzerinde başka bir
gök cisminin, çekim kuvveti etkisiyle oluşturduğu biçimsel bozulma olayıdır. Bu
kuvvetler okyanuslarda, denizlerde, karada, hatta atmosferde gelgit olaylarına neden
olur. Ancak bunlardan en önemlisi denizlerde olanıdır.
Güneş, Ay ve Dünyanın hareketlerine
bağlı olarak, değişik uzunluklardaki sürelerde gelgit olayları meydana gelir. En
belirgin ve güçlü olan gelgit ise Ay ve Güneş’in aynı doğrultuda oldukları
dönemlerde yani, yeni Ay ve Dolunay evrelerinde görülür.
Küçük çaptaki gelgitler ise Ay’ın ilk
dört ve son dört devresinde olur. Ay, Güneş ve diğer gök cisimlerinin kütlesel
çekim kuvvetlerinin etkileri çeşitli tabiatsal değişikliklere neden olduğu gibi,
insan tabiatı üzerinde de geçici rol oynaması şaşılacak bir şey değildir.
Neticede, insan da etki alan ve veren bir enerji kütlesidir...
Gel-git yeni Ay ve Dolunay dönemine rastlar.
Med, kuvvetli, Cezir ise zayıf anlamını taşır. Bu dönemsellikte, günlük Doğu Asya
Takım Adaları, Kızıl Deniz ve Antiller Denizi, yarı-günlük, Atlas Okyanusu ve Hint
Okyanusu, Phanda küçük ve büyük cezir, Hawai Adalarında küçük ve büyük med
olayları olabilir..
Sizlere ay ışıltılı mutlu geceler
dilerim………