Yıldızların
Hareketleri bizi Etkileyebilir,
Planetler sizin geleceğinizi kontrol edebilir
Tanınmış bir astronom, bilimin
geleneksel tutuculuğunu astrolojinin bir temeli olabileceğini
söyleyerek kırdı. Astrolojinin çok uzun bir süre falcılıktan biraz
daha ileri olduğu düşünülmüş ve bu konuya bilim adamları uzak
durmuşlardır. Hatta, Kraliyet Astronomi Derneği tarafından sahte
bir bilim olduğu ileri sürülerek hücuma uğramıştır.
Ancak, bu derneğin üyelerinden Dr. Percy Seymour, bu tartışmayı,
yazdığı provokatif kitapla yeniden başlatmıştır. Çünkü, kitabında
güneş, yıldızlar ve gezegenlerin henüz doğmamış bebeklerin beyinlerini
etkilediğini ve de bunların ölçülebildiğini iddia etmiştir.
Seymour, Plymouth Üniversitesinde astronomi ve astrofizik dersleri
vermiştir ve de Greenwich'teki Kraliyet Gözlemevinde araştırmacı
olarak çalışmıştır.
Kendisi, özellikle burçlar ve horoskoplar için kesinlikle vakti
olmadığını vurgulamış, ancak insan beyninin gelişmesinin dünyanın
manyetik alanından etkilenebileceğini belirtmiştir.
‘’Astrolojinin Bilimsel İspatı’’(The Scientific Proof of Astrology)
isimli eserinde dünyanın manyetik alanının Güneş ve Ay’a ait manyetik
alanların arasındaki iletişimden etkilendiğini belirtmiştir.
Ayrıca beyin gelişmesinde Jüpiter, Mars ve Venüs gibi diğer
planetlerin de rolü vardır, çünkü onların manyetik alanları güneşin
manyetizmasını etkilemektedir.
Seymour şöyle demiştir : ‘’Bu da gösterir ki, tüm güneş sistemi
dünyanın manyetik alanı üzerinde bir senfoni çalmaktadır. Hepimiz de
genetik olarak bu senfoniden değişik melodiler almak için akort
edilmişizdir.’’
Bu iddialar, diğer astronomları çok kızdıracaktır, çünkü onlar tepeden
baktıkları astrolojinin popülaritesinin artışını ve tanınmış
astrologların gelirinin en önemli araştırmacınınkinden daha fazla
olduğuna şahit olmuşlar ve bunun üzüntüsünü yaşamışlardır.
Şimdiye kadar onların hiç değilse astrolojiye ve insanların
yaşamlarının, kişiliklerinin gezegenler tarafından etkilendiği
konusuna bilimsel destek vermemek gibi bir lüksleri vardı.
Astroloji karşıtı kişilerin arasında en tanınmışları Kraliyet
astronumu Sir Martin Rees ve Stephen Hawking'dir. Rees, astrolojiyi
‘’absurd (tuhaf ve mantıksız)’’ olarak tanımlamış ve şöyle demiştir :
‘’Bizim dünyaya bilimsel
bakışımızda astrolojiye yer yoktur ve buna ilaveten, astrolojinin
gelecekle ilgili verdiği bilgiler
hiçbir eleştiriye karşı koyacak güçte değildir’’
İleri gelen Amerikalı astronomlarından Seth Shostak ise
Seymour’un teorisini ‘’anlamsız’’ olarak tanımlamıştır. Seth Shostak,
Jupiter ve diğer büyük gezegenlerin manyetik ve çekim alanlarının
dünyanınkine göre çok çok daha büyük olmasına rağmen aradaki mesafeden
ötürü etkilerinin azaldığını söylemiştir ve şu yorumu yapmıştır ‘’Jüpiter’in
manyetik alanı dünyanınkinden trilyon kere daha zayıftır. Siz,
evinizdeki ışıklarda veya çamaşır makinanızda çok daha güçlü bir
manyetik ulabilirsiniz’’
Shostak, California'da bulunan Seti Enstitüsünde çalışmaktadır.
Bu enstitü uzaydaki yaşamı araştırmak için güçlü bir radyo teleskop
yapmaktadır. Shostak, ’’2025 yılına kadar milyonlarca yıldız
araştırmış olacağız ve bu araştırmalardan sonra inanıyorum ki akıllı
uzaylılar bulacağız’’ demiştir.
Cambridge Üniversitesi profesörlerinden Hawking ise ‘’eski bilim
adamlarının dünyanın evrenin merkezi olmadığını anlamalarından sonra
astrolojinin şansı kalmamıştır, çünkü astrolojinin temelinde dünyanın
merkez olduğu fikri vardır.’’demektedir
Ancak, Seymour’un teorilerine dikkâte değer bir destek, hiç
beklenmedik bir kaynaktan gelmiştir. Profesör Richard Dawkins, Oxford
Üniversitesinde halkın bilimi anlamasından sorumludur ve geçmişte
astrologların ticaret kanununa aykırı hareket ettikleri gerekçesiyle
yargılanmalarını önermiştir. Ancak, şimdi kitabı her ne kadar okumamış
olsa da Seymour’un iddialarının
çok ilginç olduğunu söylemektedir.
Astrologlar ise Seymour’un iddialarından çok mutlu olmuşlardır.
Astrolog Russel Grant şöyle demiştir ‘’ Şayet Ay, gel -git hadisesi
ile ilişkili ise, ve insan vücudunun %70'i su ise, o zaman neden ay
bizi de etkilemesin? Bizim iyi veya kötü ruh halimiz neden ayın o
andaki konumu ile ilişkili olmasın?’’
Yıllarca önce Avrupa Yeniden yapılanma ve Kalkınma Bankası’nın 5
milyar İngiliz Sterlini tutarındaki yatırım portföyünü yönetmek için
astrolojiyi kullandığı ortaya çıkmıştır. Bankadaki bilgisayarları
tutulumlar veya planet kavuşumları gibi önemli tarihlere göre
programlamışlardır.
Sunday Times’ın bu yıl yaptığı İngiltere’nin en zengin 1000 kişisi
sıralamasında 110 kişinin İkizler burcunda doğduğu, ama ancak 73
kişinin balık burcundan olduğu anlaşılmıştır.
Güçlü kişiler arasında karar vermek için astrolojiye müraccat edenler
vardır. Bunlardan Ronald ve Nancy Reagan, astrologları Joan Quigley’in
Başkanın günlük programını dikte etmesine, Air Force One’in hareket
edeceği saatleri belirlemesine izin vermişlerdir. Reagan’ın
bürosundaki kişilerin elinde sürekli olarak değişik renklerle
işaretlenmiş bir takvim bulunurdu. Burada ‘’yeşil’’ renk güzel günleri
işaretlemek için kullanılmış ve ‘’kırmızı renkler de kötü günleri
belirtmek için kullanılmıştı. Hatta Margaret Thatcher bile şöyle
demiştir: ‘’Ben Terazi burcunda
doğdum, bu da oldukça dengeli birisi olduğumu gösterir.’’
İngiltere’nin en zengin 1000 kişisinin burçlarına göre dağılımı:
Boğa 104
Koç 95
Oğlak 92
Kova 91
Başak 88
Terazi 87
Arslan 84
Yay 84
Yengeç 80
Akrep 79
Balık 73
Kaynak:
Sunday Times’ın 2004 en zenginler listesi
Jonathan Leake
Bilim editörü
Sunday Times 16 Mayıs 2004
İstanbul
- 28.05.2004
http://sufizmveinsan.com
|