“Cehennemin
yolları iyi niyet taşları ile döşenmiştir”
diyor Allah Resulü Hz Muhammed (s.a.v).
İyi
niyetin bireyi nerelere getirdiğini yansıtan bu anlamlı sözü
aslında duvarlara asmak, kafalara kazımak lazım.
Efendimizin bir başka hadisinde ise bu durumu daha da
netleştiren şöyle bir ifadesi var:
“Müminin niyeti amelinden hayırlıdır.”
Hemen belirtelim; burada bahsi geçen müminden kasıt, malum
bilinen en tepedeki değil, normal, sıradan olanı. Yani Müslüman
toplumu arasında dikkati çeken grubun fertleri için söylenmiş
bir söz.
Onları tanımlamak için Efendimiz “Müminin rengi kırmızıdır”
demektedir. Kırmızının, renklerin içinde en göze batanı olduğunu
biliyoruz. İşte mümin de diğerleri arasında böyle fark edilir,
denmek isteniyor. Rengin bir sembol olduğunu bilmem, söylememe
gerek var mı?
Zirvedekiler ise El-Mümin diye biliniyor. Hadiste onlardan “Mümin, müminin aynasıdır” şeklinde
bahsedilmekte.
“Müminin niyeti…”
sözleri ile başlayan
mübarek kelama gelince…
Yorumu anladığım kadarı ile şöyle:
Mümin; neler yapmak istediğini, bunların nasıl yapılacağını,
yapıldığı takdirde ne gibi gerginlikler yaratabileceğini ortaya
koymaktan kaçınmalıdır. Çünkü düşüncelerini açıklaması, yeteri
biçimde algılanamaması halinde yanlışlıkların olabileceği,
istenmeyerek de olsa bazı olumsuzlukları beraberinde
getirebileceği uyarısı var. Olayın en ilginç, en acı tarafı da
burası.
Sağlıklı bir niyet fiile dönüştüğünde berbat bir hale
gelebiliyor demek ki.
Burada iyiliklerle yoğunlaşmış
düşüncelerin zihinlerde kalmasının daha doğru olabileceği gayet
net bir şekilde ifade ediliyor.
Uygulanıp uygulanmaması ayrı bir
konu; ama bu ikazdan sonra, düşündüğünüz, faydalı bulduğunuz her
şeyi yapmak zorunda olmadığınızı anlıyorsunuz.
Oysa münafıklar için söylenen bir başka söz, çok ilginçtir,
mümine atfedilenin tamamen zıttı.
Hadis
şöyle: “Münafığın ameli,
niyetinden hayırlıdır”
Bu
ince üslupta, münafığın ne gibi bir niyet taşıdığından
ziyade, yapacağı işlerde zihniyetinin ne olduğunu açıkça görme
anlayışı var. Şayet siz birtakım şeylerde aldanmamak,
yanlışlığa sebebiyet verecek konulardan kaçınmak istiyorsanız,
sürahinin devrilip içindekinin dökülmesini istemez misiniz?
Çünkü münafığın sakat düzeninin sorunlarını bilip tedbir almak,
çözüm yollarını üretmek, yapılacak en mantıklı iştir.
Bunu gördüğünüzde artık o kişiye inanmanız, onu ciddiye almanız
mümkün mü?
Elbette ki hayır!
Sonuç:
Evrensel düzende iyi niyet mutlaka gerekli, ama gözlenen
gelişmelerden sonra devamlılığını düşünmek ve böyle bir beklenti
içine girmek müteşebbis ruh için fazlasıyla işgüzarlık, adeta
risk olacaktır.
Daha ileri gitmek, yaşama katkıda bulunmak için olup biteni
böyle algılamak gerekiyor. Aksi düşünce, yanlış kapıların
açılmasına vesile olur kanısındayım.
Sevgiyle kalın. Allah’a emanet olun.
Londra -
26.05.2006
afyuksel@hotmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com
|