Değişimler
dolayısı
ile
(astrolojik
anlamda
söylüyorum,
Dünya
“Kova”
burcunun
etkisine
girdi.
Bu,
bireyler
üzerinde
yeni
açılımların
başlaması
anlamına
geliyor.)
Her
alanda
olduğu
gibi,
özellikle
mistisizmde
epeyce
farklı
gelişmeler
oldu.
Aslına
bakarsanız
size
yabancı
gelen,
bağlantı
kuramadığınız,
değerlendirmekte
zorluk
çektiğiniz,
bilimsel
yaklaşımlardır.
Ve artık
bundan
sonra
böyle
devam
edecektir.
Bu
yapılanma,
hareketlilik,
özden
geliyor.
Savunageldiğim
en güçlü
kanıtlar
bunlar.
Kısaca,
ilâhî
anlam
taşıyor.
İnsanlık
âlemine
bir
lütuf
bu.
İstense
dahi
kesilemez,
engellenemez,
önünde
durulamaz.
Durdurmak
isteyeni
ayaklar
altına
alıp
ezer
geçer.
Belki
farkındasınızdır,
insanların
21.
yüzyıl
itibarîyle
yeniçağa
doğru
yol
alması,
mistik
boyuta
da
yansıdı.
Mecazlar
ve
sembollerle
anlatılan
Kur’an
ve
Hadisleri
anlayabilmek,
büyük
bir
değişimle
pozitif
bilimle
gerçekleşti.
Ve bu
dönüşüm
kaçınılmaz
oldu.
Şurası
muhakkak
ki,
eskilerde
birtakım
olayları
anlatamamanın,
izah
edememenin
zorluğunu
dikkate
alarak,
bir
belirsizlik
oluşturmak
yerine;
mecazlar,
sembollerle
tanımlamayı
denemek,
çok daha
makul
olacaktı.
Öylece
de
uygulandı.
Örneğin
“ruh”
diye
bahsi
geçen,
şimdi
enerji
adı
ile
tanımlanabiliyor.
Bugün
eskide
kapalı
olan
konular
daha net
anlatılabiliyor.
Çünkü
bilim bu
noktaya
varıyor.
Yeniliğin
en
önemli
aşaması,
insanın
aslının,
Allah
isminin
işaret
ettiği
özelliklere
dayanmasıdır.
Tabi
bunların
altında
böyle
bir
bilinç
yatıyor.
Yenilenmeye
adım
atarken,
önümüzde
mevcut
bilgiler
ışığında,
bütün bu
hususların
özenle
değerlendirilmesi
gerekiyor.
Yoksa
söylenenler
havada
kalır ve
hiçbir
etkinliği
olmaz.
Bilinmeli
ki
değişimler,
teknolojik
atılımlarla
birlikte,
anlamsız
inkârlara,
kaymalara
patlamalara
da neden
olabilir.
İnkârcılar
ise,
bir kere
mistisizmin
kendilerinden
ne
beklediğini
bilmediklerini
bile
anlayamıyorlar.
Unutulmaması
gereken
bir
gerçek
şudur:
Tehditkâr
hareketleri
yaratacak
olan
zümreler,
tarih
boyunca
her
zaman
vardır.
Gerçekler
ne yazık
ki bunun
doğruluğunu
ortaya
koymaktadır.
Sırtında
yumurta
küfesi
olmadığı
için,
yenilenmeyi
eleştirmekte
insafa
gelmeyenler
için
şöyle
söylemek
yeterli
olur.
Böyle
bir
değişime
dünyanın
kayıtsız
kalamayacağını
bilmeniz
gerekiyor.
Şayet
Efendimiz
(s.a.v.)
“Kıyamete
yakın
zamanda
güneş
batıdan
doğacaktır”
demeseydi
belki
haklı
olabilirdiniz.
Ama bu
hadisin
içeriği,
kıyametin
nesille
alâkalı
oluşu.
Çünkü
Allah
Rasulü
(s.a.v.)
bir
başka
seferinde
“Allah,
yüz bin
Âdem
nesli
yaratmıştır”
diyor.
Özetlemek
gerekirse
bu
husus,
malûm
güneş
sisteminin
kıyametinin
kopuşu
ile
alâkalı
değil. O
husus
4,5
milyar
yıl
sonra
gerçekleşecek.
Güneş
“sekiz
büyük
melek”
tarafından
çekilip
dünyanın
etrafını
saracak.
Böyle
birbirini
bağlayıcı
açıklamalarda
bulunduğuna
göre en
başta
söylenen,
kıyametle
ilgili
sözün ne
anlama
geldiğini
düşünmek
gerekmiyor
mu?
Bu
yaklaşım
tümüyle
mecaz
değil
mi?
Şimdilerde
pozitif
bilimin
ışığında
mecazların
çözümü
gündeme
gelir
miydi?
Ayrıca
bilimin
eli bu
kadar
güçlenebilir
miydi?
Ne
dersiniz?
Karın
beyaz
renginin
nedeni,
küçük
kristallerin
ışığı
yansıtması
ve
kırmasıdır.
Bu nasıl
bir
sistemle
gerçekleşiyorsa,
kıyametlerin
değişik
türlerinin
bulunuşu
da yine
sistemlerle
meydana
gelir.
Efendimizin
(s.a.v.)
adını ve
sözlerini
ağzına
almayı
düşünen
kim
varsa bu
değişimleri
gözden
kaçırmaması
beklenir.
Dolayısıyla
yapılacak
yegâne
şey,
hiçbir
mesnede
dayanmayan
kıvranışlarda
bulunmaktansa,
paşa
paşa
önümüze
konulan
taze
bilgileri
(pozitif
bilimi
kastediyorum)
kabul
etmek,
anlamaya
çalışmak,
sonrasında
ise
yaşam
yoluna
gitmektir.
O
nedenle
vakit
geçirmeden
antenlerinizi
kurun,
yenilenme
hareketlerini,
bakış
açılarını
değerlendirin.
Bakın bu
takdirde
sizde
“Dini”
algılamada
ne gibi
farklılıklar
oluşacak!
Bunu
görüp,
hayrete
düşmeniz
içten
bile
değildir.
Unutulmamalı
ki
Mistisizm
bir
sistemdir.
Nostaljik
düşünceleri
romantik
duyguları
içermez.
Duygusallık,
İslâm’la
bağdaşamaz.
Sistem
ise
üzerinde
yaşadığımız
uzaydır.
İnsanoğlu
ancak
şuuru
ile
değişimi
yakalar,
kozmik
detaylara
girebilir,
çözebilir
algılar
hale
gelir. |