İnsanoğlu, yaşadığı süre zarfında birilerine karşı
rahatlık, bazılarına karşı da tarif edemediği bir huzursuzluk,
endişe ve korku duymuştur.
Bu bakımdan, yeni tanıştıklarına oldukça ürkek yaklaşımlar
yapar. Kişilerin çok yönlü olması dolayısıyla, muhatabını
dikkatle gözlemleme, iyi ve kötü taraflarını algılama
gayreti içindedir.
İlk anlar
için oldukça önemli bir gelişmedir bu anlattıklarım.
Ancak, saydığım faktörlerin yanında bazen yeni bir kişiye
hiç de tahmin edemeyeceğiniz şekilde, tuhaf bir yakınlık
hissedebilir, 'iyi, kötü, saf, akıllı, başarılı, başarısız’
gibi niteliklerini pek fazla dikkâte almadan ona
ısınabilirsiniz. Tavrınıza belki anlam veremiyor, adını
koyamıyor olabilirsiniz; ama bu ilk intiba, ilk filizdir.
Artık sizde onunla ilgilenmenin sıkı bir diyalog içinde
olmanın verdiği haz, rahatlık, dinginlik vardır.
Ve içinizi tarifi çok zor bir huzur kaplamıştır.
Ya da aksi olabilir. Muhatabınızı çok soğuk bulup bir an
evvel yanınızdan uzaklaşmasını istersiniz.
Oysa birbirinizi anlamanız için gereken daha bir yığın şey
vardır. Örneğin, o kişinin, kültürünü, bilgi birikimini,
uzmanlık alanını, hobilerini öğrenememiş, IQ ve
EQ'sundan haberiniz olmamıştır.
Üstelik, sizinle konuşurken aşırı mesafeli durmuş, elinin
cebinde olmasına aldırış etmemiş, bacak bacak üstüne attığında
bir bacağını sallamasını, sürekli yere ya da duvarlara
bakarak konuşmasını, sorularınıza yanıt verirken burnunu
kaşımasını hiç de yadırgamamışsınızdır. Sadistçe görünen bu
rahatlığının yanında hırçınlaşmanız gerekirken, aksine, içinizde
anlam veremeyeceğiniz bir sevinç peyda olmuştur. Hatta bir
ara ona dokunmak bile istemiş, ama kendinize hemen çeki
düzen verme, toparlanma ihtiyacını hissetmişsinizdir. O,
bilinmesi gereken temel kuralların hiçbirine uymamış, ama bir
şekilde sizin kalbinize girmeyi başarmıştır.
Veya tersine, en candan hislerle sokulmaya çalışan birinin
samimiyetine hiç kulak asmamış, yaptığı dostane
yaklaşımlarının yapay olduğunu sezinlemiş, sonrası için
ciddi sayılabilecek kaygılar duymuşsunuzdur. Konuşmasını
dinlerken iç dünyanızda ona uzak durma fikri galebe çalmıştır.
Bu, düşünseniz bile çıkaramayacağınız bir ilişkinin sonucudur.
Ve mizacınızın ve duyularınızın dışında, zaman ötesini
algılayabilen bir sezgi, -ilk intiba- sizi mutluluğa
ulaştırmıştır.
Sevgi ile
kalın. Allah’a emanet olun.
İstanbul -
09.03.2006
afyuksel@hotmail.com
sufafy@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com
|