Yetişkin bir insanda
vücut ağırlığının %60-65’ini su oluşturur. Bununla
beraber, yetişkin vücudunun tüm su miktarı, kişinin zayıflığı ya
da şişmanlığı ile ilgilidir. Aynı vücut ağırlığındaki zayıf
erkekte tüm su miktarı vücudun %70’ini, şişmanda
%43’ünü, aynı ağırlıktaki şişman ve zayıf kadınlarda ise
zayıfta %60’ını, şişmanda da %40’ını oluşturur.
Bunlara göre, ortalama yetişkin kadında su oranı %50,
erkekte %60 denilebilir.
En çok ve en az su
içeren dokular:
Kornea:%98,
kan:%79,kas:%77, deri:%72, iskelet:%22, yağ dokusu:%22 ve diş
minesi:% 0,2
Vücut su kitlesinin
dağılış biçimi:
1. Hücre içi suyu
(intrasellüler sıvı): Vücut ağırlığının yaklaşık %40’ını
ve vücut su kitlesinin %70’ini kapsar.
2. Hücre dışı sıvı
(ekstrasellüler sıvı): Vücut ağırlığının yaklaşık %20’sını
ve vücut su kitlesinin %30’unu kapsar.
a. Damar içi sıvısı ya da plazma
sıvısı (intravasküler sıvı) vücut ağırlığının yaklaşık %4’ünü ve
vücut su kitlesinin %10’unu kapsar.
b. Hücreler arası ve
lenf sıvıları (intertisyel sıvı) vücut ağırlığının yaklaşık
%16’sını ve vücut su kitlesinin %20’sini kapsar.
Vücut suyunun büyük
kısmını dışardan alır ve ufak bir kısmını da kendisi yapar; buna
endojen su, dışardan alınana ise eksojen su denir. Günlük su
ihtiyacı, yetişkinde 30-40 ml, çocukta 5-6
mislidir. Yetişkin insanın günlük diyetinin ağırlığının
%70-90’u sudur.
Hipotonik
konsantrasyonlu su vücuda girince 3 sindirim kanalında izotonik
hale getirilir. Mideye giren su, besinlerden çok daha önce
barsaklara geçirilir. Sonra en büyük kısmı ince
bağırsaklardan ve az bir kısmı da kalın
bağırsaklardan emilir. Dolaşıma giren su, süratle plazma
sıvısından intertisyel sıvıya verilir ve bir süre için
depolaştırılır. Giren su molekülleri türlü sıvılarla karıştıktan
sonra vücudu terk eder, fakat bunun için ortalama 9 gün kadar
bir zamana gereksinim olduğu hesaplanmıştır.
Su, organizmayı su
buharı halinde ve sıvı halinde terk eder. Suyun buhar halinde
vücudu terk etmesi, deri ve akciğer yoluyladır. Derideki
buharlaşma terleme biçimindedir. Suyun sıvı halde vücudu terk
etmesi ise bağırsaklardan dışkı yolu ve böbreklerden
idrar yoluyladır.
Japon
bilim adamı Prof. Masaru Emoto, su kristalleriyle ilgili
çalışmalarında iki önemli olayın rol aldığını belirtti,
bunlardan birisi manyetik rezonans analiz cihazının canlı
organizmalardaki belli frekanslarını ölçmesi, diğeri ise kar
tanelerinin hiçbirisinin birbirine benzememesidir. Bu nedenle
Prof. Masaru Emoto, Su Kristalleri adlı kitabında suyu
çeşitli yönlerle ele almış. Suyun cansız bir madde değil, canlı
ve duyguları algılayan kristallerden oluştuğunu, çevresindeki
pozitif ve negatif bilgileri aldığını ve ona göre tepki
verdiğini tespit etmiştir. Su kristallerinin yapılarının
suların türlerine göre değiştiğini tespit eden Emoto;
büyük kentlerde çeşmelerden akan klorlu sularla piyasada satılan
ve içme suyu diye adlandırılan suları ve yapay suların dejenere
olmuş su kristallerini tespit etmiştir.
Japon
bilim adamı Prof. Dr. Masaru Emoto’nun, içinde 70’ten
fazla kristal resmi bulunan kitabında suyun biyofizik
özelliklerini araştırarak ortaya koyduğu gerçekler, yeni bir
döneme kapı açacak gibi.
Emoto, üç yıl önce mikroskopla yaptığı araştırmalarda,
donmuş su kristallerinin dış tesirler karşısında çok değişik
şekillerde reaksiyon gösterdiğini keşfetti. Bu araştırmalara
göre su kristalleri, dış çevre tesirlerinin yanı sıra, müzik,
söz ve kavramlara da tepki veriyor.
Suya
yakınlık performans artırıyor
30
Ağustos’ta yayımlanan bir araştırmaya göre deniz, nehir, kanal,
göl gibi suya yakın mekânlarda çalışanlar kendilerini daha
önemsenmiş hissettiklerinden verimlilikleri de artıyor.
Glasgow Caledonian University tarafından 2000 çalışan
arasında yapılan araştırmaya göre su yakınında olmak insanlara
rahatlatıcı ve canlandırıcı geliyor. Hele pencerelerinden suyu
görme şansı olanlar kendilerini değerli hissettiklerinden işleri
hakkında olumlu hislere sahip oluyor.
Bütün
bu bilimsel veriler ortadayken bazı kesimlerin “suya okumayı”
ve bu suyu içmeyi, 'pozitif bir içeceğe güç katmak' yerine,
“hurafe” şeklinde yorumlaması, onun niteliğini ve içerdiği
işlevin ne olduğunu bilmediklerinden kaynaklanmıyor mu? Ne
dersiniz?
Sağlıkla
kalın, su gibi aziz olun.
Kaynak;
Mutahhar Yenson;
İnsan Biyokimyası (geliştirilmiş 6.Baskı)
İstanbul-1988,
Bölüm 2: Su Metabolizması, sayfa 94.
|