Din-Bilim Soru ve Cevapları - 1 

* Bizim gibi duyu organları olmayan Cinlerin ve birtakım meleklerin sohbet eden bir veliden faydalanması nasıldır?

Bir veli, bir yerde sohbet ettiği zaman bize ulaştırmak istediği manalar, boyutumuzda dil yoluyla kelimelere dökülerek aktarılırken, bunun karşılığı olan beyin dalgaları da beynimizi etkileyip ruha enerji yüklerken, o ortamda bulunan bir cin de, bizim boyutumuza ait olan kelimeleri, cümleleri değil, o beynin yaydığı anlam yüklü dalgaları kendi boyut karşılığından değerlendirmek suretiyle kapasitesince alır, enerjisinden beslenir. Keza cin kökenli melaikenin, zikir meclislerinden gıdalarını almalarının sistemi de budur.

* Haiti’de büyü olarak nitelendirilen bir yöntemle, insanların beyin faaliyetlerinin yitirilmesine; ölenlerin ise, mezardan dirilip aynı şekilde moronsal ya da sokak delisi gibi yaşama devam etmelerine etken gerçekten büyü müdür?

Öncelikle bu yöntemin (gerçekten olanlarının dışında)bildiğimiz büyü ile ilgisi yoktur. Bilim adamları, o kişilere verilmek üzere kullanılan karışımların içerisinde, sinir sistemini çok güçlü bir biçimde etkileyen bir tuzlu su balığın iç organlarında ve derisinde bulunan tetra dodolsin adlı bir maddeyle karşılaşmışlardır. Yüksek düzeyde alındığında çok güçlü etkisinden dolayı, istenmeyen ya da suçlu görünen insanlar bu büyü adı verilen yöntem kullanılarak cezalandırılmakta, lanetlenmektedirler. Ancak, bu uyuşturucunun geçici ölümlere de yol açması yüzünden, gömülme esnasında veya hemen öncesinde kişiler tekrar kendilerine gelmeleri ve bu maddenin beyinde yapmış olduğu korkunç tahribat dolayısıyla da ruhu alınmış bir kimse anlamına “zombi” diye adlandırılarak toplum dışına itilmekte ve kendinden habersiz şekilde öylece yaşamaya bırakılmaktadırlar. Böylece, diğer kabile mensuplarına nispetle cinlerin kontrolüne daha fazla açık hale gelen bu insanlar bir de onların oyuncağı olarak sefil biçimde hayatlarına devam emek zorunda kalırlar. Bunların içinde, mezara gömüldükten günlerce, haftalarca sonra dirilenler bile olmuştur. En ilginç vaka da, ergenlik dönemindeki bir kız çocuğunun ölümünden dokuz ay sonra gömüldüğü yerden çıkıp tekrar evine gelmesidir. Çünkü, bu maddenin ayrıca vücuttaki metabolizmayı yavaşlattığı için, bu insanların ölmedikleri ve gömülme işleminin de bunların dirilecekleri göz önüne alınarak yapılması, bu tür durumların oluşmasını sağlamaktadır.

* Telepatik bağlantıların mevcut olduğu başka hangi durumlar var?

İnsan beyinlerinin birbirlerini etkileme olayı, cinsel birleşmede de kendini çok güçlü göstermektedir. Çünkü bu esnada, beyinsel faaliyetler oldukça güçlüdür. Zinada, içinde bulunulan halin beyinde oluşturduğu parazitlenmeyle beyinler birbirlerini negatif yönde öyle bir etkiler ki, beynin bu konuda kendini toplaması kolay kolay olmaz ve bu, ruha da kayda girdiğinden ölüm ötesini de çok büyük oranlarda etkiler. Aynı durum, evlenme yoluyla olduğunda ise, bu negatiflik pozitife döner, birbirlerini enerji yönüyle pozitif etkilerler. Resulullah bu konuda şöyle söyler: “ sizler yataklarınızda eşlerinizle birlikteyken bile sevap işlersiniz”. Bu nasıl olur! diyen sahabesine hitaben de: “Zina yaparken günah işlemiyor musunuz?” diye karşılık verir. Yalnız, enerji yönüyle pozitif yüklenme olsa da bu, şuursal anlamda negatif olabilmektedir. Bu yüzden Resulullah açıklamalarında, kişi evleneceği insanı seçerken öncelikle ölüm ötesini göz önünde bulundurmasını böylece, enerji yönlü olmanın ötesinde kendisini her an olumlu yönde etkileyen, terkipsel değişiklikler yapan birini ya da en azından kendisine parazit oluşturmayacak bir eşi tercih etmesini bildirmektedir. Sistemi çok iyi okuyanlardan biri olan M. İbnül Arabi Hazretleri ise risalelerinde, “ Bir kişi eşiyle cinsel ilişkiye girdiğinde, orgazm olduğu sırada varlıkların en üstününü hayal etsin. O zaman doğacak çocuk, o kişinin bütün özelliklerini değilse de önemli bir kısmını üzerinde taşır” diyerek beyinsel, düşünsel aktivitenin spermdeki genetiği etkilediğini ve bu esnada eşler arası oluşan telepatik bağlantılarının da önemini bize bildirmektedir. O halde,  Hz. Lut (as) ve Nuh (as)’ın onlara ihanet eden kadınlarının durumu ile Cennet boyutuna melek olarak girileceğine ve cinsel ilişki...vb. maddesel bedene ait değerler olmayacağına göre, Hz Muhammed’in (sav), Hz. Meryem ile evlenecek olmasını ve genel olarak Cennetteki eş kavramını nasıl düşünmemiz gerekir?

* Ektoplazma hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?

Ektoplazma ile maddeleşme olayları da önde gelen bilim adamlarının kendi hazırladıkları şartlar içinde ayrıntıyla incelenmiş, bu konuda çeşitli deneyler de yapılmıştır. Ektoplazma genellikle beyaz renkte olmasına karşın bazen de kül renginde ya da siyah olabilmektedir. Bu madde, önce medyumun vücudundan çıkmakta (veya o görüntü verilmekte) sonra da bu şekilsiz yapı, ruh adını verdikleri varlık  (gerçekte ise cinler) tarafından şekillendirilerek maddesel suretlerde görüntü oluşturmaktadır. Ektoplazma vasıtasıyla maddeleşen varlık, hücreleri, eti- kemiği olan, kalbi çarpan, nefes alıp veren (ki bunlar da önde gelen bilim adamlarınca deneylerle, aletlerle de gösterilmiştir), konuşabilen, hareket edebilen (dans edip daktilo ya da kalemle yazı yazabilen), cisimlere somut olarak etki edebilen (duman, macun, un, toz üzerinde iz bırakabilen böylece kalıpları alınabilen), bu materyalize ile elbisesi, kıyafeti, takısı, kimliği, kişiliği, karakteri, davranışları olan tam bir fiziki varlıktır. Sadece insan suretinde değil, birçok canlı cansız suretinde açığa çıkabilmektedir. Orada bulunanların tanıdıkları suretlerde açığa çıkabildikleri gibi, tanımadıkları ya da çıkışına aracı olan medyumun suret ve kişiliğinde de görünebilmektedir. Suretlerine girdikleri kişiler o kadar benzer ki, parmak izleri yada orijinallerine ait ayırt edici tüm özellikleri aynıdır ve onunla ilgili tüm ayrıntılı bilgilere de sahiptirler. Ancak, bu varlıkların kıyafetlerinden, saçlarından ...vs bir parça alınarak muhafaza edilmeye çalışılsa da bu alınan nesneler, varlıklarını uzun süreler boyunca koruyamamakta, tekrar eski hallerine geri dönmekte ve dağılıp yok olmaktadırlar. Materyalize olan varlıklardan kimi, 15-20 saniye, kimi 20-25 dakika, kimi de 1-3 saat gibi maddeleşerek durabilmekte, yeteneklerini sergilemektedirler. Daha sonra maddesel surette görünen bu ektoplazma, eski haline yani medyuma geri dönerek yok olmaktadır. Bu varlıklar medyumdan fazla uzaklaşamamakta ancak, belli bir mesafe içinde rahatlıkla hareket edebilmektedirler. Bu esnada bir kordon bağı görünmekte olup bazı durumlarda görünmeyebilmektedir. Maddeleşen bu varlığa dokunulursa ya da vurulursa aynı his ve duyguları medyum da duymakta, hissedebilmektedir. Bazen bu varlığa dokunulduğunda veya tutulmak istendiği zaman, hızlı bir şekilde eriyerek birden medyumun içine geri döner. Bazen ise, bunun tam tersi olarak o varlıktan izin istenildiği zaman kavranılabilmekte, tutup kaldırılabilmektedir. Bazı az sayıdaki celselerde de, orada bulunan izleyiciler içinden de bu sıvımsı madde açığa çıkabilmekte (ki açığa çıkan kişiler, bunun farkında olmayabilmektedir) ve bu medyumdan çıkan ile birleşerek de maddeleşmeler gerçekleşebilmektedir. Bazı maddeleşmelerde de (bunların da sayısı azdır) ektoplazmanın medyumdan çıkışı açıkça görülmeksizin bir anda belirebilmektedir. Ayrıca, ektoplazma vücuttan çıkarken elbiseler bir perde oluşturmamakta, kıyafetlerden rahatlıkla geçebilmektedir. Ektoplazmaya bağlı maddeleşmelerin bazılarında, vücudun tamamı yerine sadece, el, ayak ya da belirgin olmayan bir şeklin üstünde, yalnız kafanın oluştuğu, bazılarında ise, varlığın bir kısmı somut iken diğer kısımlarının oldukça şeffaf, latif olduğu da görülmüştür.

Ektoplazmanın medyumdan kaynaklandığını göstermek için deneylerde, maddeleşen varlığa (daha önce de belirttiğimiz gibi) dokunulduğu zaman bunun medyum tarafından hissedildiği ya da onun üzerine mürekkep, boya...vs ile bir iz, bir leke oluşturulduğunda ise, ektoplazmanın medyuma geri döndükten sonra bu izlerin medyumun bedeninin aynı veya farklı yerlerinde tıpatıp benzer izlerin oluştuğu da gösterilmiştir (bu ışınsal varlıklar, neden oldukları poltergeist yada reenkarnasyon vakalarında da insan vücutlarında çeşitli izler oluşturabilmekteydiler). Bu ektoplazma maddesi incelendiğinde ise, % 50’ sinin su, geri kalanlarının da başlıca karbon, hidrojen, oksijen, kükürt, azot... olduğu tespit edilmiştir. Bu seanslarda duyulan pis kokunun kaynağı da yine bu ektoplazmadır. Hatırlarsanız, cinlerin en sevdiği şeylerin başında koku ve bilhassa pis koku gelmekte idi. Seanslarda bu kokunun giderilmesi için çeşitli bitki ve parfümler kullanılmakta bazen de maddeleşen varlık ya da varlıklar tarafından bu türden güzel kokular duyumsatılmaktadır. Bu benzeri kokuların varlığı, hayalet olaylarında da görülmektedir. Ektoplazmanın güçlü ışık altında yok olmasına karşın yine de normal ışık altında kameralarla film ve fotoğrafları rahatlıkla çekilmiş, kızıl ötesi kameralarla da varlıkları somut olarak ispatlanmıştır.

Materyalizasyon işlemlerinde medyuma yardım eden ruhsal rehberler de vardır ve bunlar da bazen maddeleşerek veya medyumun ağzından konuşarak oradaki insanlara celseyle ilgili çeşitli bilgiler ile insanları etkilemek üzere edebiyattan sanata, bilimden dine kadar hemen hemen her şey hakkında fazlasıyla bilgi vermektedirler. Sadece tek bir varlığın değil, birden fazla hatta 20-25’ e kadar varlığın maddeleştiği celseler de vardır. Yine Ektoplazmanın, insanın bir katmanı gibi medyumdan çıkıyormuş izlenimini vermek için, varlık tam anlamıyla maddeleştiği zaman, medyum tamamen ortadan kalkmakta, görünmez olabilmektedir. Maddeleşen ruhsal varlığın, herkesin gözleri önünde mühürlenmiş çelik kafesten süzülerek dışarı çıktığı gibi, bazı celselerde de medyum da aynı şartlardaki çelik kafes içinden bir anda, kendiliğinden çıktığı ya da bu ruhsal varlıklarca çıkarıldığı gözlemlenmiştir. İnsandan somut bir biçimde çıkıyormuş zannını doğuran ektoplazma, ruhun bir katmanı olmayıp tamamen cinler tarafından insan vehmi üzerine, beş duyusuna olan etkisinden kaynaklanmaktadır. Gerçekte ise, mevcut olmayan bir yapıdır. Zamanı geldiğinde Deccal’in ordusu olarak görünür scalada belirecek olan cinler, söylenenlerin aksine, maddeye olan birtakım etkilerini de kullanarak insanları hayretlere düşürecek çok daha somutmuş izlenimini doğuran şeyler ortaya koyacak olsalar da, bu durumu asla değiştirmeyecektir.

(Bkz. Ruh, İnsan, Cin / Wodoo’ nun Büyüsü- Discovery Channel)

hologramk@yahoo.com
İstanbul - 27.09.2006
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail