Enerji Alanları ve Biz
-3-

Nazarın bilinçsizce açığa çıkmasına karşın, büyü ve sihirde ise, bilinçli bir yönlendirme söz konusudur. Nasıl ki kendi frekans gruplarına göre yayınlanan TV, radyo telefon…dalgalarının oluşturduğu bir şebeke ağı varsa aynı şekilde insan beyninin yaydığı dalgaların da meydana getirdiği bir şebeke ağı vardır. Bu nedenle istenilen kişinin sahip olduğu eşyalar (saç vs...), birer konsantrasyon objesi olarak kullanılarak belli kelime tekrarları ile bu şebeke ağındaki o istenilen beyinle ilişkiye geçilip (genelde E-M dalga yapılı bilinçli varlık olan cinlerin yardımıyla da) nazar olayındaki gibi etkiler oluşturulabileceği gibi, şifa da verilebilmektedir.
Nazara, sihre (büyüye) ve cinlerin her türlü etkilerine karşı koruyucu dalgaların üretilmesi ise, belli dua ve zikir adı altındaki kelime tekrarlarının beyinde ilgili hücre gruplarını faaliyete geçirmesi sonucu yayınlanmasıyla oluşmaktadır. Beyinde oluşan her bir faaliyet, dışa çeşitli frekanslar şeklinde yansıdığı gibi aynı anda ve şekilde Ruha da kaydedildiği için bu dualar ölüm ötesi boyutta aynı frekans aralığını paylaşacağımız cinlerin bize uygulayacakları çeşitli etkilerine karşı da koruma sağlamış olacaktır. Bazı özel duaların okunmasıyla tıpkı lazer ışını gibi beyinden öyle güçlü Elektromanyetik dalgalar yayınlanır ki, bu tür dalgalar cinlerin olumsuz fikir, vesvese  ya da insanların hayal güçlerini irrite etmeleri sonucu var olmayanı varmış gibi göstermek suretiyle çeşitli ilkalarını, etkilerini ortadan kaldırmanın ötesinde direkt bu ışınsal varlıkların dalgasal yapılarını tahrip etmek suretiyle onları rahatsız edip uzaklaştırmakta, buna karşılık uzaklaşmadıkları taktirde, onları yok edebilmekte, öldürmektedir. Onların bu ölüm şekli için “yakmak” tabiri de kullanılmaktadır. Bunun yanında birkaç kişinin bir araya gelip aynı anda toplu olarak bunları belli sayılarda okumaları hem okunan kişinin beyninin bu doğrultuda forme edilmesini, aktif hale getirilmesini (bu arada okuyanlar da birbirlerini bu yönde güçlendirmektedirler) hem de Cinlere karşı çok güçlü etkilerin meydana gelmesini sağlamaktadır.
Ayrıca bu tür duaların okunması sırasında ortaya konacak bir sürahi ya da bir bardak dolusu suyun, okuyan kişilerin beyin dalgaları tarafından moleküllerinin iyonize edilmesi dolayısıyla hastaya içirtilmesi ve yine okunma esnasında sağ elin okunan kişinin başı üzerine konulması durumunda da o kişinin beyni pozitif yönde takviye edilerek  istenilen yönde daha güçlü (verimli) çalışması temin edilebilir.
Görüldüğü üzere, korunma işleminin beyin-enerji sistemiyle ilgili olması dolayısıyla dua ve zikirler okunmadığı sürece bunların yazılı bir metin olarak ya da bu amaçlı, çeşitli nesnelerin üzerimizde taşınmasının hiçbir faydası yoktur.
Dünyanın merkezinde %90 demir ve demir bileşikleri, %9 nikel ve % 1 oranında da sülfür, oksijen, altın... bulunur. Bu oranları daha iyi kavrayabilmek için bir misal verirsek, yaklaşık % 1’ e yakın bir oranda bulunan altını eğer bu çekirdekten çıkartmış olsaydık dünya üzerindeki tüm karaların yüzeyini altınla kaplamak mümkün olurdu. Dünya üzerinde bulunanın milyonlarca katı basınç yüzünden yeryüzünün tam merkezinde katı ve çok sert metalden yapılmış 2754 km çapında demir bir çekirdek bulunur. Bu iç çekirdeğin üzerinde ise çok yüksek sıcaklıklar dolayısıyla 2200 km kalınlığında yine tamamen demir ve nikel ağırlıklı eriyik halde sıvı çekirdek bulunur. Aslında  dünyanın oluşumu sırasında demir yok denecek kadar az olmasına karşın, bu denli yüksek oranlarda demirin bulunmasının nedeni de, 4,5 milyar yıl önce dünya çok sıcak bir durumda iken demir yüklü dev bir göktaşı ile çarpışması sonucu bunun merkeze yerleşerek erimesiyle meydana gelmesidir. Burada çok ilginç bir nokta, bu durumun birebir olarak bundan 1400 sene evvel Kuran’da anlatılmış olmasıdır. Çünkü Hadid suresi 25’ te “ ...ve kendisinde şiddetli bir sertlik ve insanlar için menfaatler bulunan demiri de gökten indirdik” denerek demirin bizatihi gökten geldiğini bize bildirmektedir.
Yeryüzünün doğudan batıya dönmesi, çekirdekteki  iyon halinde elektrik yüklü bu sıvıyı da aynı  şekilde batıdan doğuya doğru girdaplar meydana getirecek şekilde döndürmesi sonucu, milyarlarca amperlik elektrik akımını, dolayısıyla da dünyanın kuzey –güney yönünde mıknatıstaki gibi bir manyetik alanın oluşmasını sağlar. Manyetik kuzey-güney kutupları da dünyanın kutuplarıyla paralel olmayıp aralarında ortalama 1550-1600 km mesafe bulunmaktadır. Ayrıca bu uzaklıklar da sabit değil, her yıl birkaç km dünyanın kutuplarına doğru yaklaşıp uzaklaşmaktadır. Bu manyetik alanların tarih boyunca hep aynı yön ve güçte olmadığı, çeşitli dönemlerde ise tamamen yer değiştirdikleri artık bilinmektedir. Bunların nedeni ise bu girdapların önce yavaşlayıp sonunda durduktan hemen sonra tekrardan ters yönde dönmeleridir. Bu işlem sırasında tüm girdaplar bir anda değil, lokal olarak ayrı zamanlarda ters dönmeye başlarlar. Şu anda güney kutbundan çıkıp kuzey kutbundan içeri giren manyetik çizgileri göz önüne alırsak, dünyanın güney kısmında yer alan bu girdaplar ters dönmeye başladığında bu durum o bölgedeki manyetik alanın zıt yönünde bir manyetik alanın oluşmasını sağlayacağından öncelikle o bölgedeki manyetik alanın yavaş yavaş zayıflamasına, sıfıra ulaştıktan hemen sonra da kendi yönünde baskın konuma geçip o doğrultuda güçlü bir manyetik alanın meydana gelmesine neden olur. Aynı işlem dünyanın her bir bölgesi için de aynen geçerli olduğundan, manyetik kutuplar zaman içinde tamamen yer değiştirmiş olurlar. Ancak bu yer değiştirme işlemi birkaç yüzyıl sürmekle birlikte bu dönemde küresel boyutlarda hem manyetik alanın gücü azalmakta hem de çok büyük manyetik alan düzensizlikleri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca girdap hareketlerinin neden olduğu bu düzensizlikler, dünyanın çeşitli yerlerinde geçici olarak 7-8 ya da daha fazla manyetik kutbun oluşmasına da neden olur. Çekirdekteki iyonize sıvının yön değiştirip tekrar düzenli, kararlı hale geldikten bir sonraki benzer dönüşümü ortalama 250 bin yıldır. En son değişim ise bundan biraz farklı ve çok gecikmeli olarak 780 bin yıl önce meydana gelmiştir. Şu anda yapılan hesaplamalar, dünyanın manyetik alanının geçtiğimiz birkaç yüzyıla nispetle azaldığını bu yüzden de gecikmeli olan bu yer değiştirmenin başlamış olduğunu bize göstermektedir.  

Bu alan, uzaydan gelen zararlı kozmik ışınları, parçacıkların enerjisinin çoğunu ya da tamamını kaybettirerek alan çizgileri etrafında spiraller çizdirtip dünyanın manyetik çevresi boyunca dolaştırdıktan sonra, bu parçacıkları kutuplarda toplayarak yeryüzünün çok büyük bir bölümüne inmelerini önler. Sonucunda bu kozmik ışınlar kutuplardaki atmosferin üst tabakalarında atom ve moleküllerle çarpışarak geceleri Aurora denen ışık parıltılarını oluştururlar. Manyetik alanlar bu düzensizlikler döneminde her ne kadar zayıflayacak olsa da küresel anlamda aslında tam olarak sıfırlanmaz. Dolayısıyla, bunun neden olacağı etkiler felaket boyutlarına ulaşmayacaktır. Ancak bu durum, eskisine oranla kozmik ışınların yeryüzüne daha fazla inmesini sağlayacağından yine de bir kısım canlıların DNA’ larının etkilenmesine, fiziksel yapılarının değişmesine ve hücrelerin çoğalma güçlerini kaybedip canlıların Radyasyon hastalığından (kanserden) ölmesine neden olurlar. Bu çevrimler geçmişte yaşamış canlılardan bir kısmının yok olmalarına (toplu ölümlerine) açıklık getirirken, değişim ve düzensizlikler döneminde  bu alanda oluşacak artma ya da azalmanın yerin manyetik alanını algılayarak yaşamlarını buna göre düzenleyen hayvanları da çok fazla etkileyeceği ortaya çıkmaktadır. Buna örnek olarak yönlerini manyetik pusulaya göre bulan göçmen kuşlarla, yuvalarını manyetik kutuplara göre kazan köstebekleri verebiliriz.  Güneş ve sistemindeki Merkür, Jüpiter, Uranüs, Neptün gezegenleri ile yıldızların, galaksilerin de birer manyetik alanları mevcuttur (Mars ise bir zamanlar dünyadakinden 20-30 kat daha büyük manyetik alana sahip olsa da şu anda küresel bir manyetik alanı yoktur). Ayrıca bu enerji alanları tıpkı aurada olduğu gibi, yıldız ve gezegenlerin ikizleri olan dalgasal boyutlarla karıştırılmamalıdır.

Devam edecek...

 

hologramk@yahoo.com
İstanbul - 29.04.2004
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail