Belli
aralıklarla dizilmiş olan taş yapıların ya da dikili taşların
bulunduğu bölgelerde yaşayanlar (ikamet edenler) ile bu
bölgelerden geçen bazı insanlarda bir takım halüsinasyonlar
görme, psişik yeteneklerinin ortaya çıkması, pisikokinetik
fenomenlerinin görülmesinin yanında ışık toplarının, çeşitli
renkler saçan parlak ışık kürelerinin (disklerin) yani Ufo’ların
görüldüğü de bilinmektedir. Gerçekten de Ufo raporları
incelendiğinde, bu fenomenlerin çok büyük sıklıkla bu hatlar
boyunca görülmesi, birçoklarını dünya dışı uzaylı varlıkların bu
enerji hatlarından yararlandıkları şeklinde bir yoruma
götürmüştür. Oysa gerçekte bu alanların beyinde vehim gücünü
artırması ve cinlerin de bu artan vehim gücü dolayısıyla beyni
çeşitli yönlerde çok daha rahat irrite etmesi, bu türden çeşitli
metafiziksel fenomenler ile vizyon-algı tipi olayların oluşumuna
neden olmuş ve olmaktadır. Benzer olayların dünyanın çeşitli
yerlerinde düzenli ya da düzensiz fark etmez, çok güçlü (E-M)
alanlar üzerinden geçen pilotlar tarafından da deneyimlendikleri
bir sır değildir.Örnek olarak; üzerinde uçtukları yerin gerçekte
buzulla kaplı olmasına karşın, geçmiş dönemlerindeki haliyle
uçsuz bucaksız yemyeşil orman arazileri ve içlerinde de eski
çağlara ait soyu tükenmiş hayvanların bulunduğunu, okyanus
üzerinde olmalarına karşın, ormanlarla kaplı kara parçası
üzerinde uçtuklarını algılamaları, herhangi bir yerleşim
bölgesinden geçerken o yerin onlarca yıl önceki halini
görmelerini...vb verebiliriz. Ayrıca, bu fenomenleri
deneyimleyenlerin ne görüp yaşadıklarını bilecek kadar askeri ve
sivil havacılığın gözbebeği olan deneyimli pilotlar olduğunu ve
bu gördükleri şeylerin o anda radarlarla izlenip konuşmalarının
kaydedildiğini ve bu esnada araçtaki pusulaların da ani ve hızlı
değişim gösterdiğini de belirtmekte yarar var (Bermuda Şeytan
Üçgeni, dünya üzerinde tespit edilmiş manyetik alan
düzensizliğinin en yoğun olduğu on iki bölgeden biridir). Ancak,
yukarıda belirttiğimiz nedenlerden ötürü bunlar, kara ve
denizde de yaşanılan benzerlerindeki gibi gerçekte bir zaman
kayması sonucu algılanan şeyler değildir. Geçmişe ait olan
görüntülerin tamamiyle doğru olarak tespit edilmesinin sistemi
ise, Cinlerin yapıları dolayısıyla geçmişe ait bütün bilgilere
sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Bu bilgilere geçmişe ait
tüm oluşların (E-M) dalga olarak atmosfer içinde kayıtlı olduğu
Akaşaları okuyarak vakıf olmaktadırlar. Cinlerin geleceğe ait
olan bilgileri öğrenme oranlarının %5-10’ u geçmemesi ve
insanlara geleceğe dönük yaşattıkları halisünasyonların da
hiçbir zaman öğrenemeyeceğimiz geniş zaman dilimlerini içermesi,
haliyle gerçeği yansıtmamaktadır.
Negatif ley hatları insanlarda duygusal karışıklığa, negatif
düşünce bozukluğuna, sıkıntı, bunalma, o yerden uzaklaşma
isteğine yol açtığı gibi, ciddi fiziksel, ölümcül hastalıklara
ve hatta kansere bile sebep olmaktadır. Pozitif ley hatları ise
bir önce bahsettiklerimizin tam tersini oluşturmakta, mesela
daha önce büyümeyen ağaçlar, bitkiler... güçlenip hızlı bir
şekilde olgunlaşmakta hayvanlar ise çok daha sağlıklı ve hızlı
üremektedirler. Dolayısıyla, eğer pozitif radyasyon alanında ev
ve işyeri kurulmuşsa yaşam huzurlu, verimli ve bereketli
olurken, negatif durumda ise hastalıklar, sıkıntı, işlerin ters
gitmesi... gibi etkiler oluşur. Bununla birlikte nedenine bir
sonraki konuda değineceğimiz, çok sert ve güçlü pozitif (E-M)
enerjilerin bulunduğu bölgelerde de despotizm, savaşlar,
gerilimler, çatışmalar, kargaşalar... ve bu nedenden kaynaklanan
açlık, sefalet de görülebilmektedir.
Bölgesel güçlü enerji alanlarının sebebi ise, ley hatlarının
yanı sıra, nasıl ki çekirdekteki genel akıntılar dünyanın
küresel manyetik alanını (Van Allen kuşağını) oluşturuyorsa daha
küçük çaplı çeşitli lokal girdaplar ve akıntı hareketleri de
yerel aşırı manyetik alanların oluşmasını sağlar. Bunun yanında,
toprak altındaki su hareketlerinin, manyetik özelliğe sahip
demir, nikel, kobalt... gibi maden yataklarının ve o bölge ya da
yakın çevresinde bulunan fay hareketlenmelerinin yol açtığı
toprak sürtünmelerinden kaynaklanan elektriklenme de yine bu
yerel, bölgesel statik (durgun) ya da periyodik hareketli (osilasyonik)
(E-M) alanların oluşumunu meydana getiren faktörlerdir.
Bu konuda araştırmacı Phill Collahan, geliştirdiği bir alet
yardımıyla jeo-manyetizmanın neden olduğu manyetik alanları
topraktan aldığı numuneleri ölçerek neden bazı bölgelerdeki
gerilimin ve savaşların çok aşırı olduğu sorusuna Belfast, Bosna
ve Orta Doğu’dan aldığı örnekleri, başka bölgelerden
aldıklarıyla kıyaslayarak cevaplandırdı, yani güçlü manyetik
alanlar... Dolayısıyla, Jeo-manyetik alanlar bir gün çevrim ya
da daha farklı sebeplerden ötürü başka bölgelere kaydığı zaman,
manyetik kaos o yerlere de sıçrayarak bu bölgelerde de çeşitli
sosyal kaosların ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Peygamberlerin çoğunun Orta Doğu’da ortaya çıkması ve belli
dağlara çıkmaları da oldukça düşündürücüdür. Yine bu konuyla
ilgili olarak; adamın biri Hz. Muhammed (sav)’ e gelerek malca
zengin, çoluk çocuk sahibi ve huzurlu iken yeni almış olduğu
evde yaşamaya başladıktan çok kısa bir süre sonra işlerin ters
gittiğini, mallarının ve sayılarının azaldığını, huzurunun
(neşesinin) kalmadığını bildirerek yardım ister. Resulullah da
evi kötü addederek hemen orayı terk etmesini ve başka yere
yerleşmesini söyler. Adam da hemen denileni yapar ve bu olumsuz
gidişten hemen kurtulur. İşin gerçeği ise elbette ki, Hz
Muhammed (sav)’in de bilmesine rağmen, o dönemde
bahsedemeyeceği ley hatlarıdır. Yoksa işin iç yüzünü
bilmeyenlerin düşündüğü gibi, bazı nesnelerin ya da evlerin...
kendisinden kaynaklanan uğursuzluk (lanet) benzeri
tanımlamalarla bir ilgisi yoktur (çünkü uğursuzluk, lanet diye
bir kavramın varlığı söz konusu değildir).
Bizim direkt algılayamadığımız ses, koku ve çeşitli
frekanslardaki enerji dalgalarını algılayabilen hayvanların da
ley hatlarından yayılan radyasyonların kendileri için ne kadar
faydalı olduğunu tespit edebildikleri ve yaşamlarını bu akım
kanallarına göre yönlendirdikleri bilinmektedir. Bu sebepten
evinizde bir kedi besliyorsanız, kediniz evinizin neresinde daha
fazla kalıyorsa, yatıyor-uyuyorsa oraları sizin de mesken
tutmanız, oralarda oturmanız, yatmanız her zaman sizin açınızdan
da faydalı olacaktır. Bununla ilgili olarak, Resulullah Medine’
ye geldiğinde herkes ona kendi evini açar, açtıkları yerin
kendisinin olmasını teklif ederler, buna karşın, Hz Muhammed
(sav) bunu kabul etmeyerek yer seçim işini devesine bırakır.
Deve ise, serbest bırakılır bırakılmaz belli bir mesafe
gittikten sonra bir sahabenin evinde durur. Ve Resulullah orada
kalmaya karar verir. Herkes bu olayı normal olarak, sosyolojik
açıdan Hz Muhammed (sav)’ in kimseyi kırıp gücendirmemek için
yaptığını düşünür. Oysa işin gerçeği, pozitif enerji
titreşimlerini en iyi algılayabilen hayvanların başında gelen
devenin o bölgede en yüksek pozitif akımını bulması için
bırakılmış olmasıdır.
Devam
edecek...
hologramk@yahoo.com
İstanbul - 22.05.2004
http://sufizmveinsan.com
|