Enerji Alanları ve Biz
-9-

Hacdan döndükten sonra sayıları fazla olmasa da bazılarında görülen bir diğer şaşırtıcı hal de sanki dinle bir ilgisi yokmuş gibi, dinsel kuralları bir kenara bırakıp dedikodu, fitne, kin, nefret, kıskançlık ... gibi eylemler ile çıkarlarına, bedensel dürtü ve zevklerine dönük, negatif enerji getirici birtakım davranışlar sergilemeleridir. Bunun nedeni de bu yüksek radyasyonun kişide potansiyel olarak var olup o ana kadar atıl halde bekleyen menfi özelliklerini yani beynindeki bununla ilgili bölgelerini ağırlıklı çalıştırması sonucu oluşmasıdır. Bu yüzden Kâbe’ de o ana kadar tüm günahlarından arınma gerçekleşmiş olsa da beynin genel açılımında madde ve dünyaya dönük özelliklerin ağırlıklı olması ve buradaki bu yüksek ışınımın da beyni genel açılım doğrultusunda yüksek çalışma moduna sokup programlaması sonucu, o kişilerin bu negatif eylemleri sergilemelerine, dolayısıyla hacca gitmeden önceki durumlarına kıyasla kat be kat fazla negatif enerjinin ruha yüklenmesine yol açmaktadır. Bu sebeple, Kâbe’ ye gitmesine rağmen, döndükten sonra ortaya koyacağı negatif eylemlerle bir kişinin cehennemlik olması her zaman mümkündür. (bkz. Temel Esaslar- Ahmed Hulusi).
Hacda elde edilen enerjiler anlatageldiklerimizle sınırlı olmayıp hac adı altında yapılan diğer tüm faaliyetlerle (ibadetlerle) de belli enerjilerin temini sağlanmaktadır. Çünkü, her bir eylemin beyinde direkt bir karşılığı bulunması dolayısıyla belli enerjilerin ruha yüklenmesi ancak bu hareketlerle yoğunluk kazanabilmektedir. Ayrıca, şu ana kadar anlattıklarımız, işin zahiri, enerji planındaki yönüdür. Bunun yanında buradaki tüm faaliyetlerin, hareketlerin bir de şuursal planda Evrensel Bilince dönük Soyut, Batıni anlamları bulunmaktadır (Bkz. Akıl Ve İman – Ahmed Hulusi / Hac Yolunda Ahmed Fevzi Yüksel / www.sufizmveinsan.com - Tasavvuf). Dolayısıyla, hacca gitmek, Kâbe’yi ziyaret etmekten maksat, oranın enerji yönünün yanında Bilinç boyutu itibariyle de Kâbe’nin Hakikâtiyle hakikâtlenmek, O’nun özellikleriyle bezenmektir.      
Bu şehirlerle ilgili var olan bir özellik de:
“Medine'ye geçit veren dağ gediklerinde birbiriyle kenetlenmiş melekler vardır. Her gedikte kınından çekilmiş kılıçlarıyla bekleyen iki meleğin korumaları sebebiyle, Deccal Medine’ ye giremez."  
“Deccal şehrime giremez... Medine şehri için İbrahim (as) Mekke’yi haram kıldığı gibi ben de Medine’yi haram kıldım... İbrahim (as)’ın Mekke’ye yaptığını ben de Medine’ye yaptım”
hadislerinde belirtildiği üzere (bunun Batıni anlamı yanında) gerçekten de Deccal’in bu iki şehre fiziksel olarak da girememektedir. Bunun nedeni, Mekke’ de Kâbe’nin, Medine’de de Hz Muhammed (sav)’ in Ruhaniyetinin, Ruh gücü varlığının Deccal’e engel olmasıdır.

Devam edecek...

 

hologramk@yahoo.com
İstanbul - 08.10.2004
http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail