İki
ayrı olayın birbirleriyle bağlantılı bir biçimde aynı anda gerçekleşmesine
Eşzamanlılık adı
verilir.
Örneğin;bir
arkadaşımızı düşündüğümüz anda telefon etmesi, kitap
okurken “bomba” kelimesini gördüğümüzde,etrafımızda ya da
tv ‘de vb...) patlama sesi duymamız, Tesla bobini üzerinde düşünürken
bir yandan da açık olan radyoda Tesla grubunun müziğini işitmek
gibi...
Bu
konu, üzerinde psikolojiden,fiziğe kadar birçok alanda bilimsel
yorum yapılmasına karşın, yine bilimsel verilerimizin yetersizliğinden
dolayı, tam açıklık kazanmamış,ışık hızı sınırından
dolayı da daha ileri götürülememiştir.
Olayın
fiziksel temellerini, Quantum fiziğindeki tanecikler arası ilişkiyi
irdeleyerek Bütünsellik kavramı içinde bulabiliriz. Örneğin bir
elektron ile anti-elektron olan Pozitron arasında simetrik bir ilişki
vardır. Elektronun yükü eksi iken antisi artı yüklüdür
Elektronun zaman akış yönü bizimkinin aynısı iken, antisi tam
tersidir. Elektron, kendi ekseni etrafında sağa dönerken , antisi
sola dönme hareketini yapar. İşin ilginç yönü, aralarındaki
mesafeye bağlı olmaksızın birindeki etki, aynı anda diğerinde de
açığa çıkmaktadır. Diyelim ki ; parçacığın birisi üç
milyar ışık yılı uzaklığa götürüldüğünde, birindeki değişme
aynı anda diğerini etkileyerek değişimine neden olacaktır.
Halbuki rölativite teoremine göre bu imkânsızdır. Çünkü aralarındaki
iletişim
en hızlı bir biçimde ışık hızıyla olsa dahi, birindeki
değişimin diğerinde üç milyar yıl sonra açığa çıkması
beklenecektir.(Işık hızı sınırından dolayı...) Ama bu gerçekleştiğine
göre, çelişkinin ortadan kalkması ancak aralarındaki haberleşmenin
(fotonsal etkileşimin) daha üst boyutlarda ,ışık hızından yüksek
hızlara sahip parçacıklar tarafından oluşturulması ile sağlanacaktır.
Fakat bu kavram somut bir anlamdan çok, soyut anlam taşımakta ve
olayı biraz daha karmaşık hale getirmektedir.
Farklı
bir açıdan,aynı andaki etkileşimi açıklamaya çalışırsak;dümdüz
bir çölde,bir arabanın hareketini göz önüne alırsak,bir kamerayı
arabanın gelişi doğrultusundaki bir açıya,diğer kamerayı da
gidişi yönündeki farklı bir açıya yerleştirip hareketi kayda
alalım. Aynı anda seyredildiği taktirde, farklı iki araba görülecektir.
Ve arabadaki ufak bir değişim, aynı anda diğerindeki değişimi
getirecektir. Halbuki iki ayrı araba değil,tek bir araba söz
konusu... Yani cevap: Bütünsellik. Dolayısıyla, iki tanecik arasındaki
eşzamanlılığın nedeni, ikisinin de aynı(tek) parçacık olmasıdır.
Bu kavram, hem aralarındaki mesafe ne kadar uzak olursa olsun ışık
hızı sorununu ortadan kaldırarak iletişimi açıklamakta, hem de
mikroskobik düzeyden makroskobik düzeye kadar her şeyin birbiriyle
Bütünsellik içinde bağlantılı olduğunu göstermektedir. Yani,
tek tek parçacıkların
davranışı,bir topluluk (bütün) olarak parçacıkların
davranışlarını belirler ve etkiler. Bunun sonucu olarak da bir
elektrondaki değişim, aslında tüm evrendeki değişimi meydana
getirmektedir. Başka bir deyişle, elimi hareket ettirdiğim zaman, tüm
evreni (tüm boyutlarıyla) hareket ettirmiş olmaktayım. Dolayısıyla
da bir birim evreni değiştirme gücüne sahiptir. Bu şu soruyu da
getirir, ” ben mi evreni hareket ettiriyorum yoksa evren mi beni
harekete zorluyor? ” ya da “ben düşündüğüm için mi arkadaşım
beni arıyor, yoksa arkadaşım beni arayacağı için mi ben onu düşünüyorum?”
Gerçekte bu soru anlamsızdır. Çünkü iki ayrı şey olmadığı için,birinin
etkisi,diğerinin tepkisinin aynısıdır. Bu aynılık, bütünsellikte
geçmiş ve gelecek zamandaki durumları da içinde barındırır. Bu
duruma da Boyutsal Eşzamanlılık
diyebiliriz.
Atasözünde
dendiği gibi; “dedesi erik çalmış,torununun dişi kamaşmış.”
Bu
konuda Hz İsa (as)’ ın havarilerinden birine dönerek:
"Burada
ayağının bağını bağladığında, gökyüzünün krallığını
da bağlamaktasın,burada ayağının bağını açtığında ise gökyüzünün
krallığını da açmaktasın" sözlerini de örnek gösterebiliriz.
Kenan
Keskin
http://afyuksel.com
22.6.2000
|