Hologram
Prensibi ile açıklık getirebildiğimiz maddeye olan etkileşimlerden
biride,bükülmesi (eğilmesi) mümkün olmayan çelik
,demir...gibi metal nesnelerden yapılmış tabaklar,kaşık,çatal
anahtar,...vb nesnelere hem dokunarak hem de dokunmaksızın
uzaktan etkileyebilme fenomenleridir. Bu mesafe, birkaç cm.den
binlerce km.ye kadar çıkmaktadır. Ayrıca, bu nesneler ister
görülebilir isterse de görülmeyen yerlerde olsun fark etmez;
yine aynı şekilde gerçekleşmektedir. Uzak mesafelerle ilgili
olarak en çok bilineni TV ve radyo aracılığıyla olanlarıdır.
Böylece, pk (psikokinetik) yeteneğine sahip olan suje, ekran
ya da radyo başında onu izleyen veya dinleyen insanların
elinde tuttukları çatal, bıçak, bilezik...vb) eğilmesi imkânsız
metal eşyaları bükebildiğini göstermiştir. Eğilen ya da kırılan
bu metal cisimlerin, o sırada ellerinde ya da masa üzerinde görünür
bir yerlerde olduğu gibi, mutfak, banyo... yani görülmeyen
kapalı yerlerde bulunduğunda da
aynı biçimde etkilendikleri görülmüştür. Bazen bu
etkinin, olay esnasında oluşmamasına karşın, belli bir süre
geçtikten sonra meydana geldiği de
görülmüştür.
Konunun
ilginç yönlerinden biri de, TV ya da radyoda bu tür gösteriden
haberdar olmayan kişilerin bile, olayı seyreden insanlar gibi
etkilenmeleridir. Mesela; bu fenomenlerin birinde insanlar
parmaklarındaki yüzüklerin eğilmekte olduğunu, bu etkinin
neredeyse parmaklarını ezecek düzeyde çok güçlü olduğunu
hissetmektedirler. Bu, küpe ve bilezikler gibi takılar...için
de geçerlidir. Tüm
bu olayların birkaç kişide değil, yüzlerce kişide bizatihi
açığa çıkması, deneyimlenmesi hile olması durumunu da
ortadan kaldırmaktadır.
Bu
tür pk yetenekleri deyince, hemen akla bilim adamları ve
illizyonistler tarafından da bire bir,yüz yüze denenerek
onaylanan ünlü İsrailli Uri Galler gelmektedir. Galler, yukarıda
anlatılan fenomenleri gerçekleştirdiği gibi, çalışmayan
birçok saati de uzaktan çalıştırmayı başarmıştır. Bu
çalıştırılan saatlerin bir kısmı da, Avustralya gibi çok
uzak mesafededir. Bu sırada Galler Paris’tedir. Bunlardan
biri on dört yıl boyunca çalışmayan
ve birçok tamirci tarafından yapılmaya çalışılmış,
ama bir türlü tamir edilemeyen saattir. Galler tarafından çalıştırılan
bu saatlerden bir kısmı birkaç saat, bir kısmı bir iki gün,
bir kısmı da bir hafta çalışmıştır. İlginç bir yön de
bu saatlerin çoğunun kurulu olmamasıdır. Bu pk yeteneğini
stüdyoda sergilerken seyircilerin ellerindeki saatleri bir iki
defa yoğunlaşmak suretiyle
de çalıştırmayı başarmıştır. Hatta yine ünlü
bir gösterisinde
de bir cam kabın içerisindeki kol saatlerini eğip bükebilmiştir.
Hile
olmamasının en büyük nedenlerin biri de,Galler’in bu ve
buna benzer birçok fenomeni sık sık ve değişik şartlar altında
gerçekleştirebilmesidir.
Metal
cisimler üzerinde pk yeteneği olan insanları üç sınıfta
değerlendirebiliriz: Birinci derecede olanlar, Galler’in
radyo ya da TV’ de yeteneğini sergilediği fenomenin yarattığı
etkiyle oluşurken, ikinci derecedekiler, Galler’in gösterisini
tamamladıktan belli bir süre sonra yine onun etkisiyle oluşan
pk’lardır. Üçüncü derecede olanlar ise; tamamen
Galler’den bağımsız olarak, kendi pk yetenekleriyle gerçekleştirmektedirler.
Yani; ilk iki sınıfta olanlar Galler’in etkisi geçtikten
sonra bu kişilerde bu yetenekler kaybolurken üçüncü sınıfta
olanlar, Galler olsun ya da olmasın fark etmez, her zaman,
istedikleri takdirde bunu başarabilmektedirler.
Şimdi,
birinci ve üçüncü derecedekiler yeterince açık olduğu için
örneklemeye gerek yokken, ikinci dereceden olana etkileyici bir
örnek verebiliriz. Bu örnekte, Galler İsveç’te bulunmamasına
rağmen, gösterisinin belli bir süre sonra video banttan İsveç
TV’ sinde yayımlanması sonucu yine benzer pk olayları gerçekleşmiş
ve bunun yanında programı izleyen İsveçli kadınların
spirallerinin bozularak gebe kalmalarına da yol açmıştır.
Yine İsveç’te evlerdeki çatal,bıçak, kaşık,...vb takımlarında
eğilmelerin yanı sıra da bu nesnelerin üzerindeki
amblemlerin de silinmiş oldukları görülmüştür.
Burada
şu soru sorulabilir: Acaba bu insanlarda bu fenomen açığa çıkarken,
gizli (atıl) kalmış yetenekler sadece bir katalizör görevi
görmekte olan Galler aracılığıyla mı ortaya konmakta yoksa
Galler onların beyinleri vasıtasıyla mı bu olayları gerçekleştirmektedir?
B u fenomenlerin tamamını göz önüne aldığımızda ikinci
şıkkın doğru olduğunu görürüz.(Her iki durumda da
Radyasyonun kaynağı Galler’dir.)
Galler
TV, radyo,tiyatro... gibi toplu gösterilerinin yanında, küçük
gruplar halinde gazeteciler,muhabirler,illüzyonistler,bilim
adamları yanında da yeteneklerini sergilemiştir. Ayrıca,bu
esnada gözlemlenen bir olay da orada bulunanların ceplerinde,
çantalarında bulunan metal nesnelerin de ezilip büzülmüş
olmalarıdır. Bazen de Galler’in, farkında olmadan çevresindeki
metal olsun ya da olmasın cisimlerin ezilip büzülmesine,yer
değiştirmesine, çeşitli aletlerin bozulmasına...vs neden
olduğu gözlemlenmiştir.
Bu
pk yetenekleri, günümüzden yüz yıl öncesinde de bilim
adamlarınca
ayrıntılı bir şekilde incelenerek onaylanmıştır.
Bunlara birkaç örnek isim olarak, ünlü kimyacı Sir William
Crookes, Cambridge Üniversitesinden Hanry Sidgwick, Fransız
fizyoloji Profesörü Ü Richet, yine ünlü fizikçilerden Sir
Oliver Lodge, Lord Rayleigh, William Barrett’ i verebiliriz.
Bunlardan,
Kraliyet topluluğunun önce üyesi olan sonra da başkanlığını
yapan
Sir William Crookes’ in 1871 yılında üç ayda bir çıkan
Quarterly Journal of Science’daki makalesinde meslektaşları
ile iki medyum üzerinde yaptığı araştırmaların sonucu yayınlanmıştır.
Söz konusu deneyde, eli kolu ve bacaklarını bağladıkları
ve de kendilerinin çeşitli şekillerde hazırlamış oldukları
bir ortamda medyumların normal şartlarda dahi yapılması çok
zor, hatta imkânsız olan, cisimleri uzaktan harekete geçirme,etkileme
ki bunlar,darbeler,ağır nesnelerin harekete geçirilmesi,
mobilyaların levitasyonu (havalandırılması) ile ışık, el
ve çeşitli yüzlerin bir anda belirmesi olayları olarak gözlemlenmiştir.
Bu
çalışmalar tek örnek değildir. Dünyanın en önde gelen üniversitelerilerinden
olan Cambridge ve Oxford başta olmak üzere diğer birçok
bilim kuruluşunda da benzeri pk yetenekli insanlar, sabırla yürütülen
araştırmalar sonunda her ne kadar o zamanda bu fenomenlere
bilimsel bir açıklama getirilemese de en azından bunların
hile olamayacağı tamamen ispatlanmıştır.
Ancak
tüm bunlara rağmen, bilimsel düşüncede var olan şüphecilik,
olayın nedenini, niçinini araştırmayı gerekli kılarken,
maalesef bu kavram, ön yargılı bilim adamlarınca bu şekilde
değil, uzun sürelerde zorluklarla elde edilmiş bilimsel görüşlerin
(dolayısıyla otomatikman oluşturduğu şartlanmaların) yıkılmasından
korkulduğu için, bu tür olaylar daha başında, araştırılma
yapılmaksızın, gerçekler göz ardı edilmek
suretiyle reddedilmektedir. Böylece
bu mantaliteye sahip bilim adamları ,görmezden geldikleri bu
ve buna benzer metafiziksel fenomenlere açıklık getirmeye
kalkışınca da genelde bu fenomenleri ve olumlu sonuçlarını
saptırarak,çarpıtarak cevaplamaya çalışırlar. Bu da
bilimsel düşünce ile de tamamen çelişmektedir. Oysa
bu konuda Sir Oliver Lodge’ nin sözü çok anlamlıdır. “
Yalnız fizik gözlerle gerçeğin özünü idrak edemeyiz”
Bu
fenomenler Gallerle sınırlı değildir. Dünyanın çoğu
yerinde olduğu gibi, SSCB’de de bununla ilgili birçok önemli,
ciddi çalışma yapılmıştır. Bunlardan en fazla
bilinenlerden biri ; şartları Rus bilim adamlarınca hazırlanmış
ortamlarda (ki hile olmaması için bu, işin başından sonuna
kadar filme de kaydedilmiştir.)olağanüstü pk yeteneklerini
sergileyen Nelya Kulagina adlı kadındır. Kulagina bir masa üzerinde
bulunan pusulayı önce ibresini sonra da elini 15 cm uzaklığında
tutarak pusulanın kendisini de döndürmüş, kibrit çöplerini
ve manyetik özelliğe sahip olmayan metalden yapılmış ufak
bir silindiri başka bir masaya yuvarlayarak hareket ettirmiş,
genişçe hazırlanmış plastik bir küp içine konan yine ufak
nesneleri kutunun bir ucundan diğer ucuna doğru yürütmüş,
1m 80 cm uzaklıktan bir yumurtanın sarısıyla beyazını
birbirinden ayırmış, cam kavanozun içine dik bir halde yerleştirilen
beş adet sigarayı aynı anda hareket ettirmiş, ters çevrilmiş
bir cam kasede tutulan sigara dumanını ikiye ayırarak
farklı yönlerde hareket etmesini sağlamış ayrıca her iki
kefesine de 30 gramlık ağırlık koyarak denge durumundaki
terazinin bir kefesini uzaktan etkiyle 6-8 sn aşağıda tutup
terazinin dengesini bozmuştur.
Bununla
birlikte,Dr. Sergevey, Kulagina’nın etrafında bulunan
elektromanyetik alanın normal insanların sahip olduklarından
en az on kat daha fazla olduğunu tesbit etmiştir.Tesbit edilen
sadece bu özelliği değil, deneyler boyunca beyinsel işlevlerindeki
faaliyetlerinden beynin arka kısmında bulunan göresel
korteksin (bölgesin)deki aktivitenin normalden elli kat fazla
olduğu da gösterilmiştir. Bu oran, normal insanlar için üç
veya dört kattır. Bununla birlikte; Kulagina’nın kalp atışlarının,
normalden dört kat fazla olarak 240’ a kadar yükseldiği
bedenini çevreleyen manyetik alanın da aynı frekansta değiştiği
ve cisimlere doğru yönlendiğinde odaklandığı noktaya doğru
başka birtakım etkilerin varlığı da bulunmuştur. Bir seans
sonunda Kulagina’nın 1-1,5 kg kilo kaybettiği de görülmüştür.
Bilim
adamları önünde pk yetenekleri filme alınan bir başka Rus
bayan da Alla Vinogradova’dır. Vinogradova da bir masa üzerinde
bulunan kâğıttan yapılmış bir silindiri yuvarlamış ve içerisindeki
metal ya da küçük diğer katı eşyaları da hareket ettirmiştir.
Daha sonra da Alüminyumdan yapılmış salıncak biçimindeki
silindiri pusula ibresinin dönmesine benzer şekilde ekseni
etrafında döndürmeyi başarmıştır. Bununla birlikte, bileğinden
bir zincir vasıtasıyla topraklama yapıldığında 100 gr ağırlığındaki
bir nesneyi hareket ettirebilirken topraklama kaldırıldığında
ise, birkaç gramlık nesneleri hareket ettirebildiği gözlemlenmiştir.
Tesbit edilen bir önemli noktada, pk sırasında parmağından
cisme elektrik akımının (kıvılcım biçiminde) oluştuğu
ve yanına konan alet ölçer de sujenin çevresinde cm.de on
bin volt civarında elektrostatik alanları tesbit etmiştir.
Sujenin harekete geçirdiği cisimlerin ağırlığı oranında
çok daha olağan dışı güçlü elektriksel ve manyetik
alanların ortaya çıktığı da görülmüştür.
Yine
Galler, dünyanın en önde gelen üniv. California ‘daki
Standford araştırma kurumunda Lazer konusunda uzmanlaşmış
iki fizikçinin (ki bunlar Harold Puthoff ve Russel Targ’ dır)
önünde yine onların hazırlamış olduğu ve deney sonuçlarının
her iki tarafın da tahmin edilemeyecek ortamda (şartlarda)
sergilediği pk etkisini ,uzaktan algılama(DDA) vb yetenekleri
de kanıtlanmıştır. Ayrıca tüm bunlar herhangi bir hipnoz
ve hile durumuna karşılık filme alınmış ve bir illüzyonist
tarafından da izlenmiştir.Aslında diğer deneylerdeki
gösterilerinde de bu şartlar oluşturulmaktadır.
Galler,
bu deneylerde de DDA nın yanında, iki Rus pk cının yaptığı
gibi çeşitli cisimleri harekete geçirmiş ,dengelenmiş
terazinin dengesini bozmuş, manyetik alan ve radyasyon ölçen
cihazlar üzerinde (mesela pusula,Gieger sayacı...) maksimum
sapmalara neden olarak
en azından dünyanın sahip olduğu manyetik alanının
yarısına eşdeğer bir manyetik alan uygulayabildiğini göstermiştir.
Galler
ayrıca diğer benzerleri gibi, metal bükme sırasında
ellerini de kullandı, ancak bu hafifçe okşamanın ötesinde değildi. Bu durum tüm elle
dokunma durumu ile yapılan fenomenlerde de aynen geçerlidir.
Galler, yüzükleri ve birçok güçlü metal cisimleri eğdi.
Burada ilginç olan, bu yüzüklerin eğilmesi gereken kuvvetin
68 kg gibi yüksek bir değerde oluşudur. Bu da bu fenomenlerin
okşama ile yapılamayacağını
gösterir. Bu sadece Galler için değil ,Galler gibi metal büken
diğer çocuklar ve kadınların da bu işlemi gerçekleştirebilmeleri
için normal durumun çok çok üstünde güç kullanmaları
gerekir ki, bu işi yapanların sayısı göz önüne alındığında
hile olamayacağı da görülmektedir.
Bunun
yanında Galler, bir geminin yakıt besleme sistemine zarar
vererek gemiyi durdurduğunu da söylemiştir ki, eğer bükülmesi
imkânsız cisimleri etkileyebilecek
gücü üretebiliyor ve elektronik cihazlara rahatlıkla
etkide bulunabiliyorsa, bu ve daha çok karmaşık elektronik
sistemlerle donatılmış bilgisayarları,gemileri,uçakları,radarları,nükleer
roket sistemleri de rahatlıkla etkileyebilir.
Ayrıca
Galler’in etrafındaki nesnelerin havada uçuşarak sağa sola
çarptığı ya da uzakta bulunan nesnelerin yakın çevresine düştüğü
laboratuar deneyleri sırasındada görülmüştür.Galler’in
bunları hile ile yapması imkânsızdır. Çünkü bu
fenomenlerin gerçekleştiği zaman Laboratuara ilk defa geldiği
ve ortamını tanımadığı için (daha önce görmemiştir)
orada bulunan
nesnelerin hem kendileri hem de konumları hakkında en
ufak bir haberi , bilgisi de yoktur. Ayrıca, bu cisimler dışarıdan
kendi getirdiği nesneler değildir.Ve onu inceleyen bilim adamı
da Prof.
düzeyindeki ünlü John Taylor’ dur.
Benzerleri
gibi Galler’i de bire bir inceleyen onun pk dışında diğer
yeteneklerine de (ki bunlar DDA, nesnelerin iyonizasyonu (tayyı
mekânı),cisimlerin materyalizesi ve demateryalizesi (yok olmasıdır)
tanıklık eden ünlü karadelik kitabının da yazarı olan
matematikçi ve fizikçi John Taylor “ Eğer ben bizzat gözlerimle
görmeseydim, bunların raporlarını saçmalık diyerek
kesinlikle kabul etmezdim”
sözleriyle şaşkınlığını dile getirir.
Bununla
birlikte, Londra Üniversitesine bağlı Birkbeck koleji fizik bölümünün
başkanı olan Prf. John Hasted’ı ziyaret eden Uri Galler (ki
birlikte birçok kişinin önünde araştırma amaçlı deneyler
yapmışlardır) Profesörün evine girdiğinde de katı
nesnelerin garip bir şekilde durup dururken oraya buraya
hareket etmesine ve bazı nesnelerin kaybolup ortadan yok olması
bazılarının da materyalize olmasına (yani gerçekte orada
olmayan çeşitli nesnelerin maddeleşmesine) neden olmuştur.
Mesela, yerden otuz m. yükseklikte fildişinden yapılmış bir
tür bitkinin (ki süstür bu) belirmiş daha sonra da bitki şeklindeki
bu nesne
kısa bir süre içinde yere düşmüştür. Bununla
birlikte bir saatin anahtarı da odalar arasında hareket etmeye
başlar. Bu durumu Hasted şöyle ifade eder: “Onu yerde
mutfak kapısının önünde buldum ve hemen götürüp yerine
koydum.Tekrar mutfağa döndüğümde artık çıldıracaktım.Çünkü
anahtar yine onu aldığım yerde duruyordu.”
Prof
Hasted’in,Galler’le birlikte yaptığı deneylerin birinde
de selülozdan yapılmış bir kapsül içindeki metalin üzerine
çok nadir ve bir o kadar da sert yapıda olan Vanadium karpit
kristali konur. Bunun normal şartlarda bırakın bir insanı,
aletlerle bile kırılması bir hayli zordur.Hasted elini
tampon olarak kristal ile Galler’in eli arasına
koyar.Galler elini çok kısa mesafeli hareket ettirdiğinde
kapsül içindeki kristalde iki defa zıplama hareketi yapar.
Galler’in konsantrasyonu bitip kapalı kapsülün içindeki
kristale bakılınca, kristalin ikiye parçalanmış olduğu ve
parçalardan birinin de yok olduğu görülmüştür.
Galler’in
dışında, birçok kadın ve çocuklarda da benzer yetenekler görülmüş
ve bunlar da belgelenmiştir...
(Devam
edecek...)
hologramk@yahoo.com
İstanbul
- 01.01.2003
http://sufizmveinsan.com
|