Ünlü Türk edebiyetçılarının,
bilgisayar ve internetle aralarının nasıl
olduğu sorulduğunda, tahminlerin hilafına, ilginç düşüncelerle
karşılaşılmış.
Şöyle ki ;
Çetin Altan: İnternetle ilgili.Takip ettiği siteler var.Her gün
birçok
e-posta alıyor. Ancak yazılarını daktilo ile yazıp, faksla
gazeteye
geçiyor. "Kağıda el sürerken insan kendisini yazıya
intikal ettirir; bu
besleyicidir," diyor.
Orhan Pamuk: Her gün üzerinde
çalıştığı roman için, bir ya da bir buçuk sayfa
yazıyor. Hızlı yazması gerekmediği için, bilgisayar
kullanmadığını söylüyor.
“Akvaryum gibi durmasına gerek yok" diyor. İnternette
sadece amazon.com' dan
kitap ısmarlamak için giriyor. E-postayı "Kalabalık bir
plajda uzaktan
birisine el sallamak" olarak görüyor.
Attila İlhan: İnterneti,
e-postayı ve chat'i olumluyor. Bu yeni araçlar
sayesinde gençlerin yabancı dil öğrenmek ve yazı yazmak için
daha çok çaba
sarf edeceklerini düşünüyor.Ama kendi e-postasıyla
ilgilenmiyor; yardımcı
olan şirket, kendisine döküm veriyor. On üç yaşından beri
daktilo kullanmasına
rağmen, romanlarını hâlâ elle yazıyor.
Buket Uzuner: Bundan sekiz yıl
önce romanını disketle yayınevine verdiği
için gurur duyuyor. “Teknokolik” olduğunu belirtiyor.Ama,
roman ve hikâyelerini
elle yazıyor. Sonra bilgisayara geçiyor.
Ataol Behramoğlu: Bilgisayar ve
internetin hiç ilgisini çekmediğini
söylüyor. Şirketteki bilgiişlemciler, e-postalarından çıkış
alıp kendisine
veriyor. Yazıları için daktilo kullanıyor.
Yaşar Kemal: Roman ve hikâyelerini
elle yazıyor. "Kağıtla arama hiçbir
şey sokmam" diyor.İnternetin ve sanal alemin kendi dünyasında
yeri
olmadığını belirtiyor.
Ben edebiyatçı filan değilim
yanlış anlaşılmasın. Daha öncede söylediğim gibi düşüncelerimi
en iyi biçimde yansıtabilmek için doğrudan bilgisayar
kullanmaktayım. Bu şekilde beyaz ekranda ciddi bir çalışma
ortamı yakalıyorum. Daha muntazam, düzgün yazıların çıktığına
inanıyorum. Eskiden bilgisayara karşıydım. Sanırım
globalleşen dünya beni de yuttu.
Bu nedenle bir de dizüstü bilgisayar edindim.
Bu arada kısaca belirtmek istediğim
bir konu var; e-mail ile gelen soruları e-maillere yanıt köşesinde
cevaplandırıyordum. Ancak hem her soruyu ekrana yansıtmanın zorluğundan kurtulabilmek, hem de sorunun güncelliğini korumak bakımından bu işi anında (e mail-Replay) yapmaya başladım.
Bu tür uygulama sanırım daha mantıklı ve başarılı oldu.
Eski yayınlanmış e-mail yanıtları ise " yaşam" bölümüne
kaydırıldı.
Bilginiz
olsun istedim
Tekrar mutlu yıllar diliyorum.
Hoşçakalın.
İstanbul
- 04.01.2000
http://afyuksel.com
|