Hiç
depresyonun insanın kendini aşabilmesi,tekemmülü için bir fırsat
olabileceğini düşünmüş müydünüz? Bir defekti
düzeltmek her zaman yararlıdır, bir savunmayı
ortadan kaldırmak ise genellikle zararlı. Meselâ, kişinin
yaptığı bir hatayı müteakip gelişen çökkün duygudurumu
depresyon olarak ele alıp ilâç tedavisine başlamak, onun
adaptif savunmalarını kırarak, yanlışlıklarından ibret
almasına engel olur. Komplike olmamış yas tepkilerini
“tedavi etmek” kişilere yarar değil zarar verir çünkü
kaybedilen nesnesiz yaşamayı öğrenme süreci kırılır.
İnsanın
biyolojik ihtiyaçları ile modern toplumsal yapılar arasındaki
çelişkiler psikopatolojiye zemin hazırlıyor. Modern toplumda
güçlü bir şekilde işlev göstermek için, hastaların karşılıklı
özgecilik temelinde güçlü ve güvenilir bağlanmalar
geliştirmeye ve kişiler arası ilişkilerde yaşanan
problemleri aşabilmek için karşılıklı
diğerkâmlık sistemindeki defektleri aşmaya yönlendirilmeleri
gerekmekte.
Depresif
durum insan organizmasının kalıtsal davranış
repertuarının arketipal bir parçası; toplumsal yarışmayla
ilişkisi açısından, bir kaybetme veya alçalma stratejisi.
Kaybetme stratejisine adapte olmak, üretime yönelik
kaynaklardan vazgeçmek anlamına geliyor ki, bu da diğerkâm
davranışa denk düşüyor. Bu
anlamda depresyon 1) bireyin rakiplerine ve üstlerine karşı
saldırganca davranmasına engel olarak daha da zarar görmesini
engelliyor; 2) onu tekrar yarışma alanından itmeye çalışan
yakınlarına eylemsizlik ve rakiplerine “tehdit yok” mesajı
veren iletişim işlevi görüyor; 3) bireyi kaybetmeyi kabûllenmesine
yardımcı olan “zihin durması” durumuna sokan ve “gönüllü
teslimiyeti” kolaylaştırıyor. Bu üç işlev,
kaybetmeye neden olan durum hangi durumsa, onun sonlanmasına
yardım ediyor. Eğer gönüllü teslimiyet herhangi bir nedenle
durursa, süreç uzayıp klinikte kendini depresyon hastalığı
olarak gösteriyor. Depresyon,
kaybetme davranışının ritüel formu şeklinde görülen geçici
psikolojik kapasitesizlik durumu ve kazanana tevâzu işareti
verirken, kaybedeni de fiziksel hasardan koruyor. Mücadele
yeteneği ve gücü kaynak
tutucu potansiyel (KTP) olarak adlandırılıyor. Boyut,
kuvvet, beceri, geçmiş başarılar, silâhlar ve müttefikler
tümü KTP’nin artmasını sağlamakta. KTP’ler karşılaştırıldığında
tesbit edilen fark rölatif
kaynak tutucu potansiyel olarak kavramlaştırılıyor
ki, bunun insanlardaki karşılığı “özgüven”.
Bu anlamda depresyon düşük özgüven stratejisi olarak da
adlandırılıyor. Kapasitesizlik depresyonun temel işlevsel özelliği.
Bu da törenleşmemiş mücadelelerde kaybedenlerde görülen
fiziksel hasarın ritüelik ikamesi olarak görülüyor. Bu
hipoteze göre depresyonun tedavisinin beş opsiyonu var: 1) Çatışmalar
görüşme ve uzlaşma ile çözümlenebilir; 2) hastaya kavgayı
kazanması için yardım edilebilir ve bu kendine güvenin yükseltilmesi
anlamına gelir; 3) hastaya durumunu kabûl etmesi yönünde
yardım edilebilir. 4) Hastanın, hem zihinsel hem de fiziksel
anlamda, mücadele ortamını terk etmesi sağlanır. 5) Yarışılan
kaynakların hasta için anlamı tekrar değerlendirilerek,
onlara atfettiği önem azaltılabilir.
Prof.Dr. M. Kerem Doksat
doksat@superonline.com
İstanbul
- 11.06.2003
http://gulizk.com
|