on
Avrupa şampiyonasında Basketbol tarihimizin en iyi sonucunu
alan Ulusal Basketbol milli takımımız, bence söylenilenlerin
aksine on iki değil dört
dev adamdan oluşuyordu:
İbo,
Hido, Mirsad, Mehmed Okur...
Diğerleri
maalesef, saydığım bu dört önemli oyuncuya ayak uyduramadılar.
Oyun kurucumuz olarak belirlenen Kerem bile, istenileni
vermekten çok uzaktı. Çok heyecanlandı. Aydın
Örs ‘ün neden onda ısrarcı olduğunu halâ anlayabilmiş
değilim. Diğerleri ise bu şampiyonaya yakışmayacak derecede
acemice hareketler yaptılar.
Finallere
kadar gelmemiz bence sürpriz
sayılmamalı. Kulüp takımlarımızdan Efes olsun, Ülker
olsun, Avrupa kupalarındaki maçlarıyla bu neticenin geleceğini
bize çok öncesinden haber vermişlerdi.
Bu
arada ülkemizde basketbol oynayan kaliteli yabancıların da
bugünlere gelmemizde büyük katkılarının olduğunu söylemekte
yarar var. Ne yazık ki, ekonomik kriz gençlerin önem verdiği bu spor dalına biraz set çekti.
Belki de artık bu kalitedeki yabancıları seyretme imkânımız
olmayacak.
Maçlarda
hakemler nedense düdüklerini, bizim saha avantajımız olarak
lehimize çalmadılar.
Bırakın
lehimize düdük çalmayı, müsabakaları normal bir şekilde yönetselerdi
uzatmada kazandığımız maçlar, daha önceden on sayı farkla biterdi...
Ve
inanın, rahatça Avrupa şampiyonu olabilirdik.
Bu arada, karşılaşmaların başlarında “ NBA’
da oynayan Hidayet’in neden bu kadar tutuktu” şeklindeki
suale yanıtım şöyle;
Bence
Hido, NBA havasına
girmiş ve bu maçları da küçük görmeye başlamıştı.
Halbuki
diğer takımlarda da NBA’da oynayan oyuncular
bulunuyordu.
Onlar canla başla mücadele ettiler. Hidayet bu hatasını geç
de olsa fark etti ve sonrasında elinden geleni ortaya koydu.
Artık
önümüzdeki dünya şampiyonası bizim için bir hedef teşkil
etmelidir.
İstanbul
- 12.09.2001
http://sufizmveinsan.com
|