aşamımızın
son on senelik bölümünde,
mahalle aralarına serpişmiş ve sigara dumanından boğulan
insanların tavla, kağıt partileriyle zaman geçirdiği
kahvelerin yanı sıra,
modern görünümlü ve daha asil bir havaya sahip bilardo
salonlarını ziyaret etmek bizler için oldukça cezbediciydi.
Şimdi ister
metropollerimizde ister taşra şehirlerimizde olsun, kendini çoktan
kabul ettirmiş ve gençlerimizin yarışırcasına kullandıkları
internet kafelerimiz var.
Bu kafeler, büyüklüğüne göre değişse bile , aşağı
yukarı on beş –yirmi bilgisayar bulunduran , monitör karşısında
chat (sohbet) yaparken veya e-maillerinizi kontrol ederken çayınızı,
kahvenizi yudumlayabileceğiniz zarif yerler...
Hatta, bazı kafelerin
müdavimleri , kollektif gruplar halinde, dünyanın en
popüler oyunlarını oynayarak büyük zevk almaktalar.
Buralara gelenler, çoğunlukla lise ve üniversiteye devam eden
ya da mezun olmuş yarınlarımızı teslim edeceğimiz gençlerimiz.
Kafelerin sundukları bu hizmetlerden talep ettikleri ücret,
saatte altı yüz bin-yedi yüz elli bin Türk lirası
gibi kimseye ağır gelmeyecek bir tutar...
İnternet kafeler, içlerinde
yirmi birinci yüzyılın harika çocuğu bilgisayarı
bulundurmasına rağmen, arkadaşlık
ve muhabbet ortamları için de güzel mekânlar olabilmişler.
Bu kafeler global dünyada
çığ gibi gelişiyor.
Londra’da bulunduğum süre içinde bu gelişmeye tanık
oldum.
1999 yılı sonlarına doğru,
orada internet kafe anlayışına getirilen değişikler şöyle..
Yeni açılmaya başlanan bu kafelerin büyüteç altına alınmadan,
ilk bakışta göze çarpan özellikleri;
içerideki bilgisayar sayısı, fiyatların ucuzluğu ve
profesyonel bir yönetim anlayışı...
Örneğin, Kent merkezinde Victoria'da ve şu ana kadar beş
merkezî yerde (Victoria, Trafalgar Square, Tothenam Court Road,
Oxford Street, High Street Kensington) açılan bir firmaya ait
kafeler, 2300 bilgisayarla hizmete devam etmekte.
Yöneticiler, bu konsepti (proje) kısa sürede İngiltere'nin
ve Avrupa'nın başka şehirlerinde uygulayarak elli kafeye ulaşmayı
hedefliyor.
Özellikle, reklam ve tutundurma çalışmalarıyla müşteri
kapasitesi önemli ölçüde arttılmış. Müşterilerin
ilgisine teşekkür amacıyla yılın son ayında konuklara gece
yarısından (00:00) sabaha (10:00) kadar ücretsiz hizmet
verilmiş. Ayrıca, gündüz kullanım ücreti de iyice aşağılara
çekilmiş.
Promosyon sürecinde üç kafe ve 1200 bilgisayar görev almış.
Kozmopolit görünüme
sahip bu şehirde talebi artırmak çok da zor olmamış. Kullanıcıların
e-mail ile haberleştikleri arkadaş sayılarında önemli bir
artış tesbit edilmiş. Bu da insanlara alışkanlık kazandırarak
olağanüstü bir iletişim ağının kurulmasına vesile olmuş.
Şimdi, bunun meyvaları toplanmakta....
Kafe'lerdeki fiyat mekanizması ise, talebe göre kendini
otomatik olarak ayarlıyor; yani kullanılan bilgisayar sayısı
arttıkça (boş kalan bilgisayar sayısı azaldıkça), fiyat
artıyor. Önünüzdeki arkadaşınız 1 Sterlin`e kırk dakika
kullanma süresi alırken, siz kapasitedeki değişimden dolayı,
1 Sterlin`e otuz dakika ile yetinmek zorunda kalabilirsiniz. Bu
fiyat mekanizması dolayısıyla gece saat 02:00`de kafeye
yolunuz düşerse, aynı Sterlin ile dört saat alabilirsiniz.
İşin
enteresan yanı, Londra'da böyle bir ihtiyacı sezinleyen, Asya
kökenli bir iş adamı...
Daha yüksek hedeflere ulaşmakta büyük kentleri basamak
olarak kullanan Şirket, sanırım yoğun bir şekilde beyin takımını
çalıştırıyordur.
Londra
- 14.2.2000
http://afyuksel.com
|