Kayıt için burayı tıklayın

Hayatın ciddiyeti yargılarda gizli...
Yargıları kim koyar?...
Yargıları güçlüler koyar...
Güçsüzlere düşen, cehaletin karanlığında gezerken, yargı duvarları arasından bir yol aramaktır.
Fırtınalı bir denizdeki tahta geminin, kayalıklardan kaçma mücadelesini verirler...

Kalem kılıçtan güçlüdür...
Çünki cehaletin karanlığına noktayı kalem koyar, aydınlığa paragrafı yine kalem açar...

Mistiklerin bahçeleri olmuştur sanki zihinlerimiz,
Uzaktan seyredilen, ama hiç el değmeyen çiçekler vardır orada...
Bir fanus ardından bakılır, gösterilir ve görülür...

Kiminin gönlü, kiminin kafası kiminin de cebi boştur.
Menfaatler uğruna bazen fill in the blanks oynarız da sonra konuştuklarımızı Hak’ka bağlarız,
Bazen eşin-dostun sözlerini tabela bilip uçuruma yönelir, bazen de tabelaların yerlerini değiştiririz. Bazen üç-beş kuruşluk değerlerin alıcısı, bazen de zengin bir satıcı oluruz.

Sözler ağızlardan pervasızca dökülür, “o anımı kurtarayım” dercesine, düne perdeyi çeker bu benlik, bütün o sözleri unutup gidercesine...

Yine de arkadaşlık önemlidir, arkadaşlar güzeldir, yıllardan sonra bir gün paketlenip, dünkü güzel günlerin üzerine “kötü” yazısı yapıştırılıp, rafa kaldırılmadıkça...
Dostluk güzeldir, menfaat rüzgarları ile ısınıp soğumadıkça....

“Bugün içimden seni sevmek geliyor, ben mi yarın senden nefret edeceğim!!!!?...”

Somut yaşam ile soyut düşünceler bir türlü birleşmez,
Güzel bir dünya hayal edip, küçük bir terslikte dünya başımıza yıkılır...
Kardeşlik türküleri söyleyip oynarken birçok ayağa basarız...
Kral tahtında otururken hiçbir problem ulaşmaz ona...

Ve her şey sürüp gider olması gerektiği gibi, ağlıyorsa mazlum, gülüyorsa zalim bilmiyorum hangisi haklı,
kim Hakim?...

İstanbul - 22.09.2000
http://afyuksel.com


Üst Ana sayfa e-mail