luslararası
maçlarda tek vücut oluruz. Renkler ne olursa olsun kalbimiz heyecanla çarpar; maçlar kaybediliyorsa
benliğimizi bir üzüntü kaplar. Bu, vatanını seven her Türk’ün hissettiği bir duygudur !...
Evet,
geçtiğimiz hafta oynanan Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası maçlarında ilginç sonuçlarla
karşılaştık. Zaman zaman sevindik, bazen de üzüldük.
Galatasaray, her zamanki gibi İmparator’un
yönetiminde, Rusya’da rakibe nefes bile aldırmadan maçı kazanmasını bildi. Aslında bu 4’ lük bir
müsabakaydı, ama direkler skorun daha çok büyümesini engelledi... Takımın lideri Felipe, bir
başka cins oyuncu... Arif ise maçların değişmeyen golcüsü...
Şimdi
en önemli şey, Barça maçını “ başarı ” hanesine yazdırabilmeleri.
Daima
söylerim; Terim büyük antrenör, Avrupa’da bile onun gibisi yok.
Milan’da kendisine şans
tanımadılar ama onlar bunu pahalıya ödeyecekler. Ne var ki; “ Terim’in çıtası Türkiye’ de yükselmez,
batıya açılması şart ” diyorum. Onu Milan’dan, 2. başkan Adriano Gallini değil İtalya
Başbakanı, Amerika’ya yapılan saldırı neticesinde, olayı bir İslam-Hıristiyan
çekişmesi halinde görmesinden ötürü uzaklaştırdı. Kılıfı ise başarısızlıktı.
Fenerbahçe’ye gelince; kupanın ilk maçındaki ayağında,
birinci devrede gerçekten çok güzel oynadı. Rakip top görmedi diyebiliriz. Yabancı basın tarafından da
maçın en iyi oyuncusu seçilen Ortega’nın nefis pasları, Beckham tarzı adrese teslim
ortaları, boş alana kaçarak oyunu derinleştirmesi, gerçekten görülecek alkışlanacak şekildeydi. Ortega
Türkiye’nin havasını, suyunu velhasıl her şeyini benimsemiş durumda. O; sanki top oynamıyor,
şiir yazıyor adeta...
Bu kez
bir başka imparator, Oğuz yorulduğu için oyundan alındı. Bu kararda isabet vardı. Ben,
Lorant’ı artık teknik direktör gibi görmediğimden böyle söylüyorum.
Fener’de görülen olumsuzluk, kondisyon eksikliği ve müdafaanın zaafıydı..
Cordoba, Kolombiya’nın asıl kalecisi... Beşiktaş, onu
sırf Modragon’a nisbet olsun diye getirdi. Ancak kabul edelim ki, şu anda Mondragon ondan
çok daha iyi. Takımın emektarlarından Sergen ise sıradanlıktan bir türlü uzaklaşamıyor her nedense.
Ve,
Beşiktaş Daum’u çok arayacak. O gerçekleri ortaya koyarken, Beşiktaşlı taraftarlar ise
takımları için “ sen çok yaşa...” yı söylüyorlardı.
Futbol
detayları ile güzel ! Yani forması, tezahüratı, seyircisi ile... Ancak bir de gerçekleri yakalamak
önemli. Neticesini görüyoruz. Bu işler duygusallığa gelmiyor. Denizli başarılı olurken,
Ankaragücü ve Kocaeli pes dediler...
Yeniden görüşmek üzere, dostlukla kalın...
İstanbul
- 22.09.2002
http://sufizmveinsan.com
|