2/44, 73, 76,
164, 170-171, 241-242; 3/65, 118; 5/103; 6/32, 151; 7/169;
10/16; 11/51; 12/1-2, 109; 13/4; 16/12, 67; 21/10, 66-67; 22/46;
23/80; 24/61; 25/44; 26/28; 28/60, 29/35, 43; 30/24, 28; 36/62,
68; 37/137-138; 39/43; 40/67; 43/1-3; 49/4; 57/17; 59/14; 67/10
10/16- De ki:
"Eğer Allah dileseydi, ben size onu okumazdım, Allah da size onu
bildirmezdi. Ben sizin aranızda bundan (Kur'an'ın inişinden)
önce (kırk yıllık) bir ömür yaşadım. Hiç düşünmüyor musunuz?"
11/51- "Ey
kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim
ücretim, ancak beni yaratana âittir. Hâlâ aklınızı kullanmayacak
misiniz?"
12/1- Elif Lâm
Râ. Bunlar, apaçık Kitabın âyetleridir.
12/109- Biz
senden önce de, memleketler halkından ancak kendilerine
vahyettiğimiz birtakım erkekleri Peygamber olarak gönderdik.
Yeryüzünde dolaşıp da, kendilerinden önce gelenlerin
akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Elbette ahiret yurdu
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir. Hâlâ
aklınızı kullanmıyor musunuz?
12/2- Biz onu,
akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
13/4- Yeryüzünde
birbirine komşu kara parçaları, üzüm bağları, ekinler; bir
kökten çıkan çok gövdeli ve tek gövdeli hurma ağaçları vardır
ki, hepsi aynı su ile sulanır. Ama biz ürünleri konusunda bir
kısmını bir kısmına üstün kılıyoruz. Şüphesiz, bunda aklını
kullanan bir kavim için (Allah'ın varlığını gösteren) deliller
vardır.
16/12- O,
geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün
yıldızlar da O'nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir.
Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler
vardır.
16/67- Hurma
ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel
bir rızk edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum
için bir ibret vardır.
2/164- Şüphesiz,
göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri
ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde
seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle
ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı
yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade
bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için
deliller vardır.
2/170- Onlara,
"Allah'ın indirdiğine uyun!" denildiğinde, "Hayır, biz,
atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!" derler. Peki
ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler
olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?
2/171- İnkâr
edenleri imana çağıran (Peygamber) ile inkar edenlerin durumu,
bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen
(çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar,
dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.
2/241- Boşanmış
kadınların örfe göre geçimlerinin sağlanması onların hakkıdır.
Bu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar üzerinde bir borçtur.
2/242-
Düşünesiniz diye Allah size âyetlerini böyle açıklamaktadır.
2/44- Siz Kitabı
(Tevrat'ı) okuyup durduğunuz halde, kendinizi unutup başkalarına
iyiliği mi emrediyorsunuz? (Yaptığınızın çirkinliğini) anlamıyor
musunuz?
2/73- "Sığırın
bir parçası ile öldürülene vurun" dedik. (Denileni yaptılar ve
ölü dirildi.) İşte, Allah ölüleri böyle diriltir, düşünesiniz
diye mucizelerini de size böyle gösterir.
2/76- . Onlar
iman edenlerle karşılaşınca, "İman ettik" derler. Birbirleriyle
baş başa kaldıklarında da şöyle derler: "Rabbinizin huzurunda
delil olarak kullanıp sizi sustursunlar diye mi, Allah'ın
(Tevrat'ta) size bildirdiklerini onlara söylüyorsunuz? (Bu
kadarcık şeye) akıl erdiremiyor musunuz?"
21/10- Ant
olsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve
şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?
21/66- İbrahim
şöyle dedi: "Öyle ise siz (hâlâ) , Allah'ı bırakıp da, size
hiçbir fayda, hiçbir zarar veremeyecek şeylere mi tapacaksınız?"
21/67- "Yazıklar
olsun, size de; Allah'ı bırakıp tapmakta olduklarınıza da! Hâlâ
aklınızı başınıza almayacak mısınız?"
22/46-
Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri,
işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar).
Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri)
kör olur.
23/80- O,
diriltendir, öldürendir. Gece ile gündüzün birbirini takip
etmesi de O'na aittir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?
24/61- Köre
güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya da güçlük yoktur.
Kendi evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya
annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde
veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde
veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya
teyzelerinizin evlerinde veya anahtarlarına sahip olduğunuz
evlerde ya da dostlarınızın evlerinde yemek yemenizde de bir
sakınca yoktur. Bir arada veya ayrı ayrı olarak yemek yemenizde
de bir sakınca yoktur. Evlere girdiğiniz zaman birbirinize,
Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak, selam
verin. İşte Allah, düşünesiniz diye âyetleri size böyle açıklar.
25/44- Yoksa sen
onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını
kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler,
belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.
26/28- Mûsâ, "O,
doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir.
Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir" dedi.
28/60- (Dünyalık
olarak) size verilen her şey, dünya hayatının geçimliği ve
süsüdür. Allah'ın katındaki ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?
29/35- Ant olsun
biz, aklını kullanacak bir kavm için o memleketten ibret
alınacak apaçık bir delil bıraktık.
29/43- İşte bu
temsilleri biz insanlar için getiriyoruz. Onları ancak bilginler
düşünüp anlarlar.
3/118- Ey iman
edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar
size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya
düşmenizi isterler. Onların kinleri konuşmalarından apaçık
ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.
Eğer düşünürseniz size âyetleri açıkladık.
3/65- Ey kitap
ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz. Oysa Tevrat da,
İncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz?
30/24- Korku ve
ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur
indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi, onun
(varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda
aklını kullanan bir toplum için elbette ibretler vardır.
30/28- Allah
size kendinizden şöyle bir örnek getirdi: Kölelerinizden,
verdiğimiz rızıklarda sizinle eşit haklara sahip olan ve
birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz
ortaklarınız var mı? Düşünen bir topluluk için âyetleri böyle
ayrı ayrı açıklıyoruz.
36/62- "Ant
olsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor
muydunuz?"
36/68- Kime uzun
ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz
(gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?
37/137,138-
Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların
(harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek
misiniz?
39/43- Yoksa
Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Hiçbir şeye
güçleri yetmese ve düşünemiyor olsalar da mı?"
40/67- O, sizi
(önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra "alaka"dan
yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra
olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi
yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları,
belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için
yapar.
43/1- Hâ Mîm.
43/2,3- Apaçık
Kitab'a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir
Kur'an yaptık.
49/4- (Ey
Muhammed!) Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı
ermeyen kimselerdir.
5/103- Allah ne
"Bahîre" ne "Sâibe", ne "Vasîle" ne de "Hâm" diye bir şey meşru
kılmamıştır. Fakat, inkar edenler Allah'a karşı yalan
uyduruyorlar. Zaten çoklarının aklı da ermez.
57/17- Bilin ki
Allah, yeryüzünü ölümünden sonra diriltmektedir. Düşünesiniz
diye gerçekten, size âyetleri açıkladık.
6/151- (Ey
Muhammed!) De ki: "Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri
okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi
davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de
onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve benzeri) çirkinliklere,
bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak
karşılığı olmadıkça Allah'ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı
öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı
kullanasınız."
6/32- Dünya
hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ
akıllanmayacak mısınız?
67/10- Yine
şöyle derler: "Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış
olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık."
7/169- Derken,
onların ardından yerlerine Kitab'a (Tevrat'a) varis olan (kötü)
bir nesil geldi. Şu geçici dünyanın değersiz malini alır ve
"(nasıl olsa) biz bağışlanacağız" derlerdi. Kendilerine benzeri
bir mal gelse onu da alırlar. Allah hakkında, gerçek dışında bir
şey söylemeyeceklerine dair onlardan Kitap'ta söz alınmamış
mıydı? Onun içindekileri okumamışlar mıydı? Halbuki Allah'a
karşı gelmekten sakınanlar için ahıret yurdu daha hayırlıdır.
Hiç düşünmüyor musunuz?
Kuran’daki
akılla ilgili bazı ayetleri paylaşmak istedim.
Selamlar.
Halil Ilbıra
Bodrum
- 27.01.2004
hilbira@hotmail.com
http://gulizk.com
|