Görüyoruz ki; bütün avalimin sebebi icadı, Cenab-ı Hakk’ın bilinmeği sevmesidir ve bilinmek için evvela isimlerini, sıfatlarını faaliyete geçirmiştir. Neticede, bu görünen şeyleri halk buyurmuştur. Ve koyduğu hikmet ve tabiat kanunları ile bu yarattıklarını yaşatmağa başlamıştır. O halde, Allah kendinden izhar ettiği bu âlemi ve onun her uzvunu, her cüz' ünü, her zerresini tam bir alaka ile seviyor demektir.

Öyle ki, bu görünen şeyler Allah’ın hazine-i Zâtında gizli olan varlıkları idi. O şeyleri zahir görmeği ve o şeylere görünmeği muhabbeti yüzünden istedi. Binaenaleyh, âlemin yaradılmasına sebep, muhabbettir ve her ne ki mahluk ve mevcut ise Allah’ın sevdiği şeylerdir. Ve bütün tecelliyata; Cenab-ı Hakk’ın kendinden izhar ettiği şeylerin zuhurunda sevgi esas olduğu gibi, onların aralarındaki münasebetlerde de sevgi asıldır.

Nitekim, Allah ‘ın isimlerinden biri de “Vedud”dur. “Seven” demektir. Bu ismin hükmü; Allah’ın diğer bütün isimleri üzerinde müessirdir. Mesela: “Halik” isminin ,”Rahman” isminin tecellileri nasıl mütemadiyen halk etmek ve rahmet etmek ile faal iseler, Allah’ın diğer isimlerini de mahlukatın diğer ihtiyaçlarını temin ve muvazenelendirmek için mütemadiyen faaliyette bulunuyor. Fakat hepsinde asıl müessir sebep, Vedud ismidir. Zira, her şeyin yaradılışının sebebi muhabbettir. Güneşten odalarımıza akseden ziyanın güneşle olan münasebetini aleddevam idame eden varidatın vücudu gibi, Zat-ı İlahi’den tecelli etmekte olan Allah isimleri, kendi sıfatlarının hükmünü âlemde mütemadiyen icra etmektedir.

Bir “ Ol !” iradesi ile vücud bulan bu âlem; kendi varlığını daimi bir kâmil münasebet ve alaka ile böylece idame ediyor. Bütün bu âlemin yaratılmasına sebep olan muhabbette insanın da büyük bir hissesi olduğu anlaşılır. Ve Allah ile insan münasebeti; seven ile sevilen arasındaki vaziyetten ibaret olur. Ve bu vaziyet, hakiki ifadesini bulur.
Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim’de : "Onları sever, onlar da Onları sever." buyuruyor. Ve Cenab-ı Hak bir Hadisi Kudsi’ de Hazret-i Davud'a:
"Ya Davud! Benim onlara şevkim [muhabbet ve iştiyakım] onlarınkinden daha şiddetlidir." buyuruyor.

Füsus’ul Hikem’den
“Muhakkak Allahu Teala dürretülbeyzayı (yani beyaz inciyi) halk buyurdu. İlahi ve Celali nazar ile ona nazar edip baktı ve ondan duman hasıl oldu ve gökleri bu dumandan yarattı. Ve arzı onun zübdesinden (yani daha kesif olan tortusundan) halk buyurdu ve onun arşı, su üzerinde idi.

Bodrum - 18.08.2002
hilbira@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail