Allah
Teâlâ göklerin ve yerin mübdiidir. Bir şeyi irâde edince
ona "Ol!" der, o da hemen oluverir. (Bakara 117)
İnsan
iradesinin Allah’ın isteği
doğrultusunda olmak zorunda olduğunu kavrayabilmek, kayıtsız
şartsız teslim olduğunu fark etmek zor bir
idrak… Hep söyleriz “her şey Allah’tandır “
diye; ama günlük hayatta uygulayamayız.
Eğer
bunu kavrayamadıysak, taklit etmeliyiz; zira taklitsiz takyid mümkün
değildir. Taklit ise Resulullah ve onun yolundan giden âlimleri
olmalı. Taklit, asla ilimsiz ve cehle olmamalı ki, bunu
Resulullah hadislerinde defalarca bildirmiş, ”Fetva sahibi,
ancak nefsi mutmaine sahipleridir” demişlerdir.
Allah,
insanı her an ve her devirde sapkınlığa düşürdüğü
gibi, Resulullah Efendimiz, İslam’ı tebliğ etmeden önce de
hidayet ehli insanlar olmuş olacak ki, aşağıdaki konu oluşmuştur:
Alkame
b. el-Hâris şöyle anlatıyor: Kavmimden altı kişi ile
birlikte Hz. Peygamber’e gittik. Selamdan sonra onunla konuştuk.
Konuşmamız hoşuna gitti ve “Siz nesiniz?” dedi. Biz de
cevap olarak “mü’minler” olduğumuzu söyledik. O zaman
“Her kavlin bir hakikâti vardır. Sizin imanınızın hakikâti
nedir?” diye sordu. Şöyle cevap verdik: “Bunlar on beş
haslettir. Beş hasletini sen bize emrettin; beşini de senin elçilerin.
Son beş haslet ise, tâ câhiliyetten beri bizim ahlakımız
olup hâlâ da onları bırakmış değiliz. Ancak bunları
yasaklarsanız onlardan da vazgeçeriz.” Hz. Peygamber
“Benim size emrettiğim beş haslet nedir?” diye sordu. Şöyle
dedik: “Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına,
Peygamberlerine, kaderin hayır ve şerrine iman etmemizi
emrettin.” “Elçilerimin size emrettiği beş şey nedir?”
diye sordu. Buna şu cevabı verdik: “Elçilerin bize
Allah’tan başka ilah olmadığına, O’nun tek ve ortaksız,
seninse O’nun kulu ve Resûlü olduğuna iman etmemizi, farz
namazı kılmamızı, farz olan zekâtı vermemizi, Ramazan ayında
oruç tutup gücümüz yetiyorsa hacca gitmemizi emrettiler.”
Hz. Peygamber “Câhiliyette edindiğiniz hasletler
nelerdir?” diye sordu. Cevap olarak dedik ki: “Zenginlik
halinde Allah’a şükretmek, bela anında sabr, harp sahalarında
doğruluk ve kazanın acısına rıza göstermek, düşmanlarımızın
başına bir musibet geldiğinde ona sevinmemektir.”
Bunun
üzerine Hz. Peygamber “Fakihtirler, ediptirler. Neredeyse
peygamber olacaklar. Ne şerefli hasletler varmış sizde”
dedikten sonra, bizlere gülümseyerek şöyle buyurdu: “Size
beş haslet vasiyet ediyorum ki, Allah o hasletlerle sizin için
hayır hasletlerini kemale erdirsin: Yiyemeyeceğiniz şeyleri
toplamayınız; içlerinde oturamayacağınız binalar yapmayınız.
Yarın bırakıp gideceğiniz şeylerde başkalarıyla çekişmeyiniz;
O’na kavuşup huzurunda toplanacağınız Allah’tan
korkunuz. Varacağınız ve orada ebedî kalacağınız yer için
hazırlıkta bulununuz.”
Daha
önce el-Adeviyye’nin, dedesinden naklettiği bir hadiste
“Ne söylüyorsun?” sorusuna cevap olarak Hz. Peygamber şunları
söylemiştir: “Allah’tan başka ilah olmadığına, benim,
Allah’ın Rasûlü olduğuma şehadet edip bana gelecek
Kur’an’a iman edeceksiniz. Lat ve Uzza’yı bırakacak,
onları inkâr edeceksiniz. Namazı kılacak, zekâtı
vereceksiniz...”
Bodrum
- 01.04.2003
hilbira@hotmail.com
http://gulizk.com
|