Hayatı boyunca insan çeşitli badireler atlatır.
Hayatın çeşitli tecrübeleri
bireyde birikim yapar.
İnsan garip aciz bir varlıksa, niçin böyle zavallı hükmündeki
bir zattan çok şey istensin? Elbette istenmedi, kimseye
kaldıracağından fazlası verilmedi. Oysa insanlar hep taklit
ettiler. Taklit etmenin sebebi, ortaya koyabileceği ilmin
kendine zarar vereceğinden korkması... Zamanla gelişen hayat
şartları içinde kendinin sebep olabileceği yanlıştan korkmak.
Halbuki taklit ederken yanlışa sürüklenmek daha büyük tehlike
değil mi?
Çeşitli bölümlere ayrılıp herkes bulunduğu
konumun daha iyi, diğer grupların kötü olduğunu düşündü. Her
grup, sanki Fenerbahçe- Galatasaray takımını tutar gibi kendi
gurubunu övdü, diğerlerini dikkâte almadı. Allah’ın biricik
dini olmasına rağmen, çeşitli dinler ortaya
kondu.
Camilerde namaz kıldığımız bir kısım insanlar,
herkes sağa selam verirken, sola selam veriyorlardı. Nedenini
sorduğumda öğrendim ki, maksat, Hanefi imama uymamakmış. Kendi
inandıkları mezhebe uymak zorundaymışlar. çok garip gelmişti.
Mekke’de her millet ve mezhepten insan olmasına rağmen, herkes
aynı yöne hep beraber selam veriyorlar. Neden orada insanlar
aynı imam a tabii oluyorlar anlamış değilim. Her gruptaki,
mezhepteki kişiler kendi grubunu en üstün saymış görünüyor.
İslam’da kendini üstün görmek şirktir.
49/10- Mü'minler
ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.
Allah'a karşı gelmekten sakının ki, size merhamet edilsin
Kuran’da örneği olan çeşitli ayetler de
mevcuttur.
23/101-“ Sûr'a
üfürüldüğü zaman, (işte) o gün ne aralarında soy-sop yakınlığı
kalacak, ne de birbirlerini arayıp soracaklardı”.
Yahudiler der ki bizim dinimiz kurtarıcıdır. Hıristiyanlar da
aynı şeyi söyler. Ne yazık ki biz de aynı şeyi yapıyoruz Hadisi
kudsi de bunları tekrar etmiş (Ey insanoğlu, sabret, alçak
gönüllü ol ki, seni yükselteyim. Af dile ki, seni affedeyim!
Benden iste, sana vereyim. Sadaka ver, malını bereketlendireyim.
Yakınların ile ilgilen, ömrünü bereketlendireyim. Benden sıhhat
ve âfiyet iste ki seni sıhhatli kılayım.)
Her nasip mutlaka sahibini bulacak, bireye düşen,
her şeyi Allah adıyla işaret edilenden kendi özünden istemeli.
6/83- “Biz
dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki
Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir”.
Eğer kendini bu dünyada kör hissediyorsa
içindeki feneri yakması yeterli. O fener bir yanarsa bir daha
sönmez. Allah her işi hikmete dayalı yapar. Bir yerde bir işi
yapacaksa altyapısı da o bireydedir Ayakkabısının bağını bile
Allah’tan isteyip gerekeni yapacaksın ki, senden icraatı yapan
O’ dur
25/1- Âlemlere
bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân'ı indiren Allah'ın şanı
yücedir
- "Sizi
uyarması için içinizden bir adam aracılığıyla Rabbinizden size
bir zikir (vahy ve öğüt) gelmesine şaştınız mı? Hatırlayın ki,
Allah sizi Nûh kavminden sonra onların yerine getirdi ve sizi
yaratılış itibariyle daha güçlü kıldı. Allah'ın nimetlerini
hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz."
49/9- Eğer
inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını
düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah'ın
buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer
(Allah'ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve
(onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, âdaletli davrananları
sever.
Allah ve Resulü,
insanların mutlu olarak yaşayıp saadete erenlerden olması için
çeşitli uyarılar yapmışlar .Çeşitli fikirleri bir araya koyup
bize kolay geleni yapılmalı. Bazı görüşler göreceli olabilir,
akıl akıldan her zaman üstündür. Her elin üzerinde Allah’ın eli
vardır. Allah ilimden herkese bir nebze vermiş kullanmak bize
kalmış.
Halil Ilbıra
Bodrum
- 21.01.2004
hilbira@hotmail.com
http://gulizk.com
|