Bir akşam
Tokyo’da devlet televizyonunun BS kanalında bir dizi belgesel
yayımlandı. Son yıllarda seyrettiğim en ilginç belgeseldi.
Fizikteki son bulguları ve teorik fiziğin son savlarını ele
alıyor. Görsel animasyonlar ile desteklenmiş fiziğe ilgisi olan
ancak derin bilgisi olmayanların bile kolaylıkla takip
edebileceği bir program. Şimdiye kadar belki adlarını
duyduğunuz, fakat ne olduğunu bir türlü araştırmaya vaktiniz
olmadıysa veya araştırıp bilimsel terimlerin içinde
boğulduysanız işte tam size göre bir belgesel. Belgeseli
seyrettikten sonra bunu mutlaka okuyucular ile paylaşmam
gerektiğini düşündüm. Ancak nasıl bunu yapabilirdim? İnternet
mucizesi yardımıma koştu. Bu dizi bütün bölümleriyle internette
seyretmek mümkündü.
http://www.pbs.org/wgbh/nova/elegant/program.html
Adresinden
QuickTime veya RealVideo formatında belgesele ulaşabiliyoruz.
Quicktime kullananlar için yüksek çözünürlükte seyretmek mümkün.
Quicktime ve Realplayer ücretsiz bilgisayarınıza
yükleyebileceğiniz ve muhtemelen bilgisayarınızda olan
programlar. Belgesel, İngilizce ve Quicktime ile seyrederseniz
İngilizce altyazıları görmeniz de mümkün. İngilizce bilmeyen
okuyucularımız için birinci videonun Türkçe tercümesini bu
sayfada veriyoruz. Eğer okurlarımızdan bunu Türkçe altyazılı
hale getirilebilinirse daha faydalı olacağı kanaatindeyim.
Okurların ilgisine göre devamını da vermeyi düşünüyoruz.
Bu
belgesel neleri içeriyor?
Einsten’ın fiziğin farklı boyutlar için geçerli olan kanunlarını
tek bir teoriyle açıklama hayali gerçek mi oluyor?
Evrenin sırlarını çözebilmek için galaksiler için geçerli
olan kanunlar ile atomaltı boyuta ait olan kanunların
birleştirilmesi gerekir.
String
teoremi ve diğer boyutların varlığı.
Yerçekimi
kanunun açıklanması ve sayısız Bing bang’ler?.
Tamamen bilimin en son buluşlarıyla uzman bilim adamları
tarafından açıklanıyor.
Okurlarımıza
faydalı olması dileğiyle birinci videonun tercümesi,
Video 1 Enstein’ın Hayali
BRIAN GREENE: Elli yıl önce bu ev, modern bilimin en büyük
gizemlerinden birine sahne oldu. Bu öylesine bir gizemdi ki
bugün dahi fiziğin zirvesindeki binlerce bilim adamı bunu
çözmeye çalışıyorlar.
Albert Einstein, yaşamının son yirmi yılını Princeton, New
Jersey deki bu mütevazı evde geçirdi. Ve ikinci katta bulunan
çalışma odasında Einstein durup dinlenmeden evrenin tüm
işleyişini açıklayacak o tek bir teoriyi aradı. Yaşamının
sonlarına geldiğinde bile Einstein elinin altında sürekli bir
not defteri bulunduruyor ve büyük bir heyecanla daha sonra
‘’Theory of Everything = Her Şeyin Teorisi’’ olarak anılacak
denklemler üzerinde çalışıyordu.
Einstein, bilim tarihinin en önemli keşfini yapmak üzere
olduğundan emindi, ama maalesef artık vakti kalmamıştı ve süresi
bittiğinde hayalini de ne yazık ki gerçekleşememişti.
Şimdi, onun vefatından yaklaşık yarım asır sonra Einstein’in
evrenin bütün kanunlarını tek bir kanunda birleştirmek amacı
modern fiziğin Kutsal Kasesi oldu. Bizler, belki de
Einstein’ın hayaline ‘’string theory-sicim teorisi’’ ismini
verdiğimiz yeni ve radikal fikirlerle ulaşabiliriz.
Eğer, bu devrim niteliğindeki teori doğru ise biz büyük bir şok
yaşamaya hazır olmalıyız. Sicim teorisine göre yaşadığımız
evrende bir noktada gerçeklik ve bilim kurgu birleşiyor. On
bir boyutlu bir evren ve hemen yanıbaşındaki paralel evrenlerle
son derece zarif, şık ve sicimlerin müziğinden oluşmuş bir
evrende yaşıyoruz.
Ancak, bütün kararlılığına rağmen sicim teorisinin ana fikri
şaşılacak derecede basit. Buna göre evrendeki her şey; en küçük
parçacıktan en uzaktaki yıldıza kadar her şey tek bir girdi den
oluşmuş, yani hayal edemeyeceğimiz kadar küçük ve titreşim
halindeki enerji tellerinden oluşmuş ve biz bunları
sicim(string) olarak isimlendiriyoruz.
Bir çellonun telleri nasıl son derece zengin ve değişik müzik
notaları oluşturuyorsa sicim teorisinde bahsedilen incecik
sicimlerde sayılamayacak kadar farklı şekilde titreşirler ve
tabiatın bütün bileşenlerini meydana getirirler. Diğer bir
deyişle evren çok büyük bir kozmik senfonidir ve bu ince
titreşen enerji tellerinin çalabildiği bütün değişik notalarla
rezonans halindedir.
Sicim (string) teorisi, henüz bebeklik çağındadır, ama buna
rağmen evrenin son derece radikal ve yeni bir resmini açığa
çıkarmaktadır. Bu resim hem biraz tuhaf , ama aynı zamanda çok
güzeldir. Ancak, evrenin sistemini ‘’Her şeyin Teorisi’’
isimli tek bir teoriye indirgemek bir yana bizleri evrenin bu
kompleks yapısını anlayabileceğimizi düşünmeye iten şey nedir?
Şimdi burada R, mu nu eksi yarım g mu nu R- devamını
hatırlayacaksınız- eşittir sekiz Pi G T mu nu... bu da
Einstein-Hilbert aksiyonundan gelir ve bizde alan denklemlerini
ve bu terimi buluyoruz. Buna ne isim verildiğini hatırlıyor
musunuz?
KÖPEK HAVLIYOR
Hayır, bu ölçeklendirilmiş eğri . Bu da Ricci tensorü. Siz hiç
bu konuda çalıştınız mı?
Ne kadar uğraşırsanız uğraşın bir köpeğe fizik öğretemezsiniz.
Onların beyninde bunu anlayacak yeterli devreler yoktur. Peki,
ya bizler? Biz nasıl idrak ediyoruz evrenin en derin
kanunlarını anlamak için gerekli devrelere sahip olduğumuzu?
Evet, bugünün fizikçileri bizim böyle bir donanımımız olduğundan
eminler. Böylece, bizde Einstein’ın bıraktığı yerden her şeyi
tek bir teoride birleştirmek için yaptığı araştırmayı tekrar
ele alıyoruz.
Birleştirme (unification), bir kanunun formüle edilmesi
olacaktır. Bu kanun belki de bildiğimiz evrendeki her şeyi tek
bir fikirden yola çıkarak tek bir ana denklem halinde
tanımlayacaktır. Ve biz de böyle bir ana denklemin mümkün
olabileceğini düşünüyoruz, çünkü son 200 senede evren hakkında
anladıklarımız çeşitli şekillerde izah edildi, ama hepsi de tek
bir noktaya işaret ettiler. Bu anlatımların tümü bizim hala
bulmaya uğraştığımız bir fikrin özünde çakışıyorlardı.
STEVEN WEINBERG (Teksas Üniversitesi-Austin): İşte bu çakışma
birleştirme noktası idi. Bizim başarmaya çalıştığımız
birleştirme. Temel fiziğin amacı, her zaman daha fazla sayıda
dünya fenomenini daha az ve basit prensipler halinde görmektir.
MICHAEL B.GREEEN (Cambridge Üniversitesi): Kanımızca, fizikçiler
olarak çok sayıda fenomeni çok basit bir şekilde izah
edebilirsek, işte bu bir ilerleme olabilir. Fizikteki büyük
teorilerin çok çeşitli ve farklı fiziksel fenomenleri
içermesinde etmesinde sanki duygusal bir yön var gibidir. İşte
bu nedenle, özellikle bilimin bu şekilde ilerlemesi için
düşüncelerimizi birleştirmemiz gerektiği fikri çok doğal
olarak içimizden gelir.
BRIAN GREENE: Ve Einstein’dan uzun bir zaman önce birleştirme
(unification) için yapılan araştırma bilim tarihinde çok meşhur
olan kaza ile başladı.
(Tercümeye katkıda bulunanlara teşekkür ederiz.)
Turhan Doğan
turhan-sufizmveinsan@hotmail.com
Tokyo - 02.05.2006
http://sufizmveinsan.com
|