İnsanlar alışkanlık
bağımlılık meyletme
taklit ve adetlerini kend ilerine zarar verse dahi terketmekte
zorlanırlar.
Fakat ne
zaman mecbur bırakılırsa hayatı ona zindan olur.Bunu daima
örneklerde görürüz ama terketmek zordur .
Terkedildiğinde
hayatı kolaylaştıran, terkedilemediğinde insanı türlü
zorluklara katlanmak zorunda bırakan bir illettir.
Bazı
insanlarda şu
haller bulunur.meşhur olmuş bir kişinin hali
(ekseriyeti gururludur ) mal mülk sahibi kişinin hali
(bagımlıdır)
evlat sahibi olan kişinin hali (aşırı sever) daha nice örnekleri
olan bu halleri şeyh ekber Muyittin arabi Hastalık olarak
nitelendirir
(Marifet ve
hikmet) ve çarelerini de beraberinde anlatmaktadır.İnsan doğasında
normal olarak bulunan bu haller aşırı olunca hal hasatalığı
oluyor .
Ekseriyeti
ruh hastalığı olarak adlandırılan bu hal hastalıkları
ekseriyetle çaresi kendini bilmeye rabbını
bilmeye yönelik
olan ve tekamüle yönelik olan bu çareler.
İnsanı
insan yapan değerlerden başka bir şey değildir.Bu hallerin aşırı
olan veya çok aşırı olma halini ölçen bir alet yoktur.
Ancak allah
insana bu gücü
aklı ve vicdanı kullanarak ölçmesini kendine vermiştir.İnsan
kendini eğiterek vicdanını en iyi şekilde kullanabilir.
Eğitmeden
kullanana sözümüz yok..
Benzemek
taklit etmek bu hastalıklardan biridir.Son derece olumsuz sonuçlar
doğuracak bu hal başlangıçta
pek farkedilmez .
Ancak zararı
dokundagunda farkedilir..Başkasına benzemek..Onun aynı ile
hareket etmek.Sanki nefesini dinlercesine karşısındakini
taklit etmek.
İnsanın özüne
olan güvenini azaltır.ayakta durma özelliğini kaybeder başkalarının
sırtına yük olur.Allahın yaratmaktaki muradına uygun
degildir.
Allah
kendinden başkasını isteseydi
kadını kocasına taptırırdı asla allah kula
kul istemiyor .İşin aslı allahın ahlakıyla ahlaklanmak
tır .
İnsan karşısındakini
taklit ettiğini düşünse de gerçekte ona benzeyemez bu çabası
sadece kendini tatmin eder.Fiil boyutunda edilen taklitin
tecelli boyutu var.
O kişi o işi
neden ve niçin yapmıştır.Bu tecelli hangi idrak ile vuku
bulmuştur bu her kişiye göre ayrı ayrı olan haller.
Bu taklit hep
efal boyutunda kalmakta asla idrak boyutuna ulaşamaktadır
İnsanın
kendi dili ile bile ifade etmekte güçlük çektiği ve tam
manasıyla izah edemediği bu boyutu kavramak mümkün görünmüyor.
Her insanın
kendine göre yaradılışının istidatına göre
özellikleri vardır kuran bize bunu anlatıyor.
Her
kul .kendi rububiyetinin kendine
olan tesirince yürüdüğü yolda doğru yoldadır.
Ancak bunu allah
bilir .bu tecelli işidir.herkesin ruh ve fıtratının özelliklerine
göre olan bu tecelli an ve hale göre çok çeşitli zuhur
eder.
Tecelliyi
tahmin etmek bile insanın kabiliyetinin algılayamadığı bu
hali ancak görmek seyretmek ve yaşamakla yetiniyoruz
Ünlü islam
düşünürü birçok ilim erbabının kendisinden saygıyla
bahseden şeyhi ekber namıyla bilinen Muyittin ibni Arabi aynı
eserinde şöle tavside bulunur..
Düşmanından
bir sakın dostundan bin sakın
Ve derki açıklamasında
.”birgün dostunla aran açılır sana kötülük yapmak
isterse senin hassasiyetini iyi bildiğinden sana çok kolay
zarar verir.
Çünkü senin her halini iyi
öğrenmiştir..düşmanın sana zarar verme boyutlarını sen
tahmin edersin ama öteki öyle değil.
Benzemek,
bağımlılık teslimiyet Benzemek Taklit allahın istediği doğrultuda
olmadıkca kişinin rahatının
sık sık bozulması olağandır.
Hiç
hayrete düşmeden seyretmek sabretmek işi olayların neden
olduğunu perde arkasını idrak edebilenlerin işidir
Bodrum
- 30.10.2001
http://sufizmveinsan.com
|