Zemzemle niyet etmek, hurma ile oruç açmak ve 
          ardından bayram sabahı Beyti Atik’i, Kabe-i Şerif’i tavaf etmek …Önce 
          Cibril makamı, ardından Hacer’ul Esved ve sonra tüm müminleri 
          selamlamak RABBULALEMİN’in selamı ile…
          
          Gülümseyen güne misafiri olduğumuz âlemin en 
          mübarek toprak parçasından selam olsun!
          
          Hiç bir bayram günü bu kadar coşkulu olamazdı 
          herhalde... Milyonlarca müminle aynı anda hissedilen bu heyecan, 
          ’’Bayram’’ deyince gönülleri sürura sevk eden azameti, en son deminde 
          yaşatıyordu. 
          
          Memleketteki yakınlara da bir selam gönderiliyordu 
          dua makamında..Onları en mukaddes topraklarda dua ile anmak,onlar için 
          rahmeti niyazda bulunmak, ne güzel bir bayram hediyesiydi sunulan…
          
          Alemlerin Rabbinin Beyti tıklım tıklım, yollarda 
          coşkulu bir mümin seli Kabe’ye coşkunca akan…
          
          Tüm yüzler sevinçli,mutluluk gözyaşları var nurdan 
          simalara yansıyan.
          
          Yanında ilk kez gördüğü mümin kardeşi, sarılarak, 
          gözleriyle tebessüm ederek kutluyor bayramını:
          
          ‘’Allah razı olsun, senin de bayramın mübarek ve 
          hayırlara vesile olsun diyor ‘’ dilini hiç bilmediği kardeşi gönül 
          diliyle... 
          
          Yer ve gök Rahman’ın muhabbetiyle kıtalar aşmış 
          ruhlarla dolup taşıyor.Melekler ‘’ amin ‘’ diyor niyazlarına, bir 
          esenlik bir müjde,, bir rahmet gönderiliyor Cenab-ı Hak’tan icabet 
          edilerek tüm dualarına..
          
          Ne güzel bayramı Rabbilalemin’in Beytinde 
          kutlamak,orada olamasak da maddi boyutla,gönüllerimiz Beytullah’ta 
          çarpıyor bayram sabahı...