Oldukça
karmaşık hale gelen günümüz toplumsal yapısının, özellikle
metropollerdeki insanların biyokimyasını ve psikolojik durumunu
etkilediği bilimsel olarak ortaya konmuştu. Bu karmaşık yapı
içindeki insan psikolojisi ise “Stres”, “baskı”,
kelimesiyle ifade edilmeye başlanmıştı. Hemen hepimiz için bu
kelime pek olumlu bir oluşum olarak değerlendirilmemekte ve
stressiz yaşamın hayatı uzatacağı, birçok hastalığın tedavisine
yardımcı olacağı, ifade edilen tezler arasında yer almakta idi.
Ancak, son yapılan bir çalışma bilinenlerin aksine, sıfır stres
yerine biraz stresin canlıların biyokimyasını etkileyerek daha
güçlü ve dirençli olabileceğini göstermektedir. Northwestern
Üniversitesinde yapılan bir bilimsel çalışma, şimdiye kadar
bilinen kırmızı üzüm veya az kırmızı şarap, az çikolata
listesine bir de az stresin eklenmesi gerektiği yönünde.
Konuyu araştıran
bilim adamlarına göre, hücre içinde strese karşılık veren bir
çeşit koruyucu proteinlerin (moleküler chaperone olarak bilinir)
seviyesinin artırılması uzun ömrü desteklemektedir. Akut stres,
hücre içerisinde deforme olmuş proteinleri elimine etme veya
tamirine yol açacak bir dizi biyokimyasal reaksiyonu
tetikleyerek hücrenin zarar görmesini önleyerek veya
geciktirerek ömrünü uzatmıştır. Bu son bulgular Molecular
Biology of the Cell dergisinde yayınlandı.
Biyoloji
profesörleri Richard I. Morimoto, John Evans ‘’uzun süreli
stresin zararlı olduğu kesin, fakat ara sıra ve kısa süreli
düşük seviyede stres koruyucu olabilir. Kısa süreli çevresel ve
fizyolojik strese maruz kalmak, hücre üzerinde uzun süreçte
yaralı olabilir, çünkü bunun sonucunda büyük sayıda moleküler
chaperone bütün zarar görmüş, tahrip olmuş proteinleri yakalar’’
dedi.
Strese sebep
olan şeyler arasında yüksek sıcaklık, oksijen azlığı, bakteri ve
virus enfeksiyonları, ağır metaller gibi toksinlere maruz kalma
yer alır. Bu faktörlerin hepsi, hücre ortamında ciddi
değişikliklere sebep olur. Isı, şok faktörü denen ana bir
protein stresi algılar ve moleküler chaperone’ları harekete
geçiren genleri uyarır.Bilindiği üzere proteinler, bütün canlı
hücrelerin temel yapıtaşını oluşturur. Proteinlerin görevlerini
yerine getirebilmek için öncelikle kendilerini uygun şekle
sokmaları (katlanmaları olarak ifade edilir) gerekir. Bu işlemde
proteinler, moleküler chaperone’ler tarafından yanlış
katlanmaması için yardımcı görevi görürler, ayrıca yanlış
katlanmış proteinlerin birikmesini önlerler. Mutasyonlar veya
çevresel stres, proteinlerin zarar görmesini artırır. Eğer
yanlış katlanmış veya zarar görmüş proteinler belli bir kritik
noktanın üstünde bikirse, nörodejeneratif (sinir hücrelerinin
tahrip olmasıyla oluşan )hastalıklara sebep verir örneğin,
Huntington, Parkinson, Alzheimer ve Lou Gehrig hastalıkları
gibi.
Profesör
Morimoto ve Morley, çalışmalarını biyokimyasal çevresi ve gen
dizisi insanınkine çok benzer olan saydam solucanlarla yaptı.
Deneylerinde, araştırmacılar, ısı şok faktörü olan bütün
chaperoneların iletimini kontrol eden ana gen, yeterinden az
iletildiği zaman, uzun ömürlerin önlendiğini ve bastırıldığını
buldular. Isı şok faktörü fazla iletildiğinde ise ömrün
uzadığını gözlemlediler. Bu sonuçlar, ısı şok faktörünün
organizma üzerinde faydalı etkileri olduğu sonucuna ulaştırdı.
1995 yılında
insandaki ısı şok genini ilk defa klonlayan Profesör Morimoto
‘’ısı şok tepkisinin dünyadaki bütün canlılarda ortak özellik’’
olduğunu ifade etti. Bu da yapılan deneyin insanlar için de
geçerli olabileceğini göstermektedir.
Bunun dışında da
az ve sınırlı stresin insandaki öğrenmeyi ve konsantrasyonu
artırdığı bilinen gerçekler arasında yer almaktadır.
Öğrencilerin sınavdan önce kısa süre içinde birçok şeyi
ezberlemesi ve öğrenmesi buna bir örnektir.
Bu karmaşık
biyokimyasal veriler gösteriyor ki insanın karşılaşabileceği ani
değişimler, biyokimyasını kalıcı olarak etkilemektedir.
Anlatılan her fenomenin bilimsel gerçeklere dayandığı mistik
kaynaklar ise, bu konuda “sıkma” tabirini kullanılmıştır.
İnsanın bu sıkma sonucunda uğradığı biyokimyasal ve genetik
değişimleri ise tespit etmek günümüz bilimiyle tespit etmek
oldukça zor görünmektedir.
Turhan Doğan
turhandogan@yahoo.com
Tokyo - 18.12.2003
http://gulizk.com
|