Yurtdışında, özellikle Avrupa dışındaki bölgelerde yaşayanlar
için günlük gazeteleri takip edebilmek, bir bilgisayar programı
kullanarak Türkiye’deki yakınlarıyla görüntülü iletişim
kurabilmek internet saysesinde mümkün oldu. Bundan yirmi sene
evveline kadar uzaklara gidenler bu imkanlara sahip değildi.
Belki bir telefon veya bir mektup bu işlevi görüyordu. Günümüzde
ise uzaklarda olan bir yazar bile olsanız yazınızı gazetenize,
derginize, web sitenize gönderme imkânınız var. Bu, yeni
yüzyılın günlük hayatımıza getirdiği en önemli kolaylıklardan
biri.
Dünyanın teknoloji başülkesi Japonya, bu teknolojileri
günlük hayata o kadar soktu ki insan şaşırıyor. Tokyo’da
evinizden çıkmadan bir bilgisayar ve internet bağlantısı ile
yaşamınızı sürdürmeniz mümkün. İnternetten yapamayacağınız
alışveriş yok. İşinizi de bilgi veya bilgi teknolojisi üzerinize
kurarsanız balkona temiz hava almak için çıkmak dışında evden
çıkmadan yaşamanız mümkün.
Japonya, eğitim seviyesinin yüksek olması yanı sıra hayatın her
aşamasında eğitime önem veren bir toplum. Üretim alanında ise
robot teknolojileri ve seri üretim uygulandığı için emeğe dayalı
bir toplum olmaktan çıkmış. Diğer bir ifadeyle, kalifiye eleman
değilseniz yapacağınız iş yok gibi. Düşünüyorum da biz çocukken
mahallemizde duvarlara ilan asarlardı. “Emek en değerli şey” vs.
Şimdi Tokyo’dayım ve görüyorum ki yirmi birinci yüzyılın önde
giden toplumlarında emeğe ihtiyaç yok. Bilim adamlarına,
mühendislere, fikir adamlarına ihtiyaç var. Geri kalanını
otomasyon ile robotlar yapıyor.
Türkçe’de robot kelimesi androit kapsamında anlaşılıyor. Robot
kelimesinin anlamı daha geniş aslında. Üretim hattında bir
vidayı takan makine de robot kapsamındadır. Japonya robot
teknolojisinde androit yapabilecek bir aşamaya kadar geldi.
Şimdilik, robot Ashimo (Aşimo okunuyor) önde gidiyor. Ashimo ile
gelişmeler Türkiye’deki haberlerde de yer alıyor. Honda
firmasının ürettiği Ashimo emekleyerek hayata başladı. Yürümeyi
öğrendi. Şimdi ise koşuyor, konuşuyor ve insanlar ile diyaloğa
giriyor Ashimo henüz çocuk, fakat büyüyecek. Belki de yakın
zamanda, 10-20 senede, günlük hayatta evin bir ferdi olacak.
Japonya yaşlanan bir toplum, yani yaşlıların nüfusu artıyor.
Doğum oranın düşmesinden dolayı da nüfus azalıyor. Ölüm yaşı
dünya ortalamasının çok üstünde. Yaşlılar için huzur evleri ve
diğer hizmet işleri büyük bir sektör. Ashimo’nun ilk aşamada bu
sektörde kullanılması muhtemel. Yaşlı ferdi yatağından alacak,
tekerlekli sandalyeye oturtacak, tekerlekli sandalyeyi sürerek
veya kucağında istediği yere götürecek. Evler, Ashimo’ya göre
tasarlanacak ve Ashimo insanların hizmetinde olacak. Robotlar
insanların hizmetinde yer alacak. İnsanlar ise asli vazifeleri
olan düşünme üzerine yoğunlaşacak.
Türkiye’de düşünce denince de akla hemen siyaset getiriliyor.
Bazıları ise apolitik olan gençlerin politik olmasıyla
sorunların çözüleceğini, düşünce üretileceğini sanıyorlar.
Halbuki bunun yanlış olduğunun en somut örneği Japonya’dır.
Belki de dünyanın en apolitik toplumu burası. Politikayı
siyasetçilere bırakmışlar. Herkes işine konsantre yaşıyor.
Sosyal hizmetler, haklar, güvenlik vesaire büyük oranda oturmuş
bir sistem kurulmuş. Az zamanda çok ve büyük işler yapmışlar ve
bütün yurdu demirağlarla örmüşler. Kırk senelik jet trenlerde
bir can kaybı bile olmamış. İnsanlar bu trenlerle 600
kilometreyi iki saate gider olmuş. Devlet televizyonunun prime
time’ında string teorilerini, beynin işlevleri ile ilgili son
bulguları anlatan belgeseller izleniyor. Haberlerde (BS kanalı)
ise bütün dünya ülkelerinin haber programlarından seçmeler alt
yazılı veriliyor. Sabah akşam gazetesini kapısına getirtenlerin
sayısı on milyonu geçmiş. Milyon satışları dergiler yapıyor. Bu
Japonlar sessiz sakin duruyor, ama sanki asıl çılgın bunlar. Ne
dersiniz?
Turhan Doğan
turhan-sufizmveinsan@hotmail.com
Tokyo - 04.04.2005
http://sufizmveinsan.com
|