“Eğer ... olsaydı mutlu olurdum”
İşte size bu gün için ilginç bir soru.
Mutluluğunuz neye bağlı?
İç dünyanızda her zaman mutlu musunuz?
Yoksa mutluluğunuz gününüzün nasıl geçtiğine ya da diğer insanların
size nasıl muamele ettiğine mi bağlı?
Durumu daha net görebilmek için birlikte
küçük bir egzersiz yapalım isterseniz.
Kendinize şu soruyu sorun:
Aşağıdaki soruyla ilgili olarak aklıma ilk
gelen cevap nedir?
“Eğer .. olsaydı mutlu olurdum”
Bu küçük egzersizi yaparken acele etmeyin
ve gerçekten derin bir nefes alın. Bu nefesi alırken şuuraltınızla
bağlantıya geçmiş olacaksınız.
Eğer cevabınız şöyle bir şey ise:
“Şu yeni işe alınsaydım mutlu olurdum”
“Maaşıma zam yapılsaydı mutlu olurdum”
“Şu şeye sahip olsaydım (kişi, para,
araba, ev, mal mülk, diploma, gelir artışı vs.) mutlu olurdum.
“Bir kenara daha fazla para atabildiğim
zaman daha mutlu olurum, çünkü. ondan sonra şöyle bir güzel keyfime
bakar mutlu olurdum.”
Cevaplarınız bu tarz şeyler mi?
İşte, şimdi bir dakika bekleyin...
Hiç dikkâtinizi çekti mi ki, bunların
hepsi geleceğe ait şeyler, halbuki biz tam tersini geriye dönük
olarak yapabiliriz.
Hedefinize ulaştıktan sonra mutlu olmak
yerine bugün, şu dakikada mutlu olmayı seçemez misiniz?
Belki de çok basite indirgedik?
Eğer, basite indirgediğimizi
düşünüyorsanız o zaman bilin ki, siz ‘’bağımlılık tuzağına’’ düşmüş
bulunuyorsunuz. Mutluluğunuz, içinizdeki değil, dışınızdaki olaylara
bağlı.
Kendinizi bu veya benzer mesajları gene
kendinize söylerken görüyor musunuz?
Şayet böyle ise bu bilincin ‘’yokluk
bilinci’’ olarak adlandırıldığını idrak etmeniz çok önemlidir.
Bazı şeylerin yokluğu / eksikliği üzerine
kurulmuş bir bilinç yapısı. Zaman yokluğu, kaynak yokluğu, fırsat
yokluğu, insan yokluğu, fikir yokluğu.
Eğer öyle düşünüyorsanız, siz yokluk
illüzyonunun bilincinizi (enerji alanınızı) zehirlemesine müsaade
etmiş bulunmaktasınız.
Enerjimizi kaybettirip neredeyse
kurutan*** bu düşünce şekli ile ilgili olarak ne yapılabilir?
Bilincinizden yokluk illüzyonunu
temizlemelisiniz.
Bunu nasıl yapabilirsiniz?
1. Bilinçaltınızda bu enerji israfına
neden olan gerçek sebebi bularak.
2. Bilinçaltınızı bundan nasıl
temizleyeceğinizin yolunu bularak.
3. Bu tip inatçı, gitmek bilmeyen
düşüncelerle nasıl başa çıkabileceğinizi öğrenerek.
4. Eğer hayat sizin istediğiniz gibi
gitmiyorsa,bunun altında mutlaka sizin bazı bilinçaltı
düşüncelerinizin yattığının farkına varın ve bunların sizin kendi
gerçeğinizi yarattığını anlayın.
Yukarıda bahsedilenleri yapabilmeyi
başardığınızda tamamen özgür, ruhunuzla ve yaşam amacınızla uyumlu bir
yaşama geçebileceksiniz.
Ve amacınızı yaşadığınızda pek çok
insanın çok önem verdiği ‘’yaşamın problemleri’’ addettiği,
faturalar, iş, ün, saygı ve kabul görmek, ilgi, statü sahibi olmak
gibi günlük problemlerinin ötesine geçmeyi başarabileceksiniz.
Günün problemlerine tepki vermekle
uğraşmak yerine kaynağınızla bir bütün olarak yaşayacak ve bu
tanımlanamaz duyguyu başkaları ile paylaşabileceksiniz. Paylaştıkça
onların ruhunu da aydınlatacak ve gezegenimize huzurun gelmesine
katkıda bulunacaksınız.
Öyleyse dostum bugün, kendinin derin bir
nefes almasına izin ver ve kendini gerçekten teslim et...
Böylece de içindeki mutluluk kaynağını
hisset.
Bugün ve bugünden sonra onu yaşamında mevcut kıl.
Haydi! Şimdi!
Paul Bauer
İstanbul - 15.06.2004
http://sufizmveinsan.com
|