Her ülkenin bayrağı o ülkeyi temsil eder. Aynı ordunun içinde bile branşlara göre flamaları vardır
Flama da o askeri birliğin branşını gösterir. Şirketlerde de logolar vardır ki, bu işaretler şirketin simgesidir. Simgeler, dünyanın neresine giderseniz gidin asla değişmez. Logo ve simgeler her devlete, millete göre de değişiklik göstermez, dünyanın neresine giderseniz o firmanın simgesi, logosu aynıdır.
Bütün dünya o simgeyi veya logoyu gördüğü an, hatırlanması gerekeni hatırlar.

İnsan aklı bunu bu şekilde keşfetmiş? Logo ve simgeler, konuyla ilgisi daha yazı içeriği okunmadan kolay ve kısa yoldan algılansın diye kullanılmaktadır. İnsanlar da kolay olana meyillidir. Bu durumda asla vazgeçilmez hale gelir simge ve kısa yoldan algılatma isteği...

Ezan da İslam’ın simgesidir, Arapça’dır, her şirket sahibinin kendi şirketinin logosunu seçme ve kullanma hakkına sahip olması gibi burada da Allah’ın istediği doğrultuda namaza çağrı simgesi Rasulullah tarafından tasdik edilmiş. Bizim bunu değiştirmek, üzerinde oynamak ve şekil şemailinin sırasını değiştirmek asla haddimiz olamaz.

Bazı kimseler diyorlar ki: “biz bu ezanın manâsını anlamıyoruz Türkçe olursa anlarızBiz Kuran hükümlerini asla göz ardı etmemeliyiz. Kuran baştan sona kadar insan tekamülünden bahsediyor. İnsanın ancak ilim yüklenerek tekamüle başlamasını ve devam etmesini, bu alemden gidinceye kadar hep öğrenmesini emrediyor. İnsanların iki, üç, dört lisan bile öğrenmesi mümkün. Kuran’ın ilk ayeti de “OKU” emriyle başlarken, Kuran’ın okumayan bir bireyi olmanın, şu anki rüşt devri insanı için onurlu bir davranış olmayacağını düşünüyorum.

Ezan altı satırlık birkaç cümle, anlaşılması da çok kolay Arapça okunuşu maneviyat dolu, çoğunluğun da bu seslenişi sevdiğini sanıyorum. Biz turistik bir yerde yaşıyoruz buradaki turistlerin bile dinlediklerine şahid olmuşumdur...

Hakk’ın her konuda olduğu gibi, her işte bir amacı olduğunu düşünmek istiyorum. İnsan sesinin bu mükemmelliğini ezanda fark etmek olası. Duyduğumuz müzikler bizim özümüzün muhabbetinden başka bir şey değil, muhabbet fiili Hakk’ın özünden gelmektedir. İBNİ Arabi İlahi Aşk isimli eserinde "kün emri verildiğinde ruhlar öyle çok zevklendiler ki, o zevk sarhoşluğunda kendilerini unuttular. Şu an insanların müziklerden hoşlanması bu sebeptendir " der.

Bodrum - 27.11.2001
http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail