Kişinin
gerçek Sözü Yaptıklarıdır.
İyi bilinmelidir ki; insanlığın
bugün içinde bulunduğu zulmün ve acıların asıl nedeni, bilhassa
malca zengin insanların Allah’a yeterince inanmamalarıdır. Ve bu
konuda insanları ve kendilerini en çok aldatan şey, Laf ile
inandıklarını söylemeleridir. Fakirlerin de bu durumu pasif
kalarak kabullenmeleridir.
İnsanlar
Laf ile inandığını söyler ve böylece kendilerine karşı mücadele
yolunu baştan kapatır. Hem insanları hem de kendisini aldatır.
Çünkü insanlar, sözün yapmak olduğunu bilmiyorlar.
Halbuki, her şuur sahibi insan iyi bilmelidir ki; İnsanın gerçek
sözü lafı değil, yaptıklarıdır.
İnsanların çoğunluğu Allah’a inandığını söylüyor. Aslında
insanların çoğunluğu inanmıyor. Kuran bunu söylüyor, insanların
çoğunluğu mümin değildir – Müminler Azdır. Çünkü; kişinin gerçek
sözü asla lafı değildir, fakat yaptıkları ve yaşantısıdır.
Salatı ve Dini İkame etmek, Allah’ın Kitabını - Zikrini
UYGULAMAKTIR.
Zaten onun için kişiler laflarına göre değil, yaptıklarına göre
yargılanır.
Her varlık,
duruşu ile, olaylara karşı etki ve tepkileriyle, yaşantısı ve
yaptıkları ile lafsız konuşmakta, Her hali ile kendisini / kendi
sözünü açıkça anlatmaktadır. Her varlık kendisine ait bilgiyi /
bilinci taşımakta ve yaşamaktadır.
Yaratılış dahi bir kelam olayıdır. Yapan, yaptığı eserin duruşu
ve davranışı ile onu görür ve ona cevap vererek (gereğini
yaparak), onu tamamlar.
Yüce Rabbin sözü
de yapmasıdır. OL dediğinde olacak olanı yaratarak OL
demektedir. Zaman onun için söz konusu değildir. Onun OL emrini
vermesi, bütün yüce vasıfları ile O emrin gereğini bizzat
kendisinin yapmasıdır. Yapmak onun fiili sözüdür. Emri
verdiğinde tüm melek(e)leri, Onun emrinin gereği için çalışır ve
olacak olan olur.
Rab Teala, Arza,
Sema’ya ve eşyaya emir verirken bu emri bir insan lisanı ile
vermez. Lakin, bu yarattıkların davranışlarını kendi istediği
gibi yaparak vermiştir. Emir, İş tir yapmaktır, yaptırmaktır.
Şuara : Laf
Cambazları.
Yapmadıkları
şeyleri söylerler, bunların lafı başka, yaptığı başkadır.
Yüce Rabbin Ayetleri kendilerine okunduğunda; lafla işittik
kabul ettik derler. Halbuki işitmemiştir, gereğini uygulamamakla
da, isyan ettik / kabul etmedik demektedir.
Çünkü laf ile kabul ettiğini söylüyor. Fakat, ayetin dediğinin
tam tersini yapıyor. Fakat kendisi bile bunun şuurunda değil ya
da böylece kendisini / insanları aldatıyor, farkında ise alay
ediyor.
Kabul etmiyor ve
desteklemiyor. Aksine, yalanlıyor ve yüz çeviriyor. Sözleri
yaptıklarını tutmayanlar, işte bunlar laf cambazıdır.
Bu durumları gereği, doğru ile yanlışı asla ayırt edemezler.
İftirayı da tanımazlar, Sahibini de görmezler. Çünkü Vahyi
işitmezler, Gerçeği görmezler. Çünkü Bunlar Laf ehlidir, Gerçek
ehli değildir.
Şuara Suresi:
212. ŞÜPHESİZ
ONLAR, VAHYİ İŞİTMEKTEN UZAK TUTULMUŞLARDIR.
221. Şeytanların
kime ineceğini size haber vereyim mi?
222. Onlar, günaha, İFTİRAYA düşkün olan herkesin üstüne
inerler.
223. BUNLAR, (ŞEYTANLARA) KULAK VERİRLER ve onların çoğu
yalancıdırlar.
224. Ve Şairlere, sapmışlara uyarlar.
225. Baksana onlar her vâdide şaşkın şaşkın dolaşırlar.
226. Ve ONLAR YAPMADIKLARI ŞEYLERİ SÖYLERLER.
227. Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah'ı çok Zikredenler
ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır.
HAKSIZLIK EDENLER, NEREYE dönüp DÖNDÜRÜLDÜKLERİNİ YAKINDA
BİLECEKLER.
8:73. Kâfirler
birbirlerinin dostlarıdır. Eğer siz onu yerine getirmezseniz
yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.
Evet Kişinin gerçek Sözü Lafı değil, Yaptıkları ve Yaşantısıdır.
Turgut Sak
İstanbul-07.12.2004
http://sufizmveinsan.com
|