En yakın dostla hasbıhaldir dua…
İç döküşüdür müminin Rabbine.
Kimseye dillendiremediği sırlarını, paylaşamadığı dertlerini,
yardım edecek tüm güç ve kuvvete sahip yegâne Muktedir’e
açarak O’ndan aman dilemek, ne büyük bir rahatlama, huzuru
sindirmedir kalbin en derinlerine… Dost değil midir ki insanın
en gizli sırlarına vakıf olan?..
Hakk’ı kendine dost kılmaktır dua..
‘ Sen haberdarsın Ya Rabbi ! Artık bana elem yok, sen halimi
biliyorken ben kime arz edeyim? Tevekkülü, kişiyi tüm
sıkıntılardan felaha çıkarırken, Rabbine teslimiyetten aldığı bu
güç ile tüm kâinata meydan okuyan müminin karşısında, hangi
çetrefilli aşılmaz, dümdüz olmaz ki?
Rahman’a dayananın karşısında ne dayanır ki?
Bu anlamda ruhi bir terapi gibidir dua.
Üzerinde dağlar misli yük olan, kalbi sıkıntılar içinde daralıp
ruhu feryatlarla çırpınan bir mümin kul, ellerini semaya
kaldırıp yakarışla teslimiyete erdiğinde, ruhundaki tüm
ağırlıklar onu terk eyler, kalbini Rahman’a güvenmenin tarifsiz
sevinci kaplar. Yeniden doğmuşçasına silinirken tüm buhranlar,
bu mana ufkuna yeni açılan bir pencerenin müjdecisidir.Gecenin
en zifiri karanlık noktası, sabaha en yakın olan vaktidir.
Allah’a tevekkül ve kadere imanın gönülde hasıl ettiği eşsiz
rahatlamayla ruhun nefes almasını sağlayan güçlü bir ilaçtır
dua.
Nefsin bitmek bilmeyen arzularından, şeytanın sinsi vesvese ve
boş kuruntularından Allah’a sığınmak, güçlü bir kalede himaye
edilmekten daha emindir.
Dua iman tazelemedir.
Daha bir şevkle, coşkuyla inanmaktır, yeniden.
Sevginin artışıdır Rahmana. Belki de sevginin anlamını ilk
hissediştir.
Dua, kişinin idrak sınırlarını genişlettiği için kişiyi Rahmani
hazlara, tecellilere mahzar kılar.
İlhamlar beliriverir gönlünde manaya dair.
Bu uçsuz bucaksız kâinatta, tenhaların en tenhasında dahi
yalnız olmadığının farkına varmaktır dua.
Sessiz cümlelerimi, lisanıma dökmediğim kelimelerimi, kalbimden
geçirsem bile , işiten biri var !
İşitmesini dilediğimiz bir zatın tüm vasıflarını kendinde cem
eden Allahu Teala, rahmetiyle tüm kâinatı var eden, bekasını
temin eden ve idrakimizi aşan sonsuzlara hükmeden Hakim-i
Mutlak’ken, O’ndan başkasının bizi duymasına, duamıza icabet
etmesine ihtiyacımız kalır mı?
Şüphesiz, Allahu Azimüşşan, tüm duaları işitir ve icabet
eder.Kalplere bizzati vâkıf da sadece O’dur.
Zulme ve haksızlığa uğrayanların gözyaşlarıyla imzaladıkları
şikâyet dilekçesidir dua, en yüce adalet makamına sunulan.
‘’ Mazlumun bedduasını almaktan kork. Zira, Allah’la bu beddua
arasında perde mevcut değildir.’’ buyurmaktadır, Rasulullah (sav)
Efendimiz. Başka bir hadisi şerifinde ise:
Zulme uğrayanın duası reddedilmez, mutlaka kabul edilir. Allah,
mazlumun duasını bulutların fevkine çıkarır ve onlara sema
kapıları açılır ve Allahu Teala hazretleri:
‘’İzzetime yemin olsun ! Vakti uzasa da, duanı mutlaka kabul
edeceğim! ‘’ buyurur.
Bu gerçek, bağrı yanık, kolu dalı kırık bir kulun buruk
gönülle Rabbine yakarması sonucu, tecelli edecek azametli
gazabın şiddetinden sakınmak gerektiğinin en güzel ifadesidir.
Gariplerin kimsesidir Rahman, dua dua yakarılanı.
“Ben kalbi kırıkların yanındayım” buyuruyor Allahu
Teala.Kimsesiz ve garip kimse, Rabbinin yanında olduğunun ve
yalnız olmadığının marifetine erdiğinde, o artık tüm dünyadaki
bunu bilmeyen bütün insanlardan daha güçlüdür ve erişilemez bir
kuvvetle desteklenmiştir Rabbi tarafından.
O kişi için korku ve elem, yerini sükunet ve huzura
bırakır.Yalnız olmadığının idrakine ererek, Rabbinin yanında
olmasının hazzını yudumlar.
Rabbani bir davet, bir iltifattır dua.
Allahu Teala bir kuluna iyilik ihsan etmek istediğinde, o
kuluna dua kapılarını açarak O’nu kendini anmaya davet
eder.Böyle bir davete icabet eden, iltifata mahzar olmuş kul,
huzura kabul olunmuştur.Rabbi onu dinlemektedir, dua bu haliyle
bir miraç değil midir?
Dertler de duanın sebeplerindendir.
Dertli insanın yaptığı dua ile mutlu ve huzurlu bir insanın
yaptığı dua bir midir? Dertlerin gamı kalbi sarmışken nasıl da
içten ve yoğun duygularla dua eder insan.Bu haliyle Rabbine
o kadar yaklaşır ki...Bu açıdan bakıldığında, zahiren çirkin
de görünse dertler, dua etmemiz için, Allah’a yaklaşmamız için
birer vesile ise ve Allahu Teala kimseye gücünün yetmeyeceği
yükü yüklemeyeceğini ayetleriyle vaat ediyorsa, dertler bize
nimet olmaz mı?
Şer gibi görünen işlerde hayır; hayır gibi görünen işlerde de
şer olabileceğini söylüyorsa Allahu Teala, dertlerimiz de bize
şer gibi gözüken hayır kapıları olabilir.Biz bilemeyiz, Allahu
Teala en iyisini bilendir.
Dua, Allah’tan gayrisine minnet etmekten kurtulup Münim-i
hakiki, veren, ancak Allah’tır, O takdir etmediği zaman vermeğe
kimsenin gücü yetmez itminanını gönülden duymaktır.
Bu hakikâtin farkına varan kişi, isteyeceğini yalnız Allah’tan
talep eder, ona kavuştuğunda ise şükrünü yalnız Allah’a arz eder.
Kâinatta kişinin istediğini verecek başka bir münim yoktur
çünkü. İşte bu tevekkülü duyumsamaktır dua.
Rasulullah (sav), Abdullah İbnu Abbas(ra)’ dan rivayetle, buyurdu
ki:
“Ey evlat ! Sana sözlerin pırlantasını söylesem, kulağına küpe
eder de hiç oradan çıkarmaz mısın?
Yer ve gök ehli ittifak etse, Allah’ın senin için takdir
etmediği bir nimeti sana eriştiremez.
Yer ve gök ehli ittifak etse, Allah’ın sana takdir ettiği
bir nimeti senden men edemez.
Nefsim yedi kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki,
Yer ve gök ehli ittifak etse, Allah’ın senin için takdir
etmediği bir musibeti sana çarptıramaz.
Yer ve gök ehli ittifak etse, Allah’ın senin için takdir
ettiği bir musibeti senden uzaklaştıramaz.
Söz budur, kulağından çıkarma !
Hal böyle iken kainattaki tek tasarruf ve güç sahibi Allah’ı
tazim etme ve ona dua etmekten daha güzel bir davranış
olabilir mi kula yakışan? Kul, ancak kulluğunu bildiğinde
hakkettiği mevkiye kavuşur. Çünkü ona verilen en yüce mertebe
‘’Kulluk’’ tur. Alemleri, hatırına yarattığı Resulüne ‘’Kulu
Muhammed ‘’ diye hitap ediyorsa Rahman, bundan büyük makam
olamaz.
Kulluğunu , her şekilde sınırlılığını ve aczini itiraf kendini
küçültme değil, bilakis idrakin göstergesi ve yükseliştir.Bu ise
dua ile en güzel şekilde yaşanır.
Bu kardeşinizi de
dualarınızda unutmamanız dileklerimle...
Ö.Zeyneb EKİNCİ
muttakisahabe@hotmail.com
Kayseri - 20.01.2004
http://gulizk.com
|