Hayvanlar meclisi toplanmış, insan oğlunun kendilerine yaptığı haksızlığı tartışıyorlar.
İlk sözü kedi almış: "Yahu bunlar ne iki yüzlü şeyler. Hem severler, okşarlar hem de kendi aralarında birine nankör demek için beni kullanırlar."
Keçi: "Sormayin efendim. Etimden sütüme her şeyimi onlara veririm, gene de birbirlerine kızdıklarında, inatçı diye benim adımı kullanırlar. Benim nerem inatçı?"
Katır: "Tam yarama bastın keçi kardeş. O konuda ben ön sırayı alıyorum.."
Eşek: "Gene siz iyisiniz. Benim hem inatçi, hem akılsız, hem de yozlukların olduğu her yerde adım kullanılıyor."
Ayı: "Ne kadar kabalık köylülük beceriksizlik varsa benim adımı kullanıyorlar ama gerçekten su insanları anlamak zor. Son yıllarda en değerli sandıkları insanlara da otel ayısı falan demezler mi? Artık gerisini siz düsünün...
Koyun: "Akılsızlık konusunda galiba ben önde geliyorum."
Öküz: "Anlayışsız, kaba, budala, geri zekalı durumları da ben temsil ediyormuşum."
İnek: "Öküzün söylediği sıfatları, kadınlar için benim adımı veriyorlar. Üstelik başarısız, boş çalışmalarda da kullanılıyorum. Böylece iki defa geri zekali oluduğum vurgulanıyor."
Tavşan: "Ben korkakmışım."
Çakal: "Arsız ve kapkaççıymışım."
Baykuş: "Ben uğursuzmuşum."
Karga: "Hırsızmışım."
Akbaba: "Fırsatçıymışım."
Köpek: "Sizler gene uzaktasınız. Ben içlerinde,
yakınlarındayım. Bütün özverilerime karşın, aldığım sıfat köpekleşmek."
Yılan: "Keskin dilim varmış ve beklenmedik zamanda onları sokarmışım."
Geyik: "Ah ah!... Adamın karısı onu aldatırsa, kocası benim boynuzlarımı takarmış. Bu ne şerefsizlik! Benim boynuzlarım, benim yaşam silahım, çok da onurlu bir parçam. Doğrusu ağırıma gidiyor." Domuz: "Ben eşimi kıskanmazmışım. Nereden çıkarıyor bunlar bu saçmalıkları. Biz dişilerimiz için ne büyük kavgalara tutuşuruz." Agustos böceği: "Ben cırcırmışım."
Papağan: "Bütün boş ve çok konuşmalar, benim renkli tüylerime ve omuzlarıma yükleniyor. Ben bu kadar yükü taşıyamam."
Aslan kükredi: "Yeter, yeter be!... Bu kadar da haksızlık etmeyin. Bakın benim için aslan yürekli, tilki için kurnaz, karınca için çalışkan diyorlar."
Gergedan homurlandı: "Senin yürekliliğin savunmasız ceylanlara geçer. Yüregin varsa, gel benim karşıma çık. Ben öyle yürekliliği ne yapayım.." Aslan gergedana ters ters bakti, sivri boynuzlarını görünce susmayı yeğledi.
Fil ortalığı yatıştırmak için:
"Yakın zamanlara kadar rahattım. Ancak yeni bir hortumlama lafi çıktı ki, hortumumdan utanıyorum. Bankaları varmış, hortumlanıyormuş. Sizin anlıyacağınız, büyük hırsızlıklarda benim şerefli hortumum kullanılıyor.
Şaskınlık içindeyim, vallahi ormanın bir köşesine çekilip intihar etmeyi
düşünüyorum." Bu söz üzerine, ortalıgı derin bir sessizlik kapladı.
Tilki söz istedi: "Sayın üyeler, o ki ben Kurnazmışım, bir öneri getiriyorum. Biz de insanlara bir sıfat yakıştıralım ve öcümüzü alalım. O ki bütün olumsuzluklarımızı kendilerine lalik görüyorlar, Benim teklifim, onlara:
"İnsanoğlu insan" diyelim. Böylece hepimize verilen aşağılık sıfatları,
kendilerine iade etmis oluruz." Tilki sözünü bitirir bitirmez, mecliste
çığlık ve alkışlarla karışık bir heyecen ve neşe dalgası yükseldi. Bütün
hayvanlar koro halinde: "İnsanoglu insan, insanoğlu insan, insanoğlu
insan..." diyerek, her biri yuvalarına giderken, büyük bir stres atmış
olarak, mutlu bir durumda köşelerine döndüler. Söylenen odur ki: Hayvanlar nerede bir olumsuzluk görürlerse, birbirlerine: "İnsan oğlu insan" diyorlarmış.

http://afyuksel.com
22
.02.2001

 


Üst Ana sayfa e-mail