Hepatit B virüsü
(HBV) hepatotropik, zarflı ve kısmen çift sarmallı DNA virüsüdür.
Akut ve kronik hepatitin önemli bir nedenidir. Bugün dünyada 400
milyona yakın HBV taşıyıcısı bulunmaktadır. HBV infeksiyonuna
dünyanın her yerinde rastlanılmaktadır. Esas bulaşım yolu
perkütandır. Ayrıca seksüel yollarla da bulaşabilir. Anneden çoçuğa
geçiş (vertikal), aile veya topluluk içi geçiş (horizontal) diğer
önemli yollardır ancak %40 vakada belli bir bulaşım yolu
bulunmamaktadır. HBV endemisi dünyada 3 ayrı bölgeye ayrılır. Batı
Avrupa, kuzey Amerika, kuzey Avrupa ve Avusturalya ‘da sıklık %2,
güney ve doğu Avrupa, güney ve orta Amerika, Ortadoğu ve Japonya’da
%2-10, Afrika ,Güneydoğu ve Uzakdoğu Asya ile Pasifik adalarında
İse %10’dan fazla HBs Ag sıklığı görülür. Türkiye’de HBV
epidemiyolojisi ile ilgili pek çok çalışma yapılmıştır. Buna göre
ülkemizde yaklaşık 5 milyon sağlıklı kişide HBs Ag pozitifliği %5,1,
anti-HBs pozitifliği %35-50 arasında bulunmuştur. Bu durum
halkımızın en az yarısının hayatlarında HBV virüsü ile temas
ettiğini ortaya koymaktadır. Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da
HBV infeksiyonu sıklığı daha yüksektir.
Akut HBV
infeksiyonu olan bir hasta klinik bulgulardan haftalar önce
bulaştırıcılık özelliğine sahiptir. Eklem ağrıları, yorgunluk,
iştahsızlık başlangıç belirtileridir(prodromal evre). Daha sonra
sarılık ortaya çıkar. Bu dönemde karaciğer enzimleri (ALT, AST)
normalin 10 katının üzerine kadar çıkabilir.Sarılık gelişen
hastalarda bilirubin düzeyleri yükselir.Kolestaz enzimlerinde
(ALP,GGT) normalin üst sınırının 3 katını geçmeyen hafif artışlar
olabilir. Normal seyirli bir akut HBV infeksiyonunda prodrom devresi
ile beraber kanda HBs Ag pozitifliğ bunu takiben HBV DNA ve HBe Ag
pozitifliğ görülür. HBs Ag ‘den kısa bir süre sonra ALT yüksekliği
başlar. Bu bulgular sarılık ortaya çıkıncaya kadar devam eder.
Sarılıkla birlikte ALT düşmeye başlar HBe Ag 2-4 hafta sonra
kaybolur anti-HBe oluşur. HBV DNA 1 ayda kaybolur. HBs Ag ise 3-4
ay devam eder yerine Anti HBs ortaya çıkarak kaybolur. ALT
yüksekliği ile birlikte Anti HBc IgM pozitifleşir, 5-6 ayda giderek
azalır ve ömür boyu pozitif olan Anti HBc IgG oluşur.
Hastalığın
tanısı HBs Ag varlığı ile konulur. Erişkinlerde HBV infeksiyonlu
hastaların %90’ında iyi bir seyir mevcuttur ve tam iyileşme olur.
İleri yaş ve eşlik eden hastalık varlığında hızlı seyir ve ölüm
görülebilir. % 10 vakada ise kronik HBV infeksiyonu gelişir ve
bunların yaklaşık yarısı asemptomatik taşıyıcı, yarısında ise kronik
karaciğer hastalığı gelişir.
Korunmada
1-Genel önlemler, 2-Aşı uygulaması yapılır. Genel önlem olarak
kişisel hijyen, riskli seksüel temaslardan kaçınma, kan ve kan
ürünleri nakli ve parenteral enjeksiyonlara dikkat edilmesi, cerrahi
girişimler ve diş tedavisinde HBV’nin kontrol edilmesi ve
engellenmesi önemlidir. HBV aşısı öncelikle riskli gruplara, sağlık
personeli, sık kan ürünleri nakli yapılanlar, hemodiyaliz hastaları,
damardan uyuşturucu bağımlılarına, HBV pozitif hasta eşi ve
çocuklarına yapılmalıdır.
HEPATİT C
HCV 32 nm
boyutunda tek zincirli bir RNA virüsüdür. HCV kan ve kan ürünleri
nakli sonrası gelişen hepatitlerin çoğundan sorumludur. Çoğunlukla
kan nakli ile parenteral yolla ve ilaç kullanıcılarının iğneleri ile
bulaşmaktadır. Seksüel yolla bulaşım hepatit B’e göre daha azdır.HBV
ile aynı bulaşım yoluna sahip olduğundan epidemiyolojii HBV’e
benzemektedir. Tüm dünyada sıklık %0,3-%1,7 arasındadır. Gelişmekte
olan ülkelerde, düşük sosyoekonomik gruplarda bu oran dahada
yüksektir. Ülkemizde sağlıklı kişilerde anti-HCV pozitifliği
%0,5-1,5 arasındadır. Ülkemizde kronik karaciğer hastalığı
etyolojisinde HBV ‘den sonra ikinci sık nedeni oluşturur.
Akut hepatit C
tipik olarak hafif seyreder ve genellikle klinik belirti vermez.
Çoğunlukla sarılık gelişmez. İleri yaş, alkol kullanımı,HBV ve HIV
infeksiyonu birlikteliği seyri kötüleştirir.
HCV infeksiyonu
tanısı anti_HCV ve HCV RNA pozitifliği ile konur. HCV siroz ve
karaciğer kanserine sebep olabilir. İnfeksiyonun sonuçları yıllar
sonra görülür. İlk parenteral temastan sonra ortalama 15 yılda
kronik hepatit, 20 yılda siroz ve 25 yılda karaciğer kanseri
geliştiği gösterilmiştir. Akut HCV infeksiyonunda klasik tedavi
yaklaşımı yeterlidir. Son zamanlarda yüksek kronikleşme nedeni ile
interferon tedavisi uygun hastalara verilmektedir. Henüz HCV’e karşı
aşı geliştirilmemiştir.
Kaynak;Tük Gastroenreloji vakfının Gastroenteroloji kitabı.