"O" heryerden seslenir..

 

Geçen haftaki yazımda bahsettiğim gezi sırasında başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum sizlere..

Cumartesi sabahı başlayan programımız, pazar akşamı sona erecekti. 3-4 saatlik yolculuk sonrası planladığımız yere ulaştık.

Planlı aktivitiler arasında, bir arkadaşımız, ertesi günün hem kandil hem de mübarek 3 aylardan bir gün olması sebebiyle oruç tutmayı teklif etti.

Bir iki kişi hariç itiraz olmadı.

Ancak seferi olduğumuzdan dolayı bir arkadaşımla beraber aklımıza bu durumda tutulacak orucun hükmü ne olabilir sorusu geldi.

Arkadaşım ilahiyatçı bir dostuna sms ile durumu sordu. Gelen cevap ilginçti, “Seferi iken farz oruç dahi tutulmayabiliniyor, siz hem seferisiniz hem de nafileye niyet etmek istiyorsunuz, tutmamanız daha iyi”.

Biz tabi tabir yerinde ise kahramanlığı elden bırakmayarak gece niyetlendik.

Ertesi gün, sıcağın da etkisi ile kuru damaklarla kitap okurken çok ilginç bir şey oldu.

O sırada, Allah ondan razı olsun, Elmalılı Hamdi Yazır'ın Kuran Dili Tefsirinin ilk cildini okuyordum. Daha cildin başlarındaydım. Hatta Fatiha Suresinin tefsiri dahi bitmemişti. Ama o anda kaldığım yerden devam etmek değil de, Bakara suresine başlamak geldi içimden.

Birkaç sayfa okudum okumadım, “Elif lam mim” harflerinin tefsirinin anlatıldığı bir bölümde şu paragrafla karşılaştım. Bu paragrafta:

“İlk önce elif lam, belirtme harfi manasını vurgulamaktan hâli kalmaz. İkinci olarak mim de Arap lehçelerinden kimisinde lam yerine belirtme harfi olarak kullanılır” deniyor ve bu özelliği taşıyan örnek cümle olarak da bir hadis veriliyordu:

“Yolculukta oruç tutmak sevaplar arasında değildir”. (Leyse minembirrem siyamu fim seferi).

Bu hadisi okuyunca, o anda aklıma çok değerli bir abimin sözü geldi:

“Sen O'nu düşünürsen, O her yandan sana seslenir.”

Sonra da Bakara 115...

“Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü işte oradadır.”

Mustafa Kınıkoglu
kinikoglu@kardelendergisi.com

İstanbul - 05.09.2006
http://sufizmveinsan.com

 

 


Üst Ana sayfa e-mail