Babası
haniflerden Zeyd b. Amr el Kureyşiyye,
annesi Ümmü
Kum binti Abdullah idi. Kardeşi Hz. Said b. Zeyd aşere-i
mübeşşeredendir. Kendisi
İslâmiyeti ilk
kabul eden kadın sahabelerden biridir.
Hz. Âtike
binti Zeyd'in doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak belli
değildir.
Mekke'de
İslâmiyeti kabul etmiş olup hicreti nebeviyye esnasında
Medine'ye göç ederek hicret sevabını kazanmıştır. Hicretten
sonra Hz. Ebu Bekir (r.a)'m oğlu Abdullah b. Ebi Bekir (r.a) ile
evlenmiştir. Hz. Âtike binti Zeyd. (f.anha) göz kamaştırıcı bir
güzelliğe sahipti. Kocası Abdullah onunla sürdüğü zevk ve
safa dolu bir hayattan etkilenerek dini vecibelerden olan cihad
farizasını îfâda bile tekasül gösterdiğinden babası Hz. Ebu
Bekir (r.a) tarafından boşanmalarını ısrar etmiştir. Önceleri
Hz. Abdullah bu ısrara direndi ise de nihayet buna güçlükle razı
olarak hanımını boşadı. Fakat bu ayrılık ona çok zor geldi. Günden
güne erimeye başladı. Duyduğu acıyı terennüm ettiği bir gece
oğlunun ızdırabını duyan Hz. Ebu Bekir (r.a) onun yeniden Âtike
ye dönmesine izin verdi. Tekrar eski karısı iİe oğlunu
evlendirdi. Mutlu aile yaşantılarına kaldıkları yerden devam
ettiler. Tabii cihadı terk etmeden.
Hz.
Abdullah (r.a) Taif muhasarasına katıldı. Muhasara sırasında
bir ok saplanması sonucu ağır yaralandı. Peygamber Efendimiz'in
vefatından kırk gün sonra yarası deşildi ve bunun neticesinde
vefat etti. Hanımı Âtike kocasının vefatı üzerin mersiye söyledi.
Mersiyesinde "sıcak gözyaşlarını dinmeyecek..'1
dedi.
Hz.
Abdullah, dul kalması halinde bir daha evlenmemesi için karısına
oldukça yüklü bir servet bırakmış ve yemin ettirmişti. Fakat
vefatından bir sene sonra, hicretin 12. yılında Hz. Ömer (r.a) Âtike
ile evlenmek istemiştir. Bu teklife Hz. Âtike (r.anha)'mn cevabı şu
olmuştur. "Abdullah bana kendisinden sonra evlenmemem için bir
bahçe vermişti." Hz. Ömer' "Öyleyse meseleyi sor, fetva
iste" dedi. O da Ali b. Ebi Tâlib'e sordu. "Sana verdiği
serveti ve bahçeyi ailesine iade et."
Böylece dini vecibe ortadan kalkınca Hz. Ömer ile evlenmiştir.
Düğün
yemeğine Hz. Ömer (r.a) birçok kişiyi bu arada Hz. Ali'yi de
davet etmişti. Hz. Ali (r.a) Âtike'ye
Abdullah'a aralarında
geçen evlenmeme konusunu
hatırlatmak isteyince Hz. Ömer "Ya Ali,
Allah (c.c) iyiliğini versin, hanımımı aleyhime çevirme!"
dedi.
Hz.
Âtike binti Zeyd (r.anha) çok dindardı. İbadetine düşkündü.
Bilgili ve becerikli idi. Şair ruhlu bir kadın sahabiye idi.
Kendisinden birkaç hadis-i şerif rivayet edilmiştir.
Hz.
Ömer (r,a) ile evlenmeden önce namazını Mescid-i Nebevi'de
cemaatle kılmasın engel olmayacağına dair söz aldı. Netekim Hz.
Ömer (r.a) Ebu Lü'lü tarafından mihrapta şehit edilmesi sırasında
Âtike mescidde bulunuyordu.
Bir
defasında Bahreyn'den Hz. Ömer'e bir miktar misk gelmişti.
"Tartmasını becerebilen bir kadın olsa da bunu terazi ile
taksim ederek münasib olan herkese hissesini versem" dedi. Âtike
"ben terazi ile ölçmesini güzel beceririm, ver tartıp böleyim"
dedi. Hz. Ömer, sükût etti. Sonra da, "sen tartarken eline
bulaşan miskleri vücuduna sürersin de böylece herkesten fazla
koku olmuş olursun" diye razı olmadı. Yine bir defasında da
Rum kralının karısına bir kavanoz misk gönderen Atike'ye, Rum
kralının hanımı içine mücevher doldurup göndermişti. Hz. Ömer
karısına misk için verdiği bir dinarı verip mücevherleri Beytül-Mal'e
koymuştur.
Hz.
Ömer şehadetinden sonra Hz. Âtike, Zübeyr b. Avvar (r.a) ile
evlendi. O'nun şehadetinden sonra Hz. Hüseyin (r.a) ile evlenmiştir.
Bazı rivayetlerde ise Hz.Ömer'den önce kardeşi Zeyd b. Hattab ile
evlendiği ve onun Yemame'de şehit olması üzerine Hz. Ömer ile
evlendiği söylenmiştir. Fakat kesin değildir.
Takdîr-i
ilâhiyenin cilvesine bakın ki bu güzelliği ve kocalarını mutlu
etmesiyle meşhur olan Hz. Atike'nin evlendikleri hep şehit olmuştur.
Hz. Ömer'in şehadetinden sonra, halk arasında "Kim kahramanca
ölmek istiyorsa Âtike ile evlensin" sözü meşhur olarak
yayılmıştır.
Hamdi
Boydak
İstanbul
- 30.04.2002
http://sufizmveinsan.com
|