Sâhibü'1-ezan lakabıyla meşhur olan Hz. Abdullah b. Zeyd'in künyesi Ebu Muhammed'dir. Ensar'ın Hazrec kabilesine men­suptur. Babası Zeyd b. Salebe de kendisi gibi sahabedendi. Annesi­nin ismi ise bilinmiyor. Takriben miladi 591 yılında Medine'de doğ­muş olup yine Medine'de hicri 32, Miladi 654 yılında 64 yaşında iken vefat etmişlerdir.

İslam Tarihi'nin şan ve şerefle dolu sahifeleri arasında ismine ilk defa Akabe Biatı'nda rastlıyoruz. O esnada müslüman olmuştur. Ömrü boyunca İslamiyet'e hizmet etmiş ise de O'nun İslamiyete yapmış olduğu en büyük hizmet, hicretin birinci yılından itibaren İslam ülke­lerinin semasını çınlatan ezanın ilk defa O'nun tarafından Rasulü Ek­rem'e bildirilip kabul edilmesidir.

Başta Bedir olmak üzere Sevgi­li Peygamberimizin katıldığı bütün gazalara iştirak etmiş ve kahramanlıklar göstermiştir.

Peygamberimiz (s.a.v) Medi­ne'ye şeref verdikten sonra namazı kâh erken, kâh geç kılmakda olduklarından evleri uzakta olan sa­habeden bir kısmı bazan çok er­ken gelip bekleme ve bazanda yetişememek gibi mahzurlardan ce­maattan geri kalmaları kendilerini pek üzüyordu. İşte bu sebeple namaz vaktinin ve cemaatle namaz kılınacağının belirlenmesinin lüzu­mu hususunda çeşitli görüşler atıl­dı. Çan çalınsın diyenlere, Pey­gamberimiz: "O, Hristiyanlara mahsustur" buyurdular. Boru ça­lınsın diyenlere: "o, Yahudilere mahsustur" buyurdular. "Ateş ya­kılsın" diyenlere: "O, ateşperestle­rin işidir" buyurdular. Bayrak dikil­sin diyenlerin görüşlerini de be­ğenmediler. Bu istişarede bir karar alınamayınca, Peygamberimizin mübarek yüzlerinde görülen neşe­sizlik üzerine müşavere ehlini bir üzüntü almış ve öylece dağılmışlardı. Hadiseyi anlatan Abdullah b. Zeyd (r.a) diyor ki: "Ben de üzüntülü olarak yatmıştım. Uyku ile uyanıklık arası, bana birisi geldi. Üzerinde iki yeşil elbise ve elinde bir çan vardı. "Onu bana satar mı­sın?" dedim. "Ne yapacaksın?" de­yince de "Namaz için çalarız" de­dim. "Ben bu mevzuda daha hayır­lısını haber versem olmaz mı" de­di. "Olur" dedim. Hemen kıbleye karşı durdu Allahu Ekber diye başlayarak Ezan'ı tamamıyle oku­du. Sonra biraz durarak Ezan keli­melerini bir daha okuyup Kad Kâ-metis'Salâ'yı ekledi (Yani, ikamet getirdi). Ben kalkıp Rasülullah (s.a.v)' e giderek olayı arz ve ihbar eyledim. "Senin gördüğün rüya, rüyayı sadıkadır, hak rüyadır" bu­yurdular. "Sen Bilal'le beraber kalk da O'na öğret. O'nu halka ilan et­sin. Çünkü Bilal'in sesi seninkinden daha güzeldir" buyurdular. Ben de onu Bilal'e telkin ettim. Hz. Bilal (r.a) Medine içinde en yüksek bir yere çıkıp Ezan'ı okudu. Hz. Ömer (r.a) kendi evinden işiterek hemen gömleğiyle süratle huzuru saadete geldiler. "Ya Rasülallah! Seni hak peygamber gönderen Al­lah hakkı için, O'nun gördüğünün aynını ben de gördüm. Şu kadar ki, o, benden evvel gelmiş" dedi­ler. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v) Allah'a çok şükür ki, böyle­ce sabit oldu" buyurdular.

Abdullah b. Zeyd (r.a) Ezan hakkındaki mazhariyeti dolayısıyla söylediği beyitlerde şöyle dediği rivayet edilir: "Çok çok hamdederim, Celâl ve İkram sahibi olan Al­lah'a Ezan'dan dolayı. Getirdi onu bana Allah'tan bir müjdeci. Ne mu­azzez, ne muhterem bir müjdeciy­di O. Ard arda geldi üç gece. Geldikçe de artırdı nazarımdaki vakar ve hürmetini."

Mekke fethi esnasında Beni Hazrec'in Beni Haris kolunun san­cağını taşımak şerefine erişti. Veda haccına da iştirak etti. Hac sırasın­da yanında götürmüş olduğu keçi sürüsünü fakirlere dağıttı. Ancak bir kısrak alıkoydu. Böyle yapmak­la ebedi bir servet ve devlet kazan­dı. Sıkıntı ve zaruret içinde bulunmakla bereber, Allah yolunda ken­dini feda etmek en büyük ahlâk mertebesidir. Hz. Abdullah'ın pek az arazisi vardı. Orada hayvanları­nı besliyordu. Fakat çoğu zaman hayvanlarını fakirlere sadaka ola­rak dağıtırdı.

Rasul-ü Ekrem'e muhabbeti ve bağlılığı ile de tanınmıştır. Kendi­sinden altı veya yedi hadis rivayet edilmiştir. Hicri 32 yılında Hz. Os­man devrinde vefat etti. Cenaze namazını Hz. Osman (r.a) kıldır­mış ve Baki kabristanına defnettirmiştir (r.anh).

Hamdi Boydak
İstanbul - 02.0
4.2002
 http://sufizmveinsan.com

Kaynak:
l- Asr-ı Saadet 2- Nimeti İslam 3- Tecrid-i Sarih Tercemesi 4- Mesahiri Eshab-ı Kiram

 


Üst Ana sayfa e-mail