Aşere-i
Mübeşşere'nin (cennetle müjdelenen on sahabı) beşincisi olan Hz.
Zübeyr bin Avvam (r.a), Rasülullah'ın havarisi lakabıyla tanınmıştır.
Babası Avvam, annesi Safiye'dir. Nesebi, Rasul-i Ekrem ile Kusay'da
birleşir. Annesi Safiye Peygamberimizin öz halasıdır. Babası
Avvam ise Peygamberimizin ilk zevcesi Hz. Hatice (r.anha)'nin
biraderidir. Hz. Zübeyr (r.a) Hz. Ebu Bekir (r.a)'in kızı Esma ile
evli idi.
Müslümanlığı
kabul ettiğinde onbeş yaşındaydı. Müslümanların dört beş kişi
oldukları sırada İslamiyet'e girmişti.
Babası
Ficar savaşında daha önceden öldürülmüş olduğundan yetişmesi
ve terbiyesi annesi Hz. Safiye (r.anha) tarafından gerçekleştirildi.
Sıkı bir eğitimden geçti. Bu konuda annesinin şöyle dediği
rivayet edilmiştir. "Benim Zübeyr'i sevmediğimi söyleyen
yalan söylemiş olur. Ben onu dövüyorsam, onun adam olması ve akıllanması
için dövüyorum. Onu orduları tarumar ederek ganimetle dönmesi için
terbiye ediyorum."
Müslüman
olduğu zaman amcası; "Küfre dön!" diyerek hasıra sarar
da ateşleyiverirdi. Zübeyr de: "Küfre ebediyyen dönmem"
derdi. Bundan sonra Zübeyr'e işkence eden iki kardeşi Sâib ve Ümm-i
Habib de müslüman oldular.
Sahabeler
içinde Peygamberimizle en çok yakın ve beraber olma şerefine haiz
olan on dört sahabeden biri olma gibi çok büyük bir bahtiyarlığın
sahibi olmuştur. İslam davasına en çok sadık ve bağlı olanlar
arasında müstesna bir yeri vardı. Kendisi İslamiyet'i kabul
ettikten sonra bir gün müşriklerin Rasul-i Ekrem'i katlettiklerini
duymuş hemen kılıcını çekerek Kabe'ye doğru koşar adımlarla
gitmeye başlamıştır. Ancak yolda Rasülullah'ı görünce rahatlamış
ve O'nun tarafından durdurulmuştur. Ona dua etmiş, fedakârlığını
candan takdir etmiş ve Cibril (a.s) Efendimize gelerek şöyle demiştir.
"Allah sana selam ediyor ve buyuruyor ki, Zübeyr'e benden selam
söyle ve ona müjde ver ki; Allah, sen Peygamber olarak gönderildiğin
günden kıyamet gününe değin Allah yolunda ne kadar kılıcını
sallayan mücahid varsa, onların ecirlerinden birşey eksiltmeden
hepsinin sevabı kadarını Zübeyr'e vermiştir. Çünkü o, Allah
yolunda kılıcı sallayanların ilkidir."
Evvela
Habeşistan'a sonra Medine'ye hicret etmiştir. Mekke'de Talha b.
Ubeydullah ile Medine'de Selem bin Selama ile kardeş olmuştur, ve çok
büyük başarılar sergiledi. Ayrıca Peygamberimiz tarafından
verilen çok önemli hizmetleri başarı ile gerçekleştirdi. Fahr-i
âlem Efendimiz (s.a.v) onun hakkında "Her Peygamberin bir
havarisi (dostu, yardımcısı) vardır. Benim de havarim Zübeyr'dir."
buyurmuşlardır.
Bedir
günü Hz.Zübeyr (r.a) muharebe esnasında başında sarı renkte bir
sarık taşıyordu. Melekler de Bedir günü sarı renkte sarıklarla
nüzul etmişler. Bunu Peygamberimiz takdir ve tebcil etmiş, müslümanların
hamaset ve şeceatlarının artırılmasına vesile olmuştur.
Yolculuklarının
birinde ıssız ve susuz bir yerde gusül etmesi icâp etti. Arkadaşına,
"siper ol!" dedi. Arkadaşı göz ucuyla baktığında vücudunun
her tarafının kılıç yaralarının izleriyle dolu olduğunu gördü.
Bunu O'na söyleyince, "Vallahi, o yaraların hepsini Peygamber
Efendimiz'in yanında Allah yolunda savaşırken almıştım."
dedi.
Peygamberimizin
vefatından sonra da cihad için birçok savaşlara katıldı, büyük
ve unutulmaz kahramanlıklar gösterdi. Hizmette hiçbir zaman ikinci
ve geri plana düşmedi. Valilik almadı, sadece gazalara katıldı.
Fakih
sahabelerin ileri gelenlerinden idi. Peygamberimize ahirete dair
sorular sorardı. Otuz sekiz hadis rivayet etmiştir. Neden bu kadar
az hadis rivayet ettiğinin sebebini soranlara, "İslamiyet'e
girdiğimden beri Rasul-i Ekrem'in yanından ayrılmadım. Fakat ondan
şu sözleri duydum: "Kim benden yalan bir söz naklederse
kendine Cehennemde yer ayırsın." cevabını vermiştir.
Hz.
Zübeyr b. Avvam (r.a) son derece temiz kalpli, temiz ahlâklı,
muttaki, zahid, cömert, âlicenap, merhametli, yumuşak kalpli, çok
yüksek ve kıymetli bir zât idi. Azimkar ve cesurdu. Müslümanlar
arasında eşitliğe son derece riâyet ederdi. Emânet edilen şeyleri
saklamak için ne yapacağını şaşırırdı. Nitekim İslam
tarihinde isim yapmış pek çok sahabe mallarından başka çocuklarını
dahi Hz. Zübeyr'e emanet etmişlerdi.
Ganimetten,
ticaretten ve ziraatten pek çok mala sahip oldu. Medine'nin en
zenginlerinden sayılırdı. Çok cömertti. Fakirlerin maişetini
temin hususunda büyük gayret sarfederdi. Borç isteyene borç para
verirdi. Cihada gitmek isteyenleri, fisebilillah, teçhiz ederdi.
Bununla beraber kendisi çok sade yaşardı. Giyinişi pek basitti.
Yemekleri de öyleydi.
Hz.
Ömer (r.a) bir mecusi tarafından yaralandığı zaman altı kişilik
bir şûra teşkil edilmesini emretmişti, Biri de Hz. Zübeyr (r.a)
idi.Hz. Zübeyr (r.a) secdede iken Cemel Vak'ası'nda şehid edildi.
Hicri 36. (M. 656)
Hamdi
Boydak
İstanbul
- 05.03.2002
http://sufizmveinsan.com
|