RUHANİ SEVGİ
Ruhani sevgi,
sevgilisini hem onun için hem kendi nefsi için sevme durumunu,
sevende bir araya getiren aşktır. Oysa tabiî sevgide, âşık,
sevgilisini sadece kendi nefsi için sever.
Bil ki, ruhani
sevgide âşık akıl ve ilmi bileştirdiği zaman, aklı sayesinde
bilge (hekim) kişi olur; bilgeliği sayesinde de alim biri olur.
O zaman bütün işleri bilgelik (hikmet) düzenine göre düzenler
ve işlerin yerini değiştirmeye kalkmaz. Dolayısıyla, sevdiği
zaman, sevginin ne demek olduğunu, sevenin ne anlama geldiğini,
sevgilinin hakikatinin ne olduğunu ve sevgiliden ne istediğini,
ne beklediğini bilir. Sevdiği kimsenin sevdiği şeyleri sevmesi
için O Sevgilinin (mahbûb) bir iradesi ve ihtiyarı var mı? Yoksa
bir iradesi yok da, ne severse yalnız kendi zatı için mi
sevmektedir, bunu bilir. Ayrıca sevgilisinin varlığını
(vücûdunu), yalnız ve yalnız o mevcudun özünde var olmasını
isteyen mevcûd'u da bilir. Buna göre; sevgili, o mevcudun özünde
değil de sırf o mevcûdda. olsa bile, o mevcûd için sevgilidir
(mahbûb'dur) diyebiliriz...
Eğer o sevgili,
kendi iradesini kullanabilen biriyse, sevenin, onu kendi nefsi
için değil de onun için sevmesi mümkündür. Eğer kendi iradesini
kullanabilen biriyse, sevenin, onu kendi nefsi için değil de
onun için sevmesi mümkündür. Eğer kendi iradesini kullanamayan
biriyse, o zaman seven, sevgilisini sadece kendi nefsi için
sever, yani sevenin nefsi için demek istiyorum, sevgili için
değil, çünkü sevgili sevgisinde herhangi birşeyle nitelenmiş ya
da seven hakkında herhangi bir maksat taşıyor değildir. Böyle
olmakla birlikte, bu sevgilinin, kimi zaman seven gibi bir
irade sahibi olması da mümkündür; öyleki, seven de bizzat
sevgilinin sevdiği şeyi sevdiğini kolayca far-keder. Böylece
sevgiliyi, sevgili için sever, fakat aşkının doğurduğu yan bir
etkiyle.
Hiç kuşkusuz
âşık sevgilinin varlığını istedikten sonra, onunla bizzat
kavuşmayı (vuslat) ister. Şu bir gerçektir ki, sevgilinin var
oluşu, onunla kavuşmayla özdeştir, başka türlüsü zaten olamaz.
Bizim bu
konudaki şiirimiz şudur;
"Varoluş zamanı,
kavuşma zamanıdır; Sevme zamanıdır, yiyiniz, içiniz-"
Bu beyit bizin
bir kasidemizden, bir şiirimizden alınmıştır. Müşahede
halindeyken, hakikatin bize tecelli ettiği bir anda söylediğimiz
şiirlerdendir;
Aşk içindeyken
Zeyneb'e şaştım kaldım Onun dışında bize bir yol gözükmedi Beni
baştan ayağa yakıp yandır anın nuru Tecelli edince, karanlıklar
birden dağıldı Büyük bir sevgiyle ona adadım kendimi Fakat aşk
buya, müthiş sarsıyor insanı Aşkın etkisi ve arzunun cezbesi
arasında Kim bulabilir bir dinlenme anı.
Sevgi ortaya
çıktığı zaman, tatlı teneffüs edişler ve derin derin iç çekmeler
olur. Öyle ki nefes, sevenin nefsinde, sevgilisinin suretini
tasavvur ettiği tarzda çıkar. Hatta, hariçte müşahade
edebileceği bir surette onu izhar eder. Böylece âşığın maksudu
hasıl olur ve mutluluğa erişir. Tıpkı '"ama'" konusunda ifade
ettiğimiz gibi, bu da zaman kavramı dışında olur. Bu konuyu
böylece anlatmış olduk. Şimdi bu konunun özünü belirten bir
şiir sunuyoruz:
biriyse, o zaman
seven, sevgilisini sadece kendi nefsi için sever, yani sevenin
nefsi için demek istiyorum, sevgili için değil, çünkü sevgili
sevgisinde herhangi birşeyle nitelenmiş ya da seven hakkında
herhangi bir maksat taşıyor değildir. Böyle olmakla birlikte,
bu sevgilinin, kimi zaman seven gibi bir irade sahibi olması da
mümkündür; öyleki, seven de bizzat sevgilinin sevdiği şeyi
sevdiğini kolayca far-keder. Böylece sevgiliyi, sevgili için
sever, fakat aşkının doğurduğu yan bir etkiyle.
Hiç kuşkusuz
âşık sevgilinin varlığını istedikten sonra, onunla bizzat
kavuşmayı (vuslat) ister. Şu bir gerçektir ki, sevgilinin var
oluşu, onunla kavuşmayla özdeştir, başka türlüsü zaten olamaz.
Bizim bu
konudaki şiirimiz şudur;
"Varoluş zamanı,
kavuşma zamanıdır; Sevme zamanıdır, yiyiniz, içiniz-"
Bu beyit bizin
bir kasidemizden, bir şiirimizden alınmıştır. Müşahede
halindeyken, hakikatin bize tecelli ettiği bir anda söylediğimiz
şiirlerdendir;
Aşk içindeyken
Zeyneb'e şaştım kaldım Onun dışında bize bir yol gözükmedi Beni
baştan ayağa yakıp yandır anın nuru Tecelli edince, karanlıklar
birden dağıldı Büyük bir sevgiyle ona adadım kendimi Fakat aşk
buya, müthiş sarsıyor insanı Aşkın etkisi ve arzunun cezbesi
arasında Kim bulabilir bir dinlenme anı.
Sevgi ortaya
çıktığı zaman, tatlı teneffüs edişler ve derin derin iç çekmeler
olur. Öyle ki nefes, sevenin nefsinde, sevgilisinin suretini
tasavvur ettiği tarzda çıkar. Hatta, hariçte müşahade
edebileceği bir surette onu izhar eder. Böylece âşığın maksudu
hasıl olur ve mutluluğa erişir. Tıpkı '"ama'" konusunda ifade
ettiğimiz gibi, bu da zaman kavramı dışında olur. Bu konuyu
böylece anlatmış olduk. Şimdi bu konunun özünü belirten bir
şiir sunuyoruz:
Allah'ın bana
verdiği rahmete şaştım kaldım
Umarım sizde şaşar kalırsınız
Sevme zamanı varolma zamanıdır
Kavuşma zamanıdır, yiyiniz içiniz
Peki o büyük aşk nerde, o unutulmaz dert?
O büyük tutku? Kafanız karışmadı mı, aklınız nerde?
Giysisi tertemiz sevgili öylesine örtülü ki
Hiç kimseye, hiçbir şeye benzetilemez ki o.
İlhi aşk
Muhittin ibni Arabi
Çeviren :Mahmut Kanık
Derleyen:
Halil Ilbıra
Bodrum
- 01.06.2004
hilbira@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com
|