İlahi Aşk
9.Bölüm

RUHANİ  SEVGİ

Ruhani sevgi, sevgilisini hem onun için hem kendi nefsi için sev­me durumunu, sevende bir araya getiren aşktır. Oysa tabiî sevgi­de, âşık, sevgilisini sadece kendi nefsi için sever.

Bil ki, ruhani sevgide âşık akıl ve ilmi bileştirdiği zaman, aklı saye­sinde bilge (hekim) kişi olur; bilgeliği sayesinde de alim biri olur. O za­man bütün işleri bilgelik (hikmet) düzenine göre düzenler ve işlerin ye­rini değiştirmeye kalkmaz. Dolayısıyla, sevdiği zaman, sevginin ne de­mek olduğunu, sevenin ne anlama geldiğini, sevgilinin hakikatinin ne olduğunu ve sevgiliden ne istediğini, ne beklediğini bilir. Sevdiği kim­senin sevdiği şeyleri sevmesi için O Sevgilinin (mahbûb) bir iradesi ve ihtiyarı var mı? Yoksa bir iradesi yok da, ne severse yalnız kendi zatı için mi sevmektedir, bunu bilir. Ayrıca sevgilisinin varlığını (vücûdunu), yalnız ve yalnız o mevcudun özünde var olmasını isteyen mevcûd'u da bilir. Buna göre; sevgili, o mevcudun özünde değil de sırf o mevcûdda. olsa bile, o mevcûd için sevgilidir (mahbûb'dur) diyebiliriz...

Eğer o sevgili, kendi iradesini kullanabilen biriyse, sevenin, onu kendi nefsi için değil de onun için sevmesi mümkündür. Eğer kendi iradesini kullanabilen biriyse, sevenin, onu kendi nefsi için değil de onun için sevmesi mümkündür. Eğer kendi iradesini kullanamayan biriyse, o zaman seven, sevgilisini sadece kendi nefsi için sever, yani sevenin nefsi için demek istiyorum, sevgili için değil, çünkü sevgili sevgisinde herhangi birşeyle nitelenmiş ya da seven hakkında her­hangi bir maksat taşıyor değildir. Böyle olmakla birlikte, bu sevgili­nin, kimi zaman seven gibi bir irade sahibi olması da mümkündür; öyleki, seven de bizzat sevgilinin sevdiği şeyi sevdiğini kolayca far-keder. Böylece sevgiliyi, sevgili için sever, fakat aşkının doğurduğu yan bir etkiyle.

Hiç kuşkusuz âşık sevgilinin varlığını istedikten sonra, onunla biz­zat kavuşmayı (vuslat) ister. Şu bir gerçektir ki, sevgilinin var oluşu, onunla kavuşmayla özdeştir, başka türlüsü zaten olamaz.

Bizim bu konudaki şiirimiz şudur;

"Varoluş zamanı, kavuşma zamanıdır; Sevme zamanıdır, yiyiniz, içiniz-"

Bu beyit bizin bir kasidemizden, bir şiirimizden alınmıştır. Müşahe­de halindeyken, hakikatin bize tecelli ettiği bir anda söylediğimiz şiir­lerdendir;

Aşk içindeyken Zeyneb'e şaştım kaldım Onun dışında bize bir yol gözükmedi Beni baştan ayağa yakıp yandır anın nuru Tecelli edince, karanlıklar birden dağıldı Büyük bir sevgiyle ona adadım kendimi Fakat aşk buya, müthiş sarsıyor insanı Aşkın etkisi ve arzunun cezbesi arasında Kim bulabilir bir dinlenme anı.

Sevgi ortaya çıktığı zaman, tatlı teneffüs edişler ve derin derin iç çekmeler olur. Öyle ki nefes, sevenin nefsinde, sevgilisinin suretini ta­savvur ettiği tarzda çıkar. Hatta, hariçte müşahade edebileceği bir su­rette onu izhar eder. Böylece âşığın maksudu hasıl olur ve mutluluğa erişir. Tıpkı '"ama'" konusunda ifade ettiğimiz gibi, bu da zaman kav­ramı dışında olur. Bu konuyu böylece anlatmış olduk. Şimdi bu konu­nun özünü belirten bir şiir sunuyoruz:

biriyse, o zaman seven, sevgilisini sadece kendi nefsi için sever, yani sevenin nefsi için demek istiyorum, sevgili için değil, çünkü sevgili sevgisinde herhangi birşeyle nitelenmiş ya da seven hakkında her­hangi bir maksat taşıyor değildir. Böyle olmakla birlikte, bu sevgili­nin, kimi zaman seven gibi bir irade sahibi olması da mümkündür; öyleki, seven de bizzat sevgilinin sevdiği şeyi sevdiğini kolayca far-keder. Böylece sevgiliyi, sevgili için sever, fakat aşkının doğurduğu yan bir etkiyle.

Hiç kuşkusuz âşık sevgilinin varlığını istedikten sonra, onunla biz­zat kavuşmayı (vuslat) ister. Şu bir gerçektir ki, sevgilinin var oluşu, onunla kavuşmayla özdeştir, başka türlüsü zaten olamaz.

Bizim bu konudaki şiirimiz şudur;

"Varoluş zamanı, kavuşma zamanıdır; Sevme zamanıdır, yiyiniz, içiniz-"

Bu beyit bizin bir kasidemizden, bir şiirimizden alınmıştır. Müşahe­de halindeyken, hakikatin bize tecelli ettiği bir anda söylediğimiz şiir­lerdendir;

Aşk içindeyken Zeyneb'e şaştım kaldım Onun dışında bize bir yol gözükmedi Beni baştan ayağa yakıp yandır anın nuru Tecelli edince, karanlıklar birden dağıldı Büyük bir sevgiyle ona adadım kendimi Fakat aşk buya, müthiş sarsıyor insanı Aşkın etkisi ve arzunun cezbesi arasında Kim bulabilir bir dinlenme anı.

Sevgi ortaya çıktığı zaman, tatlı teneffüs edişler ve derin derin iç çekmeler olur. Öyle ki nefes, sevenin nefsinde, sevgilisinin suretini ta­savvur ettiği tarzda çıkar. Hatta, hariçte müşahade edebileceği bir su­rette onu izhar eder. Böylece âşığın maksudu hasıl olur ve mutluluğa erişir. Tıpkı '"ama'" konusunda ifade ettiğimiz gibi, bu da zaman kav­ramı dışında olur. Bu konuyu böylece anlatmış olduk. Şimdi bu konu­nun özünü belirten bir şiir sunuyoruz:

Allah'ın bana verdiği rahmete şaştım kaldım
Umarım sizde şaşar kalırsınız
Sevme zamanı varolma zamanıdır
Kavuşma zamanıdır, yiyiniz içiniz
Peki o büyük aşk nerde, o unutulmaz dert?
O büyük tutku? Kafanız karışmadı mı, aklınız nerde?
Giysisi tertemiz sevgili öylesine örtülü ki
Hiç kimseye, hiçbir şeye benzetilemez ki o.

İlhi aşk
Muhittin ibni Arabi
Çeviren :Mahmut Kanık

Derleyen: Halil Ilbıra
Bodrum - 01.06.2004
hilbira@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail