Korku

Hayatın çeşitli evrelerinde insanlar korku ve endişeye kapılırlar. Bu, ekseri ansızın gelen fiiller neticesinde ortaya çıkar. İnsan, hayatını hep panik ve korku içinde sürdürmektedir. Korku bazı kişilerde kalkmıştır, zira Hakikâtin kendine açıldığı oranda kişinin korkuya kapılma duygusu azalır.

Şu ayetlerde bu gerçek açıkça dile getirilmiştir:

Bakara-38. “Dedik ki: Hepiniz cennetten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler.”

Zumer- 61. “Allah, takvâ sahiplerini kurtuluşa erdirir. Onlara hiçbir fenalık dokunmaz. Onlar mahzun da olmazlar.”

İnsan hayatını korumak, yaşamını devam ettirmek gayesiyle veyahut özündeki varlığın yaşamı tercih etmesi dolayısıyla, bazı şeylere karşı durma ihtiyacı hisseder yani yaşamına protek koyar, arkasını önünü hiç düşünmez, bilmez ki bazen kendini kilitlediği şey onun için hayırlıdır. Bazen insana hoş gelen, kendisi için zararlıdır.

Isra-11. “İnsan hayrı istediği kadar şerri de ister. İnsan pek acelecidir!

İnsanların şer bildiklerinde hayır hayır bildiklerinde şer vardır"

Enam-3. “O, göklerde ve yerde tek Allah'tır. Gizlinizi, açığınızı bilir. (Hayır ve şerden) ne kazanacağınızı da bilir.”Daha bu konuda epeyce ayet buldum:

Ahzab-39. “O peygamberler ki Allah'ın gönderdiği emirleri duyururlar, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak Allah (herkese) yeter.”

Neml-10. “Asânı at! Musa (asâyı atıp) onu yılan gibi deprenir görünce dönüp arkasına bakmadan kaçtı. (Kendisine dedik ki): Ey Musa! Korkma; çünkü benim huzurumda Peygamberler korkmaz.”

Öyle anlaşılıyor ki kendisine Nübüvvet ve Risalet nuru açılanlar mahzun olmayacaklar  "Allahım bana her şeyin hakikâtini göster "diyen Resullah (a.s.) Efendimizin bize işaret  ettiği hakikâtini bilmek, ona göre kulluk etmektir. Kulluk deyince aklımıza ibadet etmek fikri geliyor; bu son derece dar ve kısıtlı bir anlayış... Kulluğu en güzel ifadeyle sayın Ahmed Hulusi,  eserlerinde yeterince açıklamış: “Kulluk, var oluş gayesini, gereğini yerine getirmek demektir.” Bu, kesinlikle, şu ana kadar bildiklerimin en açık anlatımıdır. Her insanın ayrı ayrı özellikleri vardır.Herkes kendisine kolay geleni yapar. Bunun başka yolu yoktur. Kuran ayetinde der ki: “Herkese yapacağı işler kolaylaştırılmıştır.Siz çalışınız, herkes yaratılmış olduğu fiiller için kolaylaştırılmıştır." (Buhari)

·Ayet "Kul, küllün ya'melu alâ şâkıletihi !..." (17-84)

-O, öyle ALLAH'tır ki; rahimlerde sizi dilediği gibi şekillendirir." (Al-i İmran/6)

-ALLAH, yaratıkları bir karanlık içinde yarattı. Ve kendi nurundan onlara saçtı. Kime o nurdan isabet etti ise hidâyete erdi, kime de isabet etmediyse o saptı." (Hakaik)

Öyle görünüyor ki insan kendi gerçeğini tanımadıkça hep korkacak ve endişe edecek ve asla teslim olamayacaktır.Teslim olamayanın da hürriyetine kavuşması ne kadar mümkün olur, takdir sizindir. Bu âlemde hür olamayan da yeni bedeniyle bais olunca hür olamayacaktır. Zira, söz Allah ve Resül’üne aittir ."Burada âmâ, orada âmâ" Kul hangi hal  üzere ise öyle haşrolacak, hangi hal üzere bais olduysa  öyle diriltilecek " Burada bize en gerekli görünen şey, ilim sahibi olmak. Sonra, ilmiyle amel etmek,öğrendiklerini yaşamına geçirip uygulamak.

İbni Kesir isimli hadislerle kuran açıklamasında   Efendimiz (s.a.v) ashabı suffe dedikleri dostlarına önce ilmiyle ameli öğretmiş.Sonra ilim yaymalarına izin vermiş.

Allah her şeyi en iyi bilendir, biz sadece paylaşmayı seviyoruz

 

 

Bodrum - 22.08.2003
hilbira@hotmail.com
http://gulizk .com


Üst Ana sayfa e-mail