Özlemle yâd ettiğim bir sohbet ortamında, söz bir ara
atasözlerine geldi.
Bazı
atasözleri vardı ki, anlamlarında çok ince hakikatleri
barındırıyorlardı. Ağızlardan çıkan sıradan bir söz olmadıkları
her halleri ile belliydi.
"Dedesi erik
çalmış, torununun dişi kamaşmış", "Alma mazlumun ahını, çıkar
aheste aheste", "Mazlumun duası yerde kalmaz, ah alan felah
bulmaz" atasözlerini örnek olarak ortaya attım.
Bunun
üzerine, sohbet edenlerden biri "Bunlar atasözü değil, veli
sözüdür" dedi.
Üzerinde
düşününce ne kadar doğru olduğunu anladım. Hakikat kapısından
içeri giren veliler, evliyalar, Allah dostları söyledikleri iki
üç kelime ile ne kadar çok şey anlatıyorlar aslında.
Yunus
Emre'yi düşünün... Şu dört mısra ile anlattıklarını belki
sayfalar dolusu kitap anlatamaz..
ıÜüHak
cihana doludur
Kimseler Hakk'ı bilmez
Onu sen senden iste
Ol senden ayrı olmaz
***
Şu günlerde
Lübnan'da, Filistin'de yaşanan zulmü gazetelerden,
televizyonlardan seyrediyoruz. Elimizden bişey gelmiyor. Sadece
dualarımız var.
En azından
dua ederek, "ıÜüBir
haksızlığı el ile düzeltin, bu mümkün değilse dil ile düzeltin,
bu da mümkün değilse kalben buğz ederek kınayın"
emrini yerine getirmeye çalışıyoruz.
İşte bu
zulmü seyrederken "Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste"
sözünü hatırlıyorum ve biraz olsun rahatlıyorum. O mazlumların
ahını alanlar elbet yaptıklarının karşılığını alacaklar.
Allah
yardımcıları olsun.
Mustafa Kınıkoglu
kinikoglu@kardelendergisi.com
İstanbul - 27.07.2006
http://sufizmveinsan.com
|