Bil ki þeyhlerin þeyhi þeyh Sadüddin Hamavî -Allah ruhunu aziz etsin buyur­duðuna göre, melek açýcý, keþfedici, þeytan ise örtücüdür. Âþýklarýn sultaný Aynülkudât Hemedanî der ki: Melek sebeptir. Þeytan da sebeptir. Keþfin sebebi melek, setrin sebebi þeytandýr. Hayýr sebebi melek, þerr sebebi þeytandýr. Rahmetin sebebi rahmet meleði, azabýn sebebi azab meleðidir.

Seni iyi iþlere davet edip, kötü iþlerden alýkoyan senin meleðindir. Seni kötü iþlere davet edip, iyi iþlerden alýkoyan senin þeytanýndýr.

Ey gönül sahibi! Kendi vilayetimde, Nesef þehrinde bir gece rüyamda Peygamber'i -salât ve selâm O'nun üzerine olsun- gördüm. "Ey Aziz! Eûzu okuyan iblis ile La havle okuyan þeytaný bilir misin?" diye sordu. "Hayýr yâ Resûlallah" dedim. "Filan iblis Eûzû okur, fi­lan þeytan da La havle okur. Bunlardan sakýn!" buyurdu. Her ikisini de tanýyor ve onlarla sohbet ediyordum. Hemen onlarla sohbeti kestim.

Ey kardeþ! Küçük âlem olan insane, mülk ve melekût olmak üzere iki âlemden mürekkeptir. Mülk âlemi suret, melekût âlemi ise mânadýr. Mülk âlemi cisim, melekût âlemi ise candýr. Mülk âlemi ev, melekût âlemi ise ev sahibidir. Bu ev sahibinin merte­beleri vardýr. Her mertebede de bir adý vardýr. Bir mertebede adý tabiat, baþka bir mertebede nefs, diðerinde akýl, baþka birinde de nûrullah (Allah'ýn nuru)dur.

Bu bilgileri anladýysan, þimdi bil ki, birinci mertebe olan tabiattan üç þey meydana gelir: Biri imaret, bayýndýrlýk (mamurluk) ve itaat etmek; biri fesat, yýkýcýlýk ve itaat et­memek; öbürü de kibirlenme, kendini beðenmiþlik ve serkeþlik etmektir. Bundan dolayý Peygamberler bu ev sahibine üç ad vermiþlerdir: Mamur edip, itaat ettiði için melek adýný koydular. Fesat çýkarýp, yýktýðý ve itaat etmediði için þeytan adýný verdiler. Kibirlenip kendini beðendiði ve boyun eðmediði için iblis adýný koydular. Bundan dolayý "Var olan her insanýn, onunla birlikte olup, onunla beraber yaþayan bir þeytaný vardýr" demiþlerdir. Resul aleyhisselâm "Þeytaným elime teslim oldu" buyurmuþtur. Þu halde melek, þeytan ve iblis bir cevherdirler. O bir cevheri çeþitli itibarlarla zikretmiþlerdir. Üçüne de “þeytan” derlerse yine doðru olur. "Þeytanlardan, her kalfayý, her dalgýcý (ona münkat ettik). Bu­kaðýlara baðlý olan baþkalarý da (ona tabidirler)" (Sâd 38/37-38).

Melek, þeytan ve iblisin mânasýný anladýysan þimdi bil ki iblis, avam arasýnda az olur. Avam arasýnda melek ve þeytan bulunur, iblis âlim, þeyh ve hakimler arasýnda bulunur. Onlar kendini beðenmiþ ve kibirli olup, hiç kimseyi kendi üstlerinde göremez, herkesi kendi altlarýnda düþünürler.

Sözü uzatýp maksattan geri kalmayalým.

Büyük âlem de, mülk ve melekût olmak üzere iki âlemden mürekkeptir. Mülk âlemi suret, melekût âlemi mâna; mülk âlemi cisim, melekût âlemi can; mülk âlemi ev, melekût âlemi ev sahibidir. Bu ev sahibinin mertebeleri olup, her mertebede bir adý vardýr. Adý bir mertebede tabiat, birinde nefs, birinde ise akýldýr. Bazýlarý bu ev sa­hibine ve bu evde çalýþanlara akýllar, nefisler ve labiatler derler. Bazýlarý da melekler der­ler. Bu bir ýstýlahtýr.

Küçük âlemde çalýþanlar olduðu gibi, büyük âlemde de çalýþanlarýn olma­sýnda kuþku yoktur. Büyük ve küçük âlemin çalýþanlarýna bazýlarý akýl, nefis ve tabiatler, bazýlarý da melekler derler. Ulvî (yüce) ve süfli âlemlerin tüm çalýþanlarý meleklerdir. Her birinin ilmi, ameli ve makamý malumdur. "Ýçimizde biri yoktur ki muayyen bir makamý bulunmasýn" (Sâffât 37/164). Onlarýn ilimleri artmaz, amelleri deðiþmez, her biri kendi iþiyle meþguldür. O ilim ve ameli kimseden öðrenmemiþlerdir; Zâtlarý ile beraberdir. Ya­pamayacaklarý amel yoktur ama, o amel dýþýnda baþka bir amelde bulunamazlar. "Al­lah'ýn buyruðuna karþý gelmez, kendilerine buyurulan her þeyi yaparlar" (Tahrîm 66/6).

Aziz Nesefi--Ýnsaný Kamil
Derleyen:  Halil Ilbýra

Bodrum - 21.01.2003
hilbira@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail