Şuayb Aleyhisselam, Kitapta Mizana
Misal olarak verilen isimdir. Ölçüyü tartıyı doğru tutup
değerlendirmeyi ölçüden sapmadan, ölçüyü bozmadan -
karıştırmadan yapmaktır. Tartıyı gerçeğe uygun bir şekilde
yapmaktır.
Esasen ve önemli olan, Tartmak –
Ölçmek; Kur’an’ı ve içindeki ayet ve sureleri gereğince
değerlendirmek, doğru takdir etmektir. Sadece tüccarların
terazisini doğru tutması değildir. Hayatta ve İnsanlar arasında
her konuda Allah’ın hükmüne göre karar vermek, Ona göre görüş
bildirmektir. Kur’an’ı gereğince takdir edemeden itiraz eden
için, kitapta “Kahrolası, nasıl ölçtü” denir.
Sana indirilen satırlanmış kitabı
gereğince değerlendirirsen, O’ndaki açıklamaları, özellikleri
gereğince ölçer, gereğince düşünür, değerlendirir ve ondan
sapmaz isen, O’ndaki kavramları esas alırsan, O’na dayanır isen;
göreceksin ki sana Rabbinden “Gerçek” gelmiş bulunmaktadır.
Varlık ve Hayat kitabının “Gerçek açıklaması” gelmiş
bulunmaktadır.
Mizan dahi Kur’an’dadır. Ve
Kur’an’ın kendisidir. Allah, onunla Kitabı ve Mizanı
indirmiştir.
Bu mizan, bize verilen değerlendirme
ölçüsüdür. Din kelimesi, Deyyan isminden gelir, değerlendiren –
derecelendiren, dosdoğru takdir eden, neticelendiren demektir.
Bir kavram ya da konu, Kur’an’da
zikredilmiş ise ve ne kadar zikredilmişse O konunun değeri ve
önem derecesi de o kadardır. Bu dengeyi bozmamalıdır. Önemi az
bir konuyu daha önemli bir konunun önüne çıkarmak, dengeyi
bozmaktır.
Kitaptan ayrıldığımız kadar
dengeden, ölçüden (mizandan) ayrılırız ve sonuçta ortaya acaip
bir HİLKAT GARİBESİ çıkar. Kişinin bazı kısımları gereğinden
fazla, bazı kısımları gereğinden az önemsenir ise ve böylece
gelişir ise kişinin FITRATI bozulmuş olur, ortaya yaratılış
hedefinden ve gayesinden sapmış, bozulmuş başka bir şey çıkar.
Din de böyledir. Din Fıtrattır ve aslı Allah’ın zikri üzere ve
Kur’an’da vaaz ettiği şekilde dengelenmelidir.
Bir konu eğer kitapta zikredilmemiş
ise; ya o kadar önemli değil, ya da Allah’ın affettiği veya bize
bıraktığı, bizi sorumlu tutmadığı şeylerdir. Gerçekte önemsiz
şeyleri önemseyerek, üstelik Allah’tan gelmiş gibi söyleyerek
dine sokmak, Mizanı tamamen bozmaktır. Bu durum insanların
önemsemediği, fakat gerçekte çok büyük bir zulümdür. Kalkış
gününde kişi için tutulacak mizana “Allah’a iftira” ve “Şirk”
taşkınlığını koyar.
Kendimizi kalkış ve değerlendirme
günü öncesinde değerlendirmek için Kitaba – Mizana ne kadar
uygun olduğumuz ile ölçebiliriz. Fakat eğer kitaptan haberimiz
yoksa, kendimizden de haberimiz yok demektir. Kendimize dair
bilgi de bize kitapta kesinlikle verilmiştir.
21:10. Andolsun, size içinde sizin
Zikriniz bulunan kitabı indirdik. Hâla akletmez misiniz?
Din (Değerlendirme-derecelendirme)
gününde Onun hükmüne göre yargılanırız.
İnsanların Ona göre yargılanacağı
Hüküm, kesinlikle kitapta bize verilen Hükümlerdir.
27:78. Rabbin şüphesiz, onlar
arasında hükmüne göre kaza edecektir . O, Azizdir, Alimdir.
Din gününde bizi ölçmek için
tutulacak mizan, bize verilen mizandan başka bir mizan DEĞİLDİR.
Kitabımızda insanlara Mizanı vaaz
eden misal insan, Şuayb’e Selam olsun.
Din
gününün Malikine Hamd olsun.
Turgut Sak
İstanbul-14.12.2004
http://sufizmveinsan.com
|